Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Sean Savett, Suriye’nin Halep kentindeki çatışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. Savett, ABD’nin bölgede yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiğini ve bölge ülkeleriyle sürekli irtibatta olduğunu belirtti. Yazılı açıklamasında, son 48 saatte bölgesel başkentlerle iletişim halinde olduklarını vurgulayan Savett, ABD’nin çatışmalardaki taraflardan biri olmadığını açıkça ifade etti.
HALEP’TE ARTAN ÇATIŞMALAR
Suriye’nin kuzeybatısında, özellikle Halep ve İdlib bölgelerinde, Beşşar Esed rejimi ile rejim karşıtı silahlı grup Heyet Tahrir Şam (HTŞ) arasında yaklaşık 5 gündür şiddetli çatışmalar sürüyor. Bölgedeki gerilim, rejimin kuzeybatıdaki savunma hatlarının çökmesiyle tırmandı.
ABD, çatışmaların doğrudan tarafı olmadığını açıklarken, Savett, olayların temelinde Esed rejiminin tutumunun yattığını belirtti:
“Suriye’nin kuzeybatısındaki bu kriz, Esed rejiminin siyasi sürece katılmayı reddetmesi ve Rusya ile İran’a aşırı güvenmesi nedeniyle yaşanıyor.”
"ABD’NİN SALDIRILARLA İLGİSİ YOK"
Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) bölgedeki saldırıları ve etkisine dair sorulara yanıt veren Savett, ABD’nin bu silahlı grupla hiçbir ilgisinin olmadığını vurguladı. HTŞ, ABD tarafından terör örgütü olarak tanımlanmış durumda.
ABD'NİN BÖLGEDEKİ HEDEFLERİ VE GÜVENLİK POLİTİKASI
Savett, ABD'nin temel hedefinin, Suriye’de barışı ve istikrarı sağlamak için Birleşmiş Milletler (BM) kararları doğrultusunda siyasi bir süreci teşvik etmek olduğunu ifade etti. ABD’nin müttefikleriyle birlikte gerginliğin azaltılması ve iç savaşın sona erdirilmesi için çalıştığını belirtti. Ayrıca Savett, Washington yönetiminin Suriye’deki DAEŞ tehdidini tamamen ortadan kaldırmayı hedeflediğini söyledi:
“DAEŞ'in Suriye’de bir daha asla yeniden canlanmamasını sağlamak için bölgede elzem olan ABD personelini ve askeri mevzilerimizi korumaya devam edeceğiz.”
BÖLGESEL İLETİŞİM VE DİPLOMATİK ÇABALAR
ABD, son 48 saat içinde bölgedeki başkentlerle iletişim kurarak gelişmeleri yakından takip ettiğini bildirdi. Bu çabalar, bölgedeki gerginliğin azaltılması ve olası insani krizlerin önüne geçilmesini hedefliyor. Savett, bu tür diplomatik girişimlerin, Suriye’deki uzun vadeli bir çözüm için kritik olduğunu belirtti.
