Ünlü aşk yazarı, namı diğer aşk doktoru Mehmet Coşkundeniz, biten evliliğini Karar.com'a anlattı. Coşkundeniz'e göre geleneksel evlilik modeli boşanmaların en önemli sebebi.
Dışarıdan göründüğü kadarıyla çok güzel bir evliliğiniz vardı. İki de küçük kızınız var. Aşk doktoru olarak bilinen biri için boşanmak nasıl bir şey oldu?
Öncelikle aşk ile evliliği birbirinden tamamen ayırmak gerek. Ben aşkımız bitti, heyecanımız bitti diye ayrıldık diyemem. Evliliğin içinde çok büyük handikaplar var. Ben şimdiye kadar aşık olduğum herkesle evlendim. 3 kez evlendim. Evlilik vaadiyle de kimseyi kandırmadım. Bu anlamda kendimi şanslı görüyorum.
Biten evliliklerin çoğu aşk evliliğidir
Evliliğinizi ne bitirdi?
Bir problem var, benden kaynaklanan. Ben karşımdaki insanı kendimden daha değerli addediyorum. Bu evliliklerimde de böyle oldu, iş ve arkadaşlık ilişkilerimde de. Evliliğin içinde kendimi birden karşımdakinin de sorumluluklarını yerine getirirken buluveriyorum. Bu başlarda çok hoş görünüyor, ne centilmen erkek deniyor. Ama karşımdaki bir süre sonra sürekli müdahale edilmekten dolayı kişiliğinin erezyona uğradığını hissetmeye başlıyor.
Evlilikteki handikaplar derken nelerden söz ediyorsunuz?
Evlilikte en önemli handikap çocuk olmasıyla birlikte başlıyor. Eşler çocuklar olduktan sonra birbirlerine ayırdığı zaman konusunda sıkıntılar yaşamaya başlıyor. Hele hele bir çift çok severek evlendiyse ve çocuklardan önce çok eğlenceli bir hayat yaşadıysa, çocuk daha büyük bir handikapa dönüşüyor. İki taraf da hayatı keyifle yaşarken, çocukla birlikte hiç bilmediği şeylerle mücadeleye başlıyor. Ve bocalıyor. Bunu dönüştürebilmek ve buna uyum sağlayabilmek gerek. Biten evliliklerin çoğu aşk evliliğidir. Çünkü bu evliliklerde şahsi irade var. Boşanmayla sonuçlanmayan evliliklerin geneli de görücü evliliğidir. Orada şahsi irade yoktur, ailelerin ve çevrenin memnuniyeti vardır. Aile ve çevre istemediği sürece boşanmayı düşünmezler.
Bazen çocuklar için boşanmak gerek
Ülkemizde genelde çocuklarım için katlanıyorum gibi bir alışkanlık var. Buna nasıl bakıyorsunuz?
Boşanma kişisel bir karar. Senin evliliğin psikolojik anlamda sıkıntı yaratıyorsa zaten sağlıklı çocuk yetiştiremezsin. Bu durumda çocuklar için en doğrusu hasarsız boşanmaktır. Çocuğum için devam ediyorum değil, çocuğum için boşanıyorum diyebilmeli bazen kadın ve erkek. Evlilikler bitebilir, önemli olan yüz yüze bakacak saygıyı korumak. Biz birbirimizi hiç kırmadan incitmeden boşandık. Hala sohbet ediyoruz, oturup konuşuyoruz, çocuklarla aile yemeği yiyoruz. Birçok kişinin evliyken yaptığı her şeyi biz ayrı evlerde yaşarken yapıyoruz.

Evliliği kurtarmak için çocuk yapanlar hata mı ediyor sizce?
Çocuk evliliği kurtarmaz, tam tersine çocuk evliliği bitirebilecek etkenlerden bir tanesidir. Aile bakanlığı tarafından geçmiş yıllarda yapılan bir araştırmaya göre, boşanmanın başlıca sebepleri ilgisizlik, aldatma, madde bağımlılığı, şiddet ve çocuğun gelişimi hakkında ebeveynler arası çatışma. Çocuk evliliği yıpratır, özellikle kişilik anlamında takıntılı insanlarda bu çatışma hepten kaçınılmaz hale geliyor. O yüzden çocuk yapma kararı çok önemli.
Ama bu gidişle Avrupa gibi bizim de nüfusumuz yaşlanacak…
Çok doğru, nüfusumuz hızla yaşlanıyor, buna bir önlem almalı, aileyi güçlendirmeli, çocuk sayısı artmalı. Buna hiçbir itirazım yok. Ama bu geleneksel evliliklerle olmaz. Geleneksel evlilik modeli değişmedikçe mutsuz evlilikler ve boşanmalar daha da artacak. Toplumumuzda evliliğin yeniden tanımlanması gerekiyor.
Birbirine aşık insanlar iyi karı koca olamaz
Nasıl?
Okul bitti, askere gittim, işe girdim, yaşım geldi evleneyim düzleminde olmamalı evlilikler. İki insan evlenince bütün akrabaları, ailesi, eşi dostu da evleniyor onlarla beraber. Bu çok yanlış. Bu durum evliliği en çok yıpratan şey. Geçende bir kadın yazmış bana, eşim eve gelmeden önce her gün annesine uğruyor, ne yapmalıyım diye. O annenin oğlum senin burada ne işin var diyerek tepki koyması gerek, eğer evladının evliliğini düşünüyorsa. Aileler bizim toplumumuzda evlenmiş çocukları üzerinde söz sahibi görüyor kendini. Geline iş gördürmeye alışmış bir kültürümüz var. Ama bugünün insanı bu şekilde evliliği sürdüremez. Dönüşmek zorundayız. Evliliklerin çoğu etrafı mutlu etmek için yapılan şaşaalı düğünlerle başlıyor, aman dul kalmayayım, ailem çevrem ne der diye devam ediyor.

Aşk evliliği olmalı mutlaka değil mi?
Aşk ile evlilik birbirinden farklıdır. Birbirine aşık insanlar genellikle iyi birer karı koca olamazlar. Çünkü aşk çatışmanın, evlilik ise anlaşmanın duygusudur. Anlaşamadığın kişiyle evlenemezsin. Biz tanımadığımıza aşık olur, tanıdıkça ya sever ya sevmeyiz. Aşkı sevgiye ve uyuma dönüşebilen evlenmeli.
Evlenmek için en ideal süre 1 buçuk yıl
Uyuma dönüşüp dönüşmeyeceğini ne kadar zamanda anlayabiliriz?
Bilimsel olarak kanıtlanmış ki aşık insanlarda hormonlar ilk 6 ayda çok aktif. Beyin muhakeme yeteneğini kaybediyor, karar verme mekanizması çöküyor, aşk gözü kör ediyor. İlk 6 ayda sadece bu duygu yaşanmalı. İkinci 6 ayda ise çift uyumunu, paylaşımlarını görmeye çalışmalı. Ruhsal uyuma bakılmalı. Bu güzel, bunun kariyeri var diye seçim yapılmamalı. Çünkü bir evliliğe hangi sebeple karar verilirse, o sebep ortadan kalktıktan sonra ilişki çöker. Güzellik için evlenen, karısı yaş almaya başladıkça soğur. Para için evlenen, kocası iflas edince soğur. Üçüncü 6 aylık dönemde de karar alınıp evliliğe hazırlık yapılmalı. Bir buçuk yıl evlenmek için en ideal süre. Fazla da uzatmamak gerek.
Fazla uzarsa ne olur?
5 yıllık bir ilişkiden evlilik olmaz. Uzun süreli ilişkilerin ardından evlenen çiftler genelde kısa sürede boşanır. Çünkü evlilikten umduklarını bulamazlar. Zaten yıllar içerisinde her şeyi tüketmişlerdir. Geriye bir şey kalmamıştır.
Uzun süreli ilişki yaşayanlar evlenmesin mi diyorsunuz?
Evlenmeden ayrılsalar kafalarında hep soru işareti kalacak. Aileleri ve çevreleri tarafından da belki suçlanacaklar, o kadar emek verdin niye ayrıldın diye. O nedenle uzun ilişkilerin ardından ayrılacağını bilse bile evlenmek daha iyi. En azından kafasında soru işareti kalmaz.
Avrupalı gibi konuşup Ortadoğulu gibi yaşıyoruz
Evliliği sıkıcı olmaktan çıkarmak için nelere dikkat etmeli?
Evli çiftlerin her şeyi her an birlikte yapmaları dünyanın en saçma şeyi. Kendi arkadaş ve akrabalarıyla ayrı ayrı da görüşmeliler. Kendi hobileri varsa devam etmeliler. Tatil hariç tabii, bir çift tatile ayrı çıkıyorsa o ilişki çatırdamaya başlamış demektir. Geleneksel görev dağılımı da evlilik için günümüzde tehdit. Kadın yemek yapar, erkek elektrik işlerine bakar gibi görev dağılımları çiftleri baskı altına alıyor. Sosyal medyada en küçük bir baskıya karşı herkes birlik olup isyan ederken, kendi evinde kimse bir şeye isyan etmiyor, baskılarla mücadele etmeye cesaret etmiyor. Biz Avrupalı gibi konuşup Ortadoğulu gibi yaşıyoruz. Arada kalmışlık bu. Evlilikler bu şekilde devam ettikçe bitmeye mahkum. Malesef her yıl boşanmalar artıyor. Geleneksel anlamda evlilik artık Türkiye’nin aile yapısını kurtarmıyor. Geleneksel evliliğin bitip kişilerin kendi iradeleriyle evlenmeleri gerek. Kendi seçtiği kişiyle evlenen de kendi iradesiyle evlenmiyor genellikle. Ailesinin ve arkadaşlarının onaylayacağı, mantıken kendine uygun olacağını düşündüğü kişiyi seçiyor. Gerçekten ruh uyumuna göre seçim yapılmalı.

Bizde bütün aksiyon nikah masasına kadar
Evlendikten sonra değişenlere ne diyorsunuz?
Evlendikten sonra daha usturuplu, ağır başlı olmalıyım gibi karakterine ters davranışlar geliştirmek de evliliğe hasar veriyor. Sevgiliyken köşe bucak el ele tutuşup öpüşenler, evlendikten sonra el ele bile tutuşmuyor. Kendi kendilerini baskı altına alıyorlar. Evlilik bir son değil, bir başlangıçtır. Ama bizde herşey nikah masasına kadar aksiyon, evlendikten sonra nabız duruyor.
Aşkı ilk günkü gibi yaşatmak mümkün değil mi?
Aşkın kimyası sadece 2-3 yıl. bilimsel verilere göre aşıkken salgılanan hormonlar devamlı salgılansa bir insan sadece 25 yıl yaşayabiliyor.
Boşanınca karizman çizildi dediler
Boşandıktan sonra çevrenizden nasıl tepkiler geldi?
Geçen gün Nilgün Belgün ve Ekin Olcayto ile bir mekanda karşılaştık. Nilgün bana ‘boşanınca karizman çizildi’ dedi. Ben de dedim ki, ‘Ben 3, Ekin 3, sen 4 kere evlenip ayrıldın. 10 kişinin hakkına girmişiz zaten ne karizması…’
Aldatmanın boşanmalardaki etkisi nedir?
Türkiye’deki boşanmaların her üç tanesinden birinde sebep aldatılma. Bu konuda erkek ile kadın arasında rakamsal anlamda belirgin bir fark da yok. Ancak buna karşılık boşanma aşamasındaki evliliklerin yüzde 20’sini de aldatma kurtarır. Çünkü aldatma olayı ile çiftler ilk kez sorunlarıyla yüzleşerek konuşmaya başlarlar.
Evde yemek olmasın ama kadın kocasını şık karşılasın
Erkeğin karısından soğuduğunun ilk belirtileri neler?
Erkeğin sıtkının sıyrıldığını gösteren belirtiler, aramaların azalması, kadın arayınca işim var sonra ararım diyerek geçiştirmesi, eve gelince eşiyle değil, telefon, bilgisayar, televizyon gibi eşyalarla ilgilenmesi, işte kalma saatlerini uzatması ve evle ilgili sorumluluklarını yere getirme konusunda isteksizlik duyması sayılabilir. Mesela ben beni evde pijamayla karşılayan kadının açık söylüyorum yüzüne bakmam. Şirketlere konferansa gidiyorum sık sık. Evliliğinde mutsuz olanların iş veriminin de düşük olduğu tespit edilmiş. Konuştuğum kadınların hepsi kocasına öfkeli. Erkekler de eşlerinin bakımsızlığından yakınıyor. Ev toz içinde olsun, yemek olmasın ama kadın kocasını evde şık karşılasın.
Boşanan erkek eşekten düşmüş gibidir
Kadın için en önemli belirti cinselliği kesmesidir. Bir kadın belindeki saçlarını küt kestirmek gibi radikal değişikliklere gidiyorsa, eşine beni duy diye isyan etmektedir. Kadın konuşuyorsa korkma, sustuysa kork. Artık konuşacak bir şeyi kalmamıştır. Bunlara dikkat etmek gerek.
Boşanmak erkek için mi daha zor kadın için mi?
Boşanan erkek eşekten düşmüş gibidir. Bizim kadınlar gibi organizasyon yeteneğimiz yok çünkü. Boşanmayı erkek istemiş olsa bile boşanma erkek için daha travmatiktir. Kadın kendi hayatını hemen çekip çevirir. Ama erkek yapamaz. Evde bir bekleyeni yoksa, erkek için yaptığı çapkınlığın bile bir anlamı yoktur. Kadın duygularını kolayca ifade edebildiği için yas sürecini daha kolay ve hızla atlatır. Ama erkek kuyruğu dik tutacağım diye duygularını dışa vuramaz. Aldatıldıysa, terk edildiyse bunu söyleyemez. Bu yüzden acısı çok daha uzun sürer. Erkek aslında zavallıdır.
