KARAR RÖPORTAJ / IŞIL ÇALIŞKAN
Mersin’de doğup büyüyen Nezaket Erden, üniversite eğitimi için geldiği İstanbul’da bir yandan geçim sıkıntısı yaşarken bir yandan da şehre alışmakta çok zorlanmış. Bu dönemde yardımına Latife Tekin’in ‘Sevgili Arsız Ölüm’ adlı romanı yetişmiş. Kitaptaki Dirmit karakteriyle kendini özdeşleştiren Erden, onun ‘vazgeçme’ mesajıyla güç kazanmış. Hayatının her noktasında yer alan Dirmit’i Kadir Has Üniversitesi’nde Oyunculuk Bölümü’nü bitirme projesi olarak seçmiş. Sonrasında yazar Latife Tekin ile görüşüp oyunun sahnelenmesi için gerekli izinleri almış. ‘Sevgili Arsız Ölüm-Dirmit’, şimdi Hakan Emre Ünal yönetmenliğinde Seyyar Sahne'de.

Dirmit, yine uykusuz kaldığı bir akşam hayalindeki tulumba ile konuşmaya başlar. Şehre alışmak ona çok zor gelir, sürekli köyünü hatırlar. Hayata tutunmak isterken buna bir de aile baskısı eklenir. Ama Dirmit hiç pes etmez. Hayalinde bile koşar, güler, eğlenir. Suyla, havayla, toprakla konuşur. İşte Erden, sahnede böyle bir karakteri canlandırıyor. Dirmit’in ağladığı anlarda, Erden’in de sahici gözyaşları izleyiciyi hikayenin içine çekiyor. ‘Sevgili Arsız Ölüm’ ifadesinin kendisine ölümden ziyade yaşamı çağrıştırdığını anlatan Erden “Bu farklı bir yaşama hali. Dar bir alanda yaşamaya çalışan insanlar gibi. Daha çok mücadele veriyor ve hayata daha sıkı tutunuyor bu hikayedekiler” diyor.
Latife Tekin’in ‘Sevgili Arsız Ölüm’ romanını beş yıl önce Mersin’den İstanbul’a üniversite okumak için geldiğinde okuduğunu söyleyen Erden, romanda kendi yaşamından tanıdık kısımlar olduğunu fark ettiğini anlatıyor: “Bu coğrafyada yetişenlerin mutlaka kendinden bir şeyler bulabileceği bir hikaye. Ben de hayatımın uzun bir kısmını köyde geçirdim. Dirmit karakteriyle birebir olmasa da birçok ortak yönümüz olduğunu düşünüyorum.”
Erden, romanın tiyatroya uyarlama aşamasını ise şöyle anlatıyor: “Romandan sahneye isimli bir atölye çalışmasına katılmıştım. Orada bir roman karakterini sahneye taşıyorduk. Bir tirat yazıyor, 10 dakika boyunca sahneliyorduk. İlk etapta böyle küçük bir projeyle başlamıştı. Ama bitirme projesi zamanı geldiğinde yine aklıma düştü. Bu romanda ben Dirmit’in hikayesine odaklanıyorum ancak diğer karakterlerin de çok ilginç hikayeleri var. Romanın bütününü bozup haksızlık eder miyim düşüncesi vardı aklımda. Uyarlama kısmı biraz zorladı beni ama şu an diğer karakterlere de yer verdiğim için mutluyum.” Kadın izleyicilerin oyundan daha çok etkilendiğini kaydeden Erden, “Birçok seyirci oyundan ağlayarak çıkıyor. Ufak da olsa her kadın bu deneyimleri yaşıyor sanırım. Sadece etkinin şiddeti değişiyor. İnsanlara bir yerden dokunuyor hikaye” diye konuşuyor.

SAHNEYE SADECE SAKSIYLA ÇIKIYOR
Nezaket Erden, oyunda sahneye sadece bir saksıyla çıkıyor. Dekor azlığını özellikle tercih ettiklerini belirterek, şunları söylüyor: “Bir şey ne kadar sade olursa o kadar kuvvetli olur diye düşünüyorum. Zaten Dirmit sürekli hayalinde bir şeyler yaşadığı için aslında bir objeye ihtiyaç yok. Sürekli havayla, rüzgarla, ayla konuşuyor. Her şey onun arkadaşı gibi. Romanın da diline uygun bir şey sahnede bir şey olmaması.”

DİRMİT ASLINDA LATİFE TEKİN’MİŞ
Dirmit’in kendisi için umudu ve yaşam mücadelesini ifade ettiğini belirten Nezaket Erden “Bu karakter asla durmayan yüreğindeki sıkıntıyı dindirmek için bitmeyen merakı ifade ediyor” diyor. Kitabın yazarı Latife Tekin’in oyunu izlediğini söyleyen Erden “Oyunu çok beğendi. Ben kendi hayat hikayemi de anlatmıştım kendisine. Karakterle kurduğum bağ çok hoşuna gitti. Romanda olmayan eklemelerin de hoşuna gittiğini söyledi” diyor. Latife Tekin’in Dirmit karakteri için önemine değinen Erden “Aslında Dirmit karakterinde kendi hayat hikayesinden yola çıkmış” sözlerini kaydediyor.
