İtalya, uzun yıllardır gündemde olan Sicilya’yı anakaraya bağlayacak Messina Boğazı Köprüsü projesine nihai onayı verdi. Başbakan Giorgia Meloni liderliğindeki hükümetin desteklediği projeyle birlikte, tamamlandığında 3,6 kilometrelik açıklığıyla dünyanın en uzun asma köprüsü unvanı Türkiye’den İtalya’ya geçebilir.
Ekonomik Planlama ve Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi’nin 6 Ağustos’ta onayladığı projeyle ilgili konuşan Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma Bakanı Matteo Salvini, "Bu köprü, dünyanın en uzun tek açıklıklı asma köprüsü olacak" dedi. Şu anda bu rekor, 2022'de açılan 1915 Çanakkale Köprüsü’ne ait.
Proje, İtalya’dan Webuild, İspanya’dan Sacyr ve Japonya’dan IHI’nin yer aldığı Eurolink konsorsiyumuna ihale edildi. Webuild, yayımladığı açıklamada köprünün 3.300 metrelik asma açıklığıyla Çanakkale Köprüsü’nden yaklaşık 1 kilometre daha uzun olacağını bildirdi. Hem kara hem demir yolu ulaşımına hizmet edecek köprünün 2032-2033 yıllarında tamamlanması planlanıyor.
STRATEJİK YATIRIM VE NATO VURGUSU
Övgü Pınar'ın BBC Türkçe'de yer alan haberine göre; 13,5 milyar euroya mal olması beklenen projeye verilen desteğin arkasında yalnızca ulaşım değil, jeopolitik kaygılar da var. Meloni hükümeti, projeyi NATO'nun güney kanadı için stratejik bir altyapı yatırımı olarak sunuyor. Bu yaklaşımın, ABD Başkanı Donald Trump’ın müttefik ülkelerden savunma harcamalarını artırma talebine yanıt olarak geliştirildiği belirtiliyor.
Haziran ayında düzenlenen NATO zirvesinde, üye ülkelerin GSYİH'lerinin yüzde 5’ini savunma harcamalarına ayırma taahhüdü vermesiyle birlikte, projeye ayrılan bütçenin yüzde 1,5'lik "stratejik altyapı" kalemine dahil edilmesi hedefleniyor.
TARİHTEN GÜNÜMÜZE UZANAN BİR HAYAL
Sicilya’yı anakaraya bağlama fikri, M.Ö. 250’li yıllara kadar uzanıyor. Mussolini döneminden Silvio Berlusconi hükümetlerine kadar birçok kez gündeme gelen proje, şimdiye kadar hayata geçirilememişti. Bugünkü iktidarın ortaklarından Forza Italia Partisi, köprüye Berlusconi’nin adının verilmesini istiyor.
DESTEKLEYENLER VE KARŞI ÇIKANLAR
Projeyi savunanlar, köprünün yalnızca ulaşımı değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmayı da hızlandıracağına inanıyor. Güney İtalya’nın yoksul bölgelerinde yatırımı ve istihdamı artıracağı ifade ediliyor.
Ancak karşıt görüşler de güçlü. Bölgenin aktif fay hatları üzerinde bulunması, kuvvetli rüzgarların etkisi, çevreye olası zararlar ve mafyanın ihalelere sızma riski önemli eleştiriler arasında. Cosa Nostra ve 'Ndrangheta gibi güçlü organize suç gruplarının varlığı, projenin güvenliğini tartışmalı hale getiriyor.
Ayrıca köprünün her iki ucundaki kara ve demir yolu altyapısının yetersizliği, projenin tamamlanması için ek milyarlarca euroluk yatırım gerektiği anlamına geliyor. Bazı muhalifler bu durumu, "çöl ortasında katedral inşa etmek" olarak tanımlıyor.
Başbakan Yardımcısı Salvini ise bu eleştirilere yanıt olarak, "Eğer mafya var diye bu köprüyü yapmazsak, hiçbir şey yapamaz hale geliriz" ifadelerini kullandı.
Çevre örgütleri ise projeyi Avrupa Birliği’ne şikâyet etti. Greenpeace, WWF ve Legambiente gibi kuruluşlar, köprünün çevre yönetmeliklerine aykırı olduğunu ve ekolojik dengeyi tehdit ettiğini savunuyor.
