Christian Richter, ilk gençlik yıllarını komünist Doğu Almanya'nın terk edilmiş yapılarını keşfederek geçirmiş. Richter, zamanla görüklerini fotoğraflama alışkanlığı kazanarak muhteşem kareler biriktirmiş.
Richter, Berlin Duvarı yıkıldığında 14 yaşındaymış. Duvarın yıkılmasının o dönemdeki insanlar için muazzam bir değişim yarattığını söylüyor.
Başlarda Doğu'daki insanların Batı Almanya'nın nasıl bir yer olduğunu görmek için sık sık buraya gittiklerini ve çoğunun Batı'ya yerleştiğini söyleyen Richter, "Ben ise burada kaldım" diyor.
İnsanların büyük bir hızla Batı'ya göç etmesi, Doğu'da hayalet şehirler yaratmış. Richter'in terk edilmiş binalara olan tutkusu da bu dönemde başlamış.
"Buralara bazen kendim, bazen de arkadaşlarımla giderdim" diyor Richter. Bir arkadaşının kendisine verdiği dijital fotoğraf makinesi sayesinde gördüklerini fotoğraflamaya başlamış.
"Oralar, kimse gitmediği için çok huzurlu yerler. Binalardaki bozulma, doğanın hakim olmaya başlaması bana her şeyin geçici olduğunu hatırlatıyor" diyor Richter.
Richter, kendi ülkesi dışında Fransa, Belçika, İtalya ve Polonya'da binden fazla terk edilmiş binayı gezmiş. "Gerçekten beni heyecanlandıran bir şey bulmam için birçok yere gitmem lazım. Binaların çoğu sadece boş ve özelilkle güzel değil" diyor.
Terk edilmiş bina tutkunu olmanın bir zorluğu da binalara girmek. Richter, zaman zaman uzun yolculuklar sonunda gittiği binalara girmeyi başaramadığını söylüyor. Bazen binalara tünellerden, bazen de pencerelere tırmanarak giriyor.