Aslında çocukluk dönemlerinden beri birkaç defa bu sanata ilgi duyan Aliye Berger’in resimle buluşması bir türlü gerçekleşmedi. Eşinin ölümünün ardından Londra’ya giderek burada önemli sanatçılarla tanışan Aliye Berger, hayatının dönüm noktası olacak eserler ortaya çıkardı.
GOOGLE’DAN ALİYE BERGER DOODLE’I
Dünyaca ünlü arama motoru Google, 24 Aralık 1903'te doğan gravir ve grafik sanatçısı, ressam Aliye Berger'in doğum gününe özel Doodle hazırladı.

ALİYE BERGER KİMDİR?
24 Aralık 1903’te İstanbul’un Büyükada ilçesinde doğan Ressam Aliye Berger’in babası Atina ve Girit’te valilik ve sefirlik yapan Mehmet Şakir Paşa, annesi Giritli Sare İsmet Hanım, dedesi Şurayı Askerî Dairesi Reisi Miralay Mustafa Asım Bey, amcası Abdülhamit II devri sadrazamı Cevat Şakir Paşa’dır. Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı (d.1890) ağabeyi, Ressam Fahrelnisa Zeid (d.1901) ablasıdır. Diğer ablalarının isimleri; Hakkiye ve Ayşe Suad’dır.
Tiyatrocu Şirin Devrim, seramik sanatçısı Füreya Koral ile ressam Nejat Devrim’in teyzesi olan Aliye Berger, Türkiye’nin ilk oyma ve kazıma gravür sanatçılarındandır. İsmini ilk defa 1954 yılında Yapı Kredi Bankası tarafından düzenlenen resim yarışmasında birinci seçilerek duyuran Aliye Berger, dışa vurumcu oyma baskıları ile biliniyor.
İlkokula 1909 – 1912 yılları arasında Büyükada mahalle mektebinde başlayan Aliye Berger, ardından Birinci Dünya Savaşı’na dek Notre Dame de Sion’a devam etti. Okul savaştan dolayı kapatılınca İstanbul’da Fransızca öğrenim yapan Madame Braggiotti’nin okuluna gitmek zorunda kalan Aliye Berger, burada müzik ve resim dersleri aldı.
17 yaşında Fransız Büyükelçiliği’nde sınava girdikten sonra diplomasını alan ve eğitim hayatını noktalayan Aliye Berger, genç yaşlarında August Strindberg, Voltaire, Dostoyevski ve Henrik Ibsen gibi yazarlardan etkilenerek yazar olmak istedi.

Gençlik dönemlerinde hiç resim yapmadığı, keman çaldığı bilinen Aliye Berger, çocukluk ve gençlik dönemlerinde 3 defa resimle ilgilendi. Resme karşı ilk sevgisini babasının kitaplarını incelerken Çin resimlerini gördüğünde yakalayan Aliye Berger’in ağabeyi Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın İtalya’dan gelirken getirdiği nü resimleri gördüğünde resim sanatı 2. defa ilgisini çekti. Babası Şakir Paşa nü resimleri görüp kızıyor ve köşkün her yerinden kaldırıyor.
Çocukluk zamanlarında tavan arasına gizlice çıkarak bu resimleri izleyen Aliye Berger’in, 3. defa ilgisi ise 17-18 yaşlarındayken ablası Fahrelnisa Zeid, evlerinin bahçesinde resim yaparken bayılınca tuvali ve boyaları bahçede bırakarak içeriye götürülünce açığa çıkar.
Karl Berger’e aşkı giderek artan Aliye, hocasına vurulduğunu söyleyerek, Beethoven (Ludwig van Beethoven), Brahms (Johannes Brahms), Bach’ı (Johann Sebastian Bach ) onun sayesinde keşfettiğini, Ibsen’de, Dostoyevski’de, Strindberg’de yeni anlamlar bulduğunu anlatmış…
İlişkileri aşka dönüşen çift, 23 sene birlikte yaşadı. 1935 yılında 1939 yılına dek Paris ve Berlin’de kardeşi Fahrünnisa Zeyd’in yanında kalan Aliye Berger, 1947 yılında Karl Berger’le evlendi.
Karl Berger 1947 yılında ülkesine konser vermek için Ada iskelesine giderken sokakta kalp krizi geçirerek ölür.
Karl Berger' in ölümünün ardından, kaybının acısına dayanamadığını gören ablası Fahrelnisa Zeid'ın onu alarak Avrupa'ya götürmesiyle başlıyor
Beraberlikleri boyunca ev dekorasyonu ile ilgilenip eşine kıyafetler diken, onunla birlikte felsefe okuyan Aliye Berger, resimle ilgili değildi. Burada gravürle tanışan Aliye Berger, hüzünlü anılarını metal plakalar üzerinde işler.
İngiltere’nin başkenti Londra’ya giderek John Buckland Wright’in atölyesinde gravür ve heykel çalışan Aliye Berger, 1951 yılında Türkiye’ye 150 gravür ile dönerek ilk kişisel sergisini açtı.
O dönemlerde Türkiye’de gravür çok yaygın değildir. Geçimi için tebrik kartları, manzaralar çalışan Aliye Berger, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun da yaşadığı Narmanlı Han’a yerleşti.
Gravür kazma döneminde, her daim hayatında yer etmiş sevinçleri, acıları, anıları ve yaşamından kesitleri ortaya çıkarmaya çalışan Aliye Berger’in yaptığı küçük-büyük boyutlu gravürler, onun iç dünyasını, hayatını yansıtıyordu. Aliye Berger, bazen de fantastik bazen ise gerçekçi bir yaklaşımla ele aldığı gravürlerinde, dışavurumcu bir anlatımı açığa çıkardı.

1954 yılında Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği’nin kongresinden dolayı Yapı Kredi Bankası tarafından gerçekleştirilen ‘İş ve İstihsal’ konulu yarışmada ‘Güneşin Doğuşu’ isminde ilk yağlı boya çalışmasıyla birinci olan Aliye Berger, ertesi sene 2. Tahran Bienali'nde 2. oldu. Genellikle oyma baskı tekniğinde, siyah-beyazın ara tonlarında yapıtlar yapan Aliye Berger, zımpara kâğıdı, kasap kâğıdı ve tülbenti malzeme olarak kullanan fantastik ve gerçekçi unsurları özgün bir lirizm ve dışavurumculukla yansıttı.
Ferit Edgü’nün Aliye Berger’in gravürlerinin yaygınlaşmasında büyük payı oldu. Edgü, Füreya Koral arşivindeki gravür kalıplarını yeniden bastırdı ve bu baskılar, gravürlerin bilinmesinde önemli etken oldu.
ALİYE BERGER NE ZAMAN ÖLDÜ?
Hayatı boyunca dünyanın birçok şehrinde 12 özel sergi açtı, 48 karma sergiye katılan Aliye Berger, 10 Ağustos 1974 yılında doğduğu Büyükada'da yaşama veda etti. Aliye Berger’in Albertina Müzesi'nde de 3, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde 4 yapıtı sergileniyor.
Ölümünün ardından yapıtları çeşitli defalar sergilendi. En büyükleri, 16 Ekim- 1 Kasım 1975 tarihlerinde İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde gerçekleştirilen sergiyle Yapı Kredi Bankası’nın 11 Şubat-6 Mart 1988 tarihlerinde gerçekleştirdiği sergilerdir.
İŞTE ALİYE BERGER'İN ESERLERİ:

Gravür

Özgün Baskı

Kendi el yazısıyla gravürünü yaptığı bahçe hakkında İngilizce notlar bulunan Özgün Baskı

Güneşin Doğuşu, 1954

Çiftetelli (Oyma Baskı)

Mevleviler (Özgün Baskı)

Bektaşiler (Özgün Baskı)

Davulcu (Gravür)
Boğaziçi (Özgün Baskı)
Süngerci (Karışık Teknik)
Karışık Teknik
Özgün Baskı
Özgün Baskı
Özgün Baskı
Karagözler (Karışık Teknik)
Dergah (Gravür)

Otoportre
