Yaklaşık 1500 yıl önce inşa edilen ve 100'den fazla küçük adacık üzerine kurulu olan Venedik, dünya üzerindeki en dikkat çekici şehirlerden biri.
Bu eşsiz yapılaşmanın temelinde, binlerce ahşap kazıktan oluşan sağlam bir iskelet bulunuyor.
Şehir, adeta suyun üzerinde yüzen bir mücevher gibi duruyor ve bu durum, antik mühendislik bilgisinin günümüze ulaşan en çarpıcı örneklerinden birini teşkil ediyor.
AHŞAP KAZIKLARIN MALZEMESİ VE DAYANIKLILIĞI
Eksiseyler'de yer alan habere göre, Venedik'in su altındaki temelini oluşturan ahşap kazıklar, genellikle meşe, karaçam ve çam gibi suya dayanıklı ve sert ağaç türlerinden seçildi.
Bu ağaçların doğal yapısı, çürümeye karşı önemli bir direnç sunuyor. Kazıklar, Venedik lagününün oksijenden yoksun, çamurlu zeminine sıkıca çakılarak yerleştiriliyor.
Bu oksijensiz (anaerobik) ortam, bakteri ve mantarların yaşaması ve çoğalması için uygun olmadığından, ahşabın çürüme süreci engelleniyor.
Bu sayede, ağaç lifleri bozulmadan yüzyıllar boyunca sağlamlığını koruyabiliyor.
SU ALTINDA TAŞLAŞMA SÜRECİ
Zamanla, lagün suyunun içinde çözünmüş halde bulunan mineral tuzlar ve tortular, ahşap kazıkların gözenekli yapısına sızarak emiliyor.
Bu mineraller, ahşap liflerinin boşluklarını doldurarak bir tür mineralleşme veya halk arasında bilinen adıyla taşlaşma süreci başlatıyor.
Bu doğal süreç, ahşabı adeta katı bir taşa dönüştürerek, ona olağanüstü bir dayanıklılık ve uzun ömür kazandırıyor.
Bu durum, Venedik'in su altındaki temelinin bilimsel olarak açıklanabilen en büyük sırlarından biri.
KAZIKLARIN ÜZERİNE KURULAN TEMEL SİSTEMİ
Ahşap kazıkların üzerine, suya karşı yüksek direnç gösteren ve erozyona dayanıklı bir kireç taşı türü olan İstria taşı katmanları yerleştiriyor.
Bu taş tabaka, ahşap kazıkların taşıdığı yapısal yükü daha geniş bir alana eşit şekilde dağıtarak, binaların dengeli ve sağlam bir şekilde ayakta kalmasını sağlıyor.
İstria taşının üstün özellikleri, Venedik'in yapısal bütünlüğünün yüzyıllar boyunca korunmasında kritik bir rol oynuyor.
DEPREM VE ÇÖKME RİSKİNE KARŞI GÜVENİLİRLİK
Venedik'in temelinde uygulanan bu karmaşık mühendislik yöntemi, şehrin olası deprem sarsıntılarından veya zemin çökme risklerinden korunmasında doğal bir amortisman sistemi görevi görüyor.
Ahşap kazıkların belirli bir esnekliğe sahip olması, yer hareketlerinin neden olduğu titreşimleri emerek yapıların zarar görmesini engelliyor.
Bu eşsiz yapısal tasarım, Venedik'in bin beş yüz yıldır ayakta kalmasının temel nedenlerinden biri.
MODERN ÇAĞDA VENEDİK'İ KORUMA ÇABALARI
Venedik, yüzyıllar boyunca bu benzersiz mühendislik tekniği sayesinde ayakta kalmış olsa da, günümüzde küresel ısınma ve deniz seviyesi yükselmesi gibi çevresel faktörler şehri tehdit ediyor.
Bu tehditlere karşı koymak amacıyla, MOSE Projesi gibi devasa mühendislik girişimleri hayata geçiriliyor.
MOSE Projesi, deniz seviyesindeki yükselmelere karşı şehri korumak için tasarlanmış hareketli bariyer sistemlerinden oluşuyor. Venedik'in geleceği için bu tür modern müdahaleler büyük önem taşıyor.
