Diyanet İmsakiye 2018 | İstanbul Ankara İzmir iftar vakitleri! 24 Mayıs perşembe

Diyanet İmsakiye 2018 | İstanbul Ankara İzmir iftar vakitleri! 24 Mayıs perşembe

İstanbul, Ankara, İzmir iftar vakitlerini haberimizde sizlerle paylaşıyoruz. Diyanet İmsakiye 2018 takvimini sayfamızdan görebilirsiniz. Ramazan ayının 9'uncu gününde milyonlarca Müslüman bugün iftarını yapacak. Peki İstanbul, Ankara ve İzmir'de iftar vakitleri saat kaçta? İl il iftar saatlerini ve ezan vakitlerini haberimizden görebilirsiniz.

İstanbul, Ankara, İzmir iftar vakitlerini haberimizden görebilirsiniz. Diyanet İmsakiye 2018 takvimini sayfamızda sizlerle paylşaıyoruz. Mübarek Ramazan ayının 9'uncu günü idrak ediliyor. Milyonlarca müslüman oruç ibadetine devam ediyor. Bugün iftarın saat kaçta olduğunu merak eden vatandaşlar imsakiyeyi araştırıyor. Peki İstanbul iftar vakti kaçta? Ankara iftar saati ne zaman? İzmir iftar vakti ne zaman? İşte il il imsakiye listesi ve iftar vakitleri.

DİYANET İMSAKİYE 2018

İSTANBUL İFTAR VAKTİ

ANKARA İFTAR VAKTİ

İZMİR İFTAR VAKTİ

ORUCA NE ZAMAN VE NASIL NİYET EDİLİR?
 
Niyet etmek orucun şartlarındandır. Niyetsiz oruç sahih değildir. Kalben niyet etmek yeterli ise de niyeti dil ile ifade etmek menduptur. Oruç için sahura kalkılması da niyet sayılır.
Ramazan orucu, belli günlerde tutulmak üzere adanan oruçlar ile nafile oruçlar için niyet etme vakti, güneşin batması ile ertesi gün tepe noktasına gelmesi öncesine kadarki süredir Ancak imsaktan sonra yapılacak niyetin geçerli olması için bu vakitten itibaren bir şey yenilip içilmemiş, oruca aykırı bir iş yapılmamış olması gerekir. Aksi takdirde gündüz niyet caiz olmaz (Kâsânî, Bedâî’, II, 85). Bu oruçlar için, “yarınki orucu tutmaya” şeklinde mutlak niyet yeterlidir. Bununla birlikte geceden niyet edilmesi ve “yarınki Ramazan orucuna” şeklinde orucun belirlenmesi daha faziletlidir. Ramazanın her günü için ayrı niyet edilmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 397, 400).
 
Kaza, keffaret ve bir zamana bağlı olmaksızın adanan oruçlar için gün batımından itibaren en geç imsak vaktine kadar niyet edilmiş olmalıdır. Bu tür oruçlara niyet edilirken, “falanca kaza, keffaret veya adak orucuna” şeklinde belirtilmesi gerekir.
 
Şafiî mezhebine göre ise nafile dışındaki tüm oruçlara geceden niyet edilmelidir. İmsak vaktine kadar niyet edilmemişse o günün orucu geçerli olmaz. Nafile oruçlara ise güneş tepe noktasına gelmeden öncesine kadar niyet edilebilir (Şirâzî, el-Mühezzeb, I, 331-332).
 
SAHUR YEMEĞİNİN DİNDEKİ ÖNEMİ NEDİR?
 
Sahur yemeği, oruç tutacak kişilerin imsak vaktinden önce gece yedikleri yemektir. Hz. Peygamber (s.a.s.) sahura kalkmış ve bunu ümmetine de tavsiye etmiştir (Buhârî, Savm, 19, 20).
 
Resûl-i Ekrem (s.a.s.), sahur yemeğinde “bereket” (Buhârî, Savm, 20) olduğunu ifade etmiş ve sahur yemeğinin, müslümanların orucu ile ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli farklardan biri olduğunu belirtmiştir (Müslim, Sıyâm, 46). Onun sahurla ilgili söz ve uygulamalarından hareketle fakihler, sahura kalkmanın ve sahuru geciktirmenin sünnet olduğunu söylemişlerdir (Kâsânî, Bedâî’, II, 105).
 
Âlimler, sahurun oruca dayanma gücü verdiğini, maddi-manevi bereketlere vesile olacağını bildirmişlerdir. Çünkü kişi sahura kalkmakla seher vaktini uyanık geçirmiş ve bu vakitte hem dua hem de istiğfar etmek suretiyle cennet ehlinin özelliklerine sahip olmuştur (Zâriyât, 51/18). Bu şekilde manevi lezzetlerle başlanan oruç daha canlı, daha şevkli tutulur. Bu tür maddi-manevi bereketleri olan sahur, ihmal edilmemelidir.

Manevi güzelliklerle dolu olan Ramazan ayı müminler için bir rahmet ve mağfiret mevsimidir. Bu kıymetli zaman dilimini ibadet ve iyiliklerle değerlendiren mümin ebedi mutluluğun kapısını açar. Cehennemden kurtuluş beratını alarak zaman ve mekan cennetine doğru yol alır.

Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: ِ

ت ال َّشيَا ِطي ُن ِسلَ َم ، َو ُسلْ ْب َوا ُب َج َهنَّ َ ْب َوا ُب ال َّس َما ِء ، َو ُغلِّقَ ْت أ َ َح ْت أ تِّ ا َد َخ َل َش ْه ُر َر َم َضا َن فُ ِذَ إ

“Ramazan Ayı gelince, cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulurlar”

Bu hadis-i şerif gösteriyor ki; Ramazan ayında iyi işler yapıp kötülüklerden sakınan mümine cennetin kapıları açılır cehennemin kapıları kapanır. Oruç sayesinde nefsine hakim olup şeytana uymadığı için de, şeytanın eli kolu bağlanmış ve etkisiz hale gelmiş olur. İnsanın yaşadığı her an, onun için sonsuzluğa açılan bir zaman parçası olmaya namzettir. İdrak ettiğimiz bu Ramazan-ı şerifin, bu anı, içinde saklamadığını kim bilebilir!

Ramazan Allah’ın rızasını kazanma kuşağıdır. Ramazanın her öğesi böyle bir kazancı sağlayıcı niteliktedir. Oruçlar, beş vakit namazlar, teravihler, dualar, zikir ve tespihler, iftarlar, sahurlar, fitreler, sadakalar hepsi de birer sevap makinesi gibi işlerler. Uygulayıcılarını ebedi nimet ve mutluluklara eriştirirler. Ramazanı Dolu Dolu Yaşamaya Ruhen Ve Kalben Niyet Etmek Mümin niyetli bir Ramazan yaşamaya kararlı olmalıdır. Burada oruç tutmak için gerekli olan niyetten söz etmiyoruz. Merkezi Allah rızası olan bir niyeti kast ediyoruz.

Hz. Peygamber, َوى ْم ِر ٍئ َما نَ ُك ِّل ا َما لِ ِنَّ ِالنِّيَّا ِت ، َوإ ُل ب ْع َما َما األَ ِنَّ إ “Ameller niyetlere göre değerlendirilir. Herkese niyet ettiği şey vardır” buyurmaktadır . O halde amelin gerçek değeri amel edenin niyetinde gizlidir. Müminin niyeti amelinden hayırlıdır.  İnsanlar, niyetlerini her zaman “Allah için olma” ya odaklayabilseler, hesapsız sevap kazanırlar. Niyet, sahte ile gerçeği birbirinden ayıran mihenktir. İnsanın değeri gönlündeki niyetinde gizlidir. Yani niyet insanın asli değeridir.

İnsan, Allah için yaptığı mubah olan işlerden, yani normalde sevabı da günahı da olmayan gündelik meşgalelerden bile sevap alabilir. Örneğin niyeti namaz kılmak olan bir mü- minin camiye giderken attığı her adım kendisi için sevaptır. Diğer bir ifade ile insan sevaplara ancak iman, arzu ve niyetle sahip olabilir. Niyetle azlar çok, çoklar sonsuz olur. Allah’ın sonsuz nimetlerine karşı amelle değil niyetle şükredilebilir. Belirtmeye çalıştığımız bu şuur, hayatın bütün olgularında ve özellikle Ramazanda bize hakim olmalıdır. Hz Peygamber, ِ ِه ” َم ِم ْن ذَ ْنب َّد َما تَقَ َوا ْحتِ َسابًا ُغفِ َر لَهُ َمانًا ِي َم َر َم َضا َن إ “...

“Niyet ederek ve ecrini Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahları affolunur” müjdesini vermektedir. Bu müjde ancak niyet ile gerçekleşir. Oruçlu kimse oruca niyet ettiği gibi bu oruçla Allah’ın rızasını, rahmet ve mağfiretini de dilemelidir. O halde Ramazanda niyetlerimizi sağlam tutmalıyız ki adetlerimiz ibadetlere dönüş- sün. Ziyafetlerimiz, ziyaretlerimiz ibadet olsun. Dolayısıyla Allah için almalı, Allah için vermeli, Allah için ikram etmeli, Allah için okumalı, Allah için kılmalı...kısaca her şeyde Allah rızası gözetilmelidir. Mahşerde insanların pişmanlık duyacağı hususlardan birisi de niyetsiz yaşamak olacaktır. Bütün bir hayatı ibadete çevirmek mümkün iken bu fırsatı kaçırmak bü- yük bir zarardır. Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getiremeyişimizin arasında en kolay hayırları bile kaçırışımıza yanacağız, keşke diyeceğiz. Öyleyse bu duruma düşmemek için şimdiden dünya hayatımızı hakkıyla değerlendirmeye çalışalım.

DİYANET RAMAZAN AYI TEMASINI BELİRLEDİ

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Başkanlık Konferans Salonu’nda gerçekleştirdiği basın toplantısında 2018 yılı ramazan ayı teması olarak "İsraf Olmasın" başlığının belirlendiğini açıkladı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Başkanlık Konferans Salonu’nda gerçekleştirdiği basın toplantısında 2018 yılı ramazan ayı temasını kamuoyu ile paylaştı.

Diyanet İşleri Başkanlığının 2018 yılı ramazan ayı teması olarak "İsraf Olmasın" başlığının belirlendiğini ifade eden Diyanet İşleri Başkanı, "Maalesef bir yanda açlığın, yoksulluğun ve sefaletin pençesinde kıvranan; ekmek, su gibi en temel gıda maddelerinden mahrum milyonlarca insan hayatta kalma mücadelesi verirken, diğer yandan çılgınca bir tüketim ve israfın varlığı maalesef acı bir gerçektir." dedi.

Başkan Erbaş, Müslümanların hasret ve heyecanla beklediği, evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem azabından kurtuluş olan ramazan ayının 16 Mayıs Çarşamba ilk gününün idrak edileceğini söyledi.

Ramazan ayının Müslümanları çok yönlü eğiten bir okul gibi olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Ramazan ayı her yıl, bizlere, yeni bir can ve heyecan katmak, bizi kendimizle buluşturmak, değerlerimizi yeniden hatırlatmak, ibadet bilincimizi tazelemek, nefsimizi arındırmak, kardeşliğimizi onarmak için gelmektedir” ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş, iftar sofraları başta olmak üzere ramazan vesilesiyle yapılan etkinliklerin ve buluşmaların bir gösterişe ve eğlenceye dönüştürülmemesinin altını çizerek, “Samimi bir niyet ve mütevazı bir yaklaşımla bu ayın bereketini kazanmayı ve hayatımıza kattığı güzellikleri ahlaka dönüştürerek kalıcı hale getirmeyi ana gaye edinmeliyiz” şeklinde konuştu.

Din, ibadet ve ramazana yönelik tartışmalara dikkati çeken Başkan Erbaş, “Bu güzel zamanlarda, dinimiz, ibadetler ya da ramazanla ilgili ilkeler, kurallar ve kavramlar üzerinden yersiz ve gereksiz tartışmalarla Ramazan’ın manevi iklimine gölge düşürülmemesini ve milletimizin zihninin boş yere meşgul edilmemesini istirham ediyoruz” diye konuştu.

Ramazan'da ibadetlerin huzur ve huşu içinde yapılabilmesi için 90 bin caminin hazır hale getirildiğini aktaran Erbaş, camilerde kadınlar, engelliler ile çocuklar için gerekli çalışmaların yapıldığını bildirdi.

Başkan Erbaş’ın ramazanda yürütülecek, irşat ve yardım çalışmaları ile ilgili bilgiler verdiği konuşmasından bazı başlıklar şu şekildi;

“Ramazan bir Kur’an iklimidir”

Ramazan, kulluğumuzu, yaratılış gayemizi, ibadetlerimizi ve davranışlarımızı muhasebe etmemiz açısından en büyük fırsattır. Ramazan bir Kur’an iklimidir. Bütün hayatımızı Kur’an’ın ilkeleri ile gözden geçirme fırsatı sunduğu için bizlere Allah’ın en büyük ihsanıdır. Ramazan, imsaklar, iftarlar, sadaka ve zekâtlar, mukabele ve teravihler ile yeryüzünü adeta bir mabede dönüştürmektedir. Ramazan ayı, Müslümanları çok yönlü eğiten bir okul gibidir. Bütün Müslümanları iftar, imsak, teravih gibi aynı zamanda, aynı niyet ve eylemlerde buluşturarak müminlere beraberliğin en güzel uygulamasını yaşatmaktadır.

“Oruç, sabır ve merhamet eğitimidir”

Oruç, bireysel, sosyal ve evrensel boyutları olan bir ibadettir. Her şeyden önce bir sabır, irade ve merhamet eğitimidir. Oruç, ihtiyaç sahiplerini ve kimsesizleri hatırlamaya, onlara yardım ve şefkat elini uzatmaya vesile olan en büyük fazilettir. Oruçta asıl amaç; dilimizin, kalbimizin, tefekkür dünyamızın ve bütün hayatımızın orucun getirdiği güzellikler ile bütünleşmesidir. Bütün ibadetlerin ana gayelerinden biri de bireysel ve toplumsal ahlakı güzelleştirmektir. İşte Ramazan ayının ve oruç ibadetinin en temel özelliklerinden birisi, başta gönüllerimiz olmak üzere aile ve toplumsal hayatımıza ve bütün yeryüzüne, bereket ve güzellikler getirmesidir.

“Ülkemiz yıllardır muhacir kardeşlerine ensar oluyor”

Ülkemiz yıllardır muhacir kardeşlerine ensar oluyor. Ramazanda da ensar olma özelliğimizi artırarak devam ettirmeliyiz. Ülkemize sığınan muhacir kardeşimiz başta olmak üzere bu rahmet mevsiminde, yeryüzünde hiç kimse kendisini garip, yalnız ve gurbette hissetmemelidir. Ramazan mevsimini hep beraber birlik ve beraberlik içinde yaşamalıyız. Kardeşliği ve bir arada yaşama kültürünü zedeleyen her türlü tavır, tutum, söz ve davranışı bu ramazanı vesile bilerek bir daha gelmemek üzere hayatımızdan çıkarmalıyız. Aynı coğrafyanın, aynı tarihin, aynı medeniyetin mensupları olarak farklılıklarımızı zenginlik kabul etmeliyiz.

“Ramazan sadece bir aylık kulluk planı değildir”

İbadetler insanın rabbi ile arasındaki özel bir ilişkidir. İbadetler konusunda başkalarını sorgulamak ve yargılamak yerine, en temel insani ve İslamî görev olarak birbirimizin dertlerini paylaşmalı, ihtiyaçlarına yardımcı olmalıyız. Ramazan elbette sadece bir aylık kulluk planı değildir. Ramazanın yaşattığı güzellikleri bütün yıl boyunca devam ettirerek hayat tarzı haline getirmeliyiz. İbadetlerdeki coşkumuz kardeşlik neşemizle perçinlenmeli, beraberce yaptığımız ibadetlerle aynı zamanda muhabbetimizi de pekiştirmeliyiz. Ramazanın bereket ve güzelliğini, çocuklarımız, gençlerimiz ve hanımlarımızla hep beraber yaşamalıyız.

Onları bilhassa camilerimizin manevî atmosferinden azami derecede istifade ettirebilmek için çalışmalıyız.

“Dini ve etnik kökenine bakılmaksızın muhtaca yardım etmek iman ve kulluk sorumluluğudur”

Dinimizin bizden istediği en önemli hasletlerden ve tarihten bugüne milletimizin yaşattığı güzel ahlak örneklerinden biri olan yardımlaşma ve dayanışma, Ramazan ayında adeta bir seferberliğe dönüşmektedir. Bireysel çabalarla ya da sivil toplum kuruluşları aracılığı ile yurt içi ve yurtdışında paylaşma ve dayanışmanın en güzel örnekleri yaşanmaktadır. Bu konuda İslam’ın infak ahlakının ilkeleri oldukça önemlidir. Öncelikle yardım eden de yardım edilen de kulluğun gereğini yerine getirmektedir ve birbirlerine hiçbir üstünlüğü yoktur. İster bireysel ister organizasyon eliyle olsun, yardımlaşma ahlakını üstün kılan, mümkün mertebe gizlice, onur, itibar ve haysiyeti zedelemeden yapılmasıdır ve bu ahlaki yaklaşımdan asla ödün verilmemelidir. Bu konuda bir başka önemli husus da şudur; yardıma ihtiyacı olan muhtaç kimsenin asla dini, dili, mezhebi, inancı, ibadeti, bölgesi, rengi ve etnik kökenine bakılmaksızın yardım elini uzatmak iman ve kulluk sorumluluğudur.

“Ramazan, bilgi dünyamızı zenginleştirmemiz için de önemli bir fırsattır”

Aynı zamanda ilim ve tefekkür mevsimi olan Ramazan, bilgi dünyamızı zenginleştirmemiz için de önemli bir fırsattır. Diyanet İşleri Başkanlığımız, cami sohbetleri ve özel irşat programları ile İslam’ın temel kaynakları, ilim ve medeniyet birikimimizin ana yolu doğrultusunda milletimizi bilgilendirmeye devam edecektir. Bu manada din eğitimi, din hizmetleri ve halkımızın dini hayatına rehberlik sorumluluğunun gereği olarak, Diyanet televizyonumuz Ramazan ayına özel hazırlıklar ve çalışmalar yapmaktadır. Başta iftar ve imsak olmak üzere günün her anında Diyanet Televizyonumuz ve radyolarımız, özgün programları ve dinimizi, milletimizi, medeniyet değerlerimizi doğru ve güzel şekilde anlatmaya ve tanıtmaya yönelik etkinlikleriyle milletimizin hizmetinde olacaktır.

“Bugün yeryüzünün en temel sorunlarından biri israftır”

Kur’an’ın dünya ve ahiret dengesi adına beyan ettiği fermanlara baktığımızda, cimriliği eleştirmekle birlikte saçıp savurmayı da şiddetle yasaklayan makul bir dengenin varlığı açıkça görülmektedir. Bu ölçü ihlal edildiğinde hayatın dengesi bozulmakta ve insan her şeyden öte kendisine ve geleceğine kötülük yapmış olmaktadır. Bugün küresel boyutta sefaletin yaşandığı yeryüzünün en temel sorunlarından biri olan israf hayatın birçok alanına maalesef sirayet etmiştir. Nitekim ormanlar, akarsular ve bütün doğal unsurlarıyla tabiat, insanın sorumsuz ve hoyrat tavrından nasibini alarak ekolojik tahribe maruz kalmaktadır. Aynı şekilde, insanî değer ve erdemlerin ihmal edildiği, bilginin, sevginin, dostluğun ve güvenin tüketildiği ve heba edildiği bir dünyanın da anlam yönüyle israfa ve fesada uğradığı izahtan varestedir. Lüks alışkanlıklarının zaruret olarak algılanarak ihtiyaç ölçüsünün kaybolmasına, arzularının esiri olan insanın, hayatı israf ve tüketim çılgınlığına çevirmesine karşı ciddi bir tüketim ahlakına, nimet ve sorumluluk bilincine, şükür, kanaat ve paylaşma gibi değerlerin ihyasına ihtiyacın olduğu aşikârdır. Dolayısıyla, Allah’ın verdiği her nimetin bir gün hesabının sorulacağının bilinci içinde, nimetler karşısında şımarıp lükse dalmadan ve duyarsızca israfa girmeden her konuda iktisadı merkeze alarak infak ahlakını kuşanmak bizlerin en önemli şiarı olmalıdır.

"TDV, 84 ülke ve 326 bölgede iyiliğin sesi olacak"

İyilik, yardımlaşma ve paylaşma denilince aklımıza yardım kuruluşları gelmektedir. Bunların başında da Türkiye Diyanet Vakfı vardır. Türkiye Diyanet Vakfı, yarım asra yakın süredir gerçekleştirdiği iyilik faaliyetleri ve üstlendiği sorumluluğun bilinciyle ülkemizde ve yedi kıtada, milletimizin emanet ettiği fitre, zekat ve bağışları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır.

Hayırseverlerin yardımlarıyla yurt içinde ve yurt dışında faaliyetlerimizi genişleterek sürdürürken, bu Ramazan ayında “Kardeşlerini Unutma, Beklenen Sensin!” şiarıyla aziz milletimize umut bağlayan ve yolumuzu gözleyen kardeşlerimiz için yola çıkıyoruz.

Geçen yıl Ramazan ayında düzenlediğimiz “Üzerinde Kardeşinin Hakkı Var, Bu Ramazan ve Her Zaman” kampanyası çerçevesinde yurt içinde ve yurt dışında toplam 8 milyon 500 bin TL yardım ulaştırdık. Ülkemizde ve 64 ülkenin 278 bölgesinde iftarda iyilik sofraları kurarak, ihtiyaç sahiplerine gıda kolileri dağıttık. Bu Ramazan ayında da 84 ülke ve 326 bölgede iyiliğin sesi olacak Ramazan iklimini dünyanın dört bir tarafına taşıyacağız. Ramazan yardım programı kapsamında, dünyanın farklı coğrafyalarında 90 bin 205 gıda kolisi dağıtacak, kuracağımız iyilik sofralarında 246 bin 830 kişiye iftar vereceğiz.

Türkiye Diyanet Vakfı olarak bu Ramazan’da tamamen gönüllülerden oluşan ekipleriyle yurt dışında yaklaşık 12 milyon TL değerinde yardım faaliyeti gerçekleştireceğiz. Yurt içine yönelik yardımlar çerçevesinde de Ramazan ayında ihtiyaç sahipleri ve mülteci aileler için “alışveriş yardım kartı” dağıtılacak. Bu yıl Ramazan ayında yurt içinde her biri 25 TL olan 1 milyon 750 bin TL değerinde alışveriş yardım kartı ihtiyaç sahipleri ve sığınmacı ailelere ulaştırılacak. Dağıtımlar 864 il ve ilçe şubesinde yapılacak. Yine şubelerimiz vasıtasıyla il ve ilçelerde iftar sofraları kurularak yüzbinlerce kardeşimizle iftar sofralarında bir araya geleceğiz. Türkiye Diyanet Vakfımız, bu yıl Ramazan ayında yurt içine ve yurt dışına toplam 15 milyon 250 bin TL değerinde yardım yapmış olacak.

Şehrimizdeki, ülkemizdeki ve dünyamızdaki ihtiyaç sahiplerinin ellerinden tutmak, yalnız olmadıklarını hissettirmek için aziz milletimizden, zekât, fitre ve bağışlarını Türkiye Diyanet Vakfına emanet etmelerini özellikle istirham ediyoruz. Ramazan-ı Şerif’te ihtiyaç sahiplerini, garipleri, muhtaçları ve yetimleri sevindirmek isteyen hayırseverlerimiz fitrelerini ve her türlü bağış ve yardımlarını camilerimiz ve müftülüklerimiz aracılığıyla bize ulaştırabilirler.

Ayrıca fitrelerini 5601’e SMS göndererek verebilir, zekat ve bağışlarını da Vakfımızın online bağış adresinden (bagis.tdv.org) ve anlaşmalı bankalar aracılığıyla ulaştırarak bu iyilik hareketine destek olabilirler. 0312 416 90 00 numaralı çağrı merkezimiz de yine Ramazan boyunca vatandaşlarımızın hizmetinde olacaktır.Bir çocuk için bayramlık, bayramın gelişi demektir, hele ki yetim bir çocuksa onu mahzun bırakmamak bizlerin üzerine düşen en büyük vazifedir. Bu anlamda hayırseverlerimiz 100 TL bağışta bulunarak bir yetimin bayramlık ihtiyacını karşılayabilecekler.

Ankara, İstanbul ve Almanya’da kitap fuarı açılacak

Artık Ramazan ayının vazgeçilmez bir unsuru olan ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından gelenek haline dönüştürülen Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’nın bu yıl 37’ncisi gerçekleştirilecek. Vatandaşlarımızın büyük ilgi gösterdiği kitap fuarlarımız bu sene yeniden İstanbul Sultanahmet meydanında 16 Mayıs 2018 tarihinde, Ankara’da ise Gençlik parkı karşısındaki Melike Hatun Camii avlusunda 18 Mayıs 2018 tarihinde kapılarını kitapseverlere açacaktır. Yine ülke sathında pek çok ilimizde, yurtdışında ise Almanya’nın Köln şehrinde vakfımız işbirliğiyle il defa bu yıl kitap fuarları açılacaktır.

Ramazan ayında 90 bin camimizin, ibadetin huzur ve huşu içinde yapılabilmesi; kadınlarımıza, engelli vatandaşlarımıza, çocuklarımıza hazır hale getirilmesi için bütün illerde ve ilçelerde gerekli çalışmalar tamamlanmıştır. Tüm camilerimizde mukabeleler okunacak, her il ve ilçede en az bir camimizde hatimle teravih namazı kılınacaktır.

“İlahiyat fakültelerimizin hocalarına camilerimizin mihrapları, minberleri, kürsüleri açık olacak”

Diyanet Teşkilatına mensup hocalarımızın yanında, ilahiyat/İslami İlimler fakültelerimizin hocalarına, imam hatip liseleri ve diğer okullarımızda görev yapan bütün din dersi öğretmenlerimize camilerimizin mihrapları, minberleri, kürsüleri açık olacaktır, Ramazan ayında hep birlikte bu hizmeti ifa edeceğiz inşallah. Ben şimdiden, özveriyle milletimize yapacakları hizmetler için bütün hocalarımızı, müezzinlerimizi, imamlarımızı, vaizlerimizi, Kur’an kursu öğreticilerimizi ve bütün mensuplarımızı tebrik ediyor vazifelerinde başarılar diliyorum. Teşkilatımız dışından din hizmetlerine ve irşat faaliyetlerine katkı sunan hocalarımıza ayrıca teşekkür ediyorum.

Aziz milletimizin Ramazan-ı şerifini tebrik ediyor, rahmet, mağfiret ve kurtuluş iklimi olan bu ayın yeryüzündeki kötülükleri alıp götürmesini, bütün müminler ve insanlık için kalıcı bereketler ve güzellikler getirmesini, hassaten işgal, acı, gözyaşı ve türlü zorluklar içinde çıkış yolu arayan İslam âlemi için kurtuluş ve huzura vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

 

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN