Tahran'da su iflası: 10 milyonluk kentte musluklar iki haftaya kuruyabilir

Tahran'da su iflası: 10 milyonluk kentte musluklar iki haftaya kuruyabilir

İran’ın başkenti Tahran, tarihinin en büyük su kriziyle karşı karşıya. Emir Kebir Barajı’nda su seviyesinin kritik düzeye indiği bildirildi. Yetkililer, kentte yalnızca “iki haftalık su” kaldığını duyururken uzmanlar durumu “geri döndürülemez bir su iflası” olarak tanımlıyor.

İran devlet medyasına göre, başkent Tahran’ın içme suyu kaynağı iki hafta içinde tükenme riskiyle karşı karşıya. Başkent su idaresi müdürü Behzad Parsa, kentin ana su deposu olan Emir Kebir Barajı’nda sadece 14 milyon metreküp su kaldığını, geçen yıl bu miktarın 86 milyon metreküp olduğunu açıkladı.

Parsa, mevcut seviyede barajın Tahran’a yalnızca iki hafta daha su sağlayabileceği uyarısında bulundu.

Kuraklığın etkilerini ağır şekilde hisseden kentte, yağış oranları “yüzyıldır görülmemiş düzeyde düşük” seyrediyor. İran’ın resmi haber ajansı IRNA’ya konuşan bir yetkili, “Önümüzdeki aylarda yağış olmazsa, Tahran’da su kaynaklarının yönetimi ve içme suyu tedarikinin sürdürülebilirliği ciddi bir krize girecek” dedi.

“SU KESİNTİLERİ DAYANILMAZ HALE GELİYOR”

BBC News Farsça Servisi’ne konuşan bir Tahran sakini, su kesintilerinin günlük yaşamı felç ettiğini anlattı:

“Su kesintileri ve su basıncındaki büyük düşüş yüzünden apartmanlar ya çok kısa sürede susuz kalıyor ya da hiç su alamıyor.”

Adının açıklanmasını istemeyen kadın, “Elektrikler kesildiğinde internet ve asansörler de çalışmıyor. Bu durum, yoğun hava kirliliğiyle birleşen sıcak yaz günlerinde dayanılmaz hale geliyor” diyerek durumu özetledi.

İran genelinde su kıtlığına eşlik eden elektrik kesintileri, halkın öfkesini artırıyor. Başkentteki yüksek apartmanlardan Huzistan ve Sistan-Beluçistan’daki köylere kadar yaşam düzeni bozulmuş durumda.

“BU SADECE BİR SU KRİZİ DEĞİL, BİR SU İFLASI”

Birleşmiş Milletler Üniversitesi Su, Çevre ve Sağlık Enstitüsü Direktörü Prof. Kaveh Madani, durumu “geri döndürülemez bir felaket” olarak nitelendirdi:

“Bu sadece bir su krizi değil, bir ‘su iflası’. Yani sistem o kadar aşırı tüketildi ki, artık hasar tamamen geri döndürülemez vaziyette.”

Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’nden Daniel Tsegai ise İran’daki durumun “iklim değişikliği, toprak bozulması ve kötü yönetimin birleştiğinde neler olabileceğinin bir göstergesi” olduğunu söyledi.

‘SIFIRINCI GÜN’ SENARYOSU: SU TANKERLERLE DAĞITILABİLİR

Yetkililer, su tüketiminde ciddi bir azalma olmazsa Tahran’da “Sıfırıncı Gün” yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Bu durumda hanelerde musluklar dönüşümlü olarak kapatılacak, su tankerlerle dağıtılacak.

“Sıfırıncı Gün” uygulaması, hastaneler ve temel hizmetlerin önceliklendirilmesini; hanelerde suyun kısıtlanmasını öngörüyor. Zengin aileler çatılara su deposu kurabilirken, yoksul kesimler bundan mahrum kalacak.

Prof. Madani, “İnsanlar son derece dayanıklıdır ve hızla uyum sağlarlar. Ancak bir sonraki yıl da kurak geçerse, gelecek yaz çok daha zorlayıcı olur.” dedi.

BARAJLAR KURUYOR, IŞIKLAR SÖNÜYOR

Yaklaşık 10 milyon nüfuslu Tahran, beş ana baraja bağımlı. Bunlardan Lar Barajı neredeyse tamamen kurumuş durumda. Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, halktan su tüketimini en az yüzde 20 azaltmalarını istedi.

Barajlardaki su seviyesinin düşmesi, hidroelektrik üretimini de çökme noktasına getirdi. Elektrik kesintileri artık günde 2 ila 4 saat arasında değişiyor.

Enerji Bakanı Abbas Aliabadi, “İçme suyu temini önceliğimizdir ve tüm halka sağlanmalıdır” dedi. Ancak enerji yoğun kripto para madenciliğine izin verilmesi, kamuoyunda tepki çekiyor.

SU KRİZİ, TOPLUMSAL ÖFKEYE DÖNÜŞÜYOR

Su sıkıntısı en çok Huzistan ve Sistan-Beluçistan’da hissediliyor. Bu bölgelerde “su, elektrik ve yaşam” talebiyle protestolar düzenleniyor.
Kuruyan kuyular nedeniyle çevresel göç artarken, birçok aile iş umuduyla Tahran’a taşınıyor. Uzmanlar, bu göçün şehirdeki istikrarsızlığı artırabileceğini söylüyor.

Jeopolitik gerilimler de su krizine ekleniyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, deniz suyu arıtma teknolojilerini öne çıkararak “ülkeniz özgür olduğunda siz de faydalanabilirsiniz” açıklaması yaptı. Tahran bu sözleri “politik gösteri” olarak niteledi.

“SORU ARTIK KURAKLIK OLACAK MI DEĞİL, NE ZAMAN OLACAK”

UNCCD’den Daniel Tsegai, İran’daki krizin “insan kaynaklı kuraklık çağının” habercisi olduğunu belirtti.

“Teknik çözümleri biliyoruz. Artık bilgiyle politikayı, politikayla da eylemi birleştirmemiz gerekiyor. Soru artık ‘kuraklık olacak mı?’ değil, ‘ne zaman olacak?’ sorusudur.”

Birleşmiş Milletler’e göre, dünya genelinde kuraklık olayları 2000 yılından bu yana yüzde 29 arttı ve mevcut eğilimler sürerse 2050’ye kadar her dört kişiden üçü kuraklıktan etkilenecek.

“TAHRAN’DAKİ MUSLUKLARIN AKIP AKMAYACAĞINI HAVA DEĞİL, YÖNETİM BELİRLEYECEK”

İran hükümeti, suyun yeniden kullanımı ve damla sulama gibi önlemlerle yedi yıl içinde yıllık su tüketimini 45 milyar metreküp azaltmayı hedefliyor.
Ancak uzmanlara göre yaptırımlar, bürokrasi ve yatırım eksikliği bu hedefleri engelliyor.

Prof. Madani uyarıyor:

“Tahran’daki muslukların en sıcak aylarda akmaya devam edip etmeyeceğini hava durumu değil, yetkililerin ne kadar hızlı harekete geçeceği belirleyecek.”

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN