Atadan dededen kalan toprağı olanlar dikkat! 2 yıl süre verildi, yoksa devlet el atacak

Toprak sahiplerinin yalnızca 2 yıl süresi kaldı. Devlet gözünü bu kez de boş kalan arsaları çevirdi. Siz vermezseniz devlet kiraya verecek. İşte tüm detaylar…

Son yılların en büyük problemi gıda fiyatları olurken Tarım ve Orman Bakanlığı ekilmemiş topraklar için kolları sıvadı. Başlatılan çalışma kapsamında Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, miras kalan toprakların 2 yıl boş kalması durumunda devlet tarafından kiraya verilerek kazancın toprak sahibinin hesabına yatırılacağını söyledi. Yeni düzenleme ile birlikte gıda fiyatlarının da düşüşe geçmesi bekleniyor. İşte tüm detaylar…

HİÇBİR TOPRAK BOŞ KALMAYACAK

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Avrupa Birliği Bilgi Merkezi tarafından, 'Tarımın Kalbinden Dünyaya Antalya Tarım Zirvesi' adlı toplantı düzenlendi. Güvenilir Ürün Platformu işbirliği ile yapılan toplantı tarım alanında yapılacak yeni stratejilerin ön çalışması oldu. Uzman isimlerin yer aldığı 4 panel yapılırken açılışta tarım ve orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider'de önemli açıklamalarda bulundu.

"Anneden, babadan kalan tarla, toprak, bağ var ama mülkiyet, miras hukuku cilveleriyle bunları işleyemiyoruz.” sözlerini dile getiren Gizligider 2 yıl içerisinde herhangi bir toprak parçasının işlenmemesi durumunda kiraya verileceğini söyledi. Toprağa en yakın yerleşim yerinden başlamak üzere projenin başlatılacağını belirten Gizligider, projenin büyüyerek dijital kiralama yöntemine çevrileceğini söyledi. Elde edilen kazancın toprak sahibinin hesabına yatırılacağı belirtilirken konu hakkındaki detaylarda açıklandı.

ÜRETİM PLANLAMASI YAPILACAK


Tarım ülkesi olan Türkiye'de son yıllardaki gıda fiyatları vatandaşın cebini yakıyor. Nisan 2023'te Resmi Gazete’de yayınlanan yasayı işaret eden Gizligider, "Portakal para etti, çok para etti, her yer portakal ağacı oldu. Ertesi yıl portakal para etmedi, çiftçi isyanda, kamyon kamyon portakal, domates, limon dökülüyor. Hepsine son vereceğiz. Kimin, nereye, neyi, ne kadar üreteceğine karar vereceğiz.” dedi.

Türkiye'de her gün en az 100 milyon turistin duyurulduğunu dile getiren Gizligider, nerede neyin nasıl ekilip dikileceğine bu plana göre karar verileceğinin altını çizdi. Bu yıl üretim planlamasına geçileceğini işaret eden Gizligider, kısa vadede itirazlar olabileceğine değinerek 10 yıl sonra ekim yapılamayacak bir hal alınabileceğinin altını çizdi.

%65 TİCARET POTANSİYELİ VAR


Dünyanın aktif nüfusunun %65'inde ticaret yapabilme imkanı olduğunu dile getiren Gizligider, "İhracatta Türkiye'nin planlaması dünyayı etkiliyor. Dünyanın 2'nci büyük makarna fabrikası Gaziantep'te. 'Buğday ithal ediliyor' eleştirileri var. Bir yandan da karartmalarla uğraşıyoruz. Türkiye'nin 2002 yılında toplam ihracatı sanayiden tarıma, tekstilden makineye toplam 36 milyar dolardı. 2022 yılı itibariyle dünyadaki ekonomik daralmalara rağmen Türkiye'nin tarımsal ihracatı 30 milyar dolar oldu. Toplam ihracat 254 milyar dolar oldu. Bizim yapacağımız her şey kelebek etkisiyle dünyayı etkileyecek. Asya, Avrupa ve Avrupa'yı doğrudan etkileyecek düzeyde." dedi.

FAHİŞ FİYAT FARKINA ÇÖZÜM OLACAK

Sözleşmeli üretim sistemi kapsamında çiftçinin rahat edeceğini ifade Gizligider, tedarikçinin riskle karşılaşmaması için her yolun deneneceğini vurguladı. Ürünün tarladan çıkış fiyatı ile tüketiciye ulaştığı fiyat arasındaki farkı işaret eden Gizligider, bu durumu 'yorgun domates sendromu' örneğiyle açıkladı.


Antalya'dan karayoluyla gönderilen domateslerin 800 kilometre sonra İstanbul'a ulaştığını ifade eden Gizligider, domatesin sıfır TL olarak çıksa da Antalya'dan İstanbul'a ulaştığında 22 TL olduğunu vurguladı. Üreticinin kazancının sıfır olduğunun altını çizen Gizligider, tüketicinin ise 22 TL'den domates aldığını aktardı. Bu durumun çözüleceğini belirterek açıklamalarına devam eden Gizligider, “Öyle ya da böyle Türkiye 1960'lardan bugüne göç eğilimi içerisinde. Sanayileşme, refahtan payını artırma ve kültürel sebeplerle büyükşehirlere göç var. Biz buna engel olamadık. İstanbul'da tarım, iskan, nefes alacak yer kalmadı. Kent çeperleri yakınlarına tarımsal faaliyeti yoğunlaştırma kapsamında Organize Tarım Bölgeleri (OTB) kurulacak. Sera sistemi olacak. 5 yıl içinde 100 tane yapacağız. İç tüketimde dikkatli olmamız lazım. O yorgun domates yorulmadan birkaç kilometre öteden tüketilsin." ifadelerini kullandı.

YENİDEN ÜRETİME KAZANDIRILACAK

Boş yatan tarlaların yeniden üretime kazandırılması ile birlikte hem bölge faaliyetinin arttırılması hem de ticari açıdan vatandaşın daha uygun fiyata ürün almasının amaçlandığını belirten Gizligider, hangi bölgede üreticiye ne kadar destek sağlanacağını planlandığını söyledi. Uzun bir süredir ‘Atıl tarım arazileri ekilsin', 'Boş arazi kalmasın' gibi sözlerin dolandığını işaret eden Gizligider, özel mülkiyet hukuku olduğunu dile getirdi. Kardeşlerim farklı illere gitmiş olabileceğini vurgulayan Gizligider, anneden, babadan kalan tarla, toprak, bağ olmasına rağmen mülkiyet, miras hukuku nedeniyle bu toprakların işlenmediğini söyledi.

Bu konu hakkında yeni bir planlama yapıldığını söyleyen Gizligider, 5 Nisan 2023 tarihi itibariyle yeni sisteme geçiş yapıldığına aktardı. 2 yıl içerisinde herhangi bir toprak parçasının işlenmemesi ya da kiraya verilmemesi durumunda boş kalmayacağını ifade etti. O toprağın en yakın yerleşim yerinden başlamak üzere hane hane büyüyerek dijital kiralama yöntemi ile kiralanacağını söyleyen Gizligider, “O toprakları üretime kazandıracağız. Onun da kazancı kişi ya da kişilerin banka hesabına yatırılacak. Kişiler de para kazanacak. Boş arazilerimiz kalmasın istiyoruz" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

Güncel Haberleri