Büyümede rasyonelleşme başladı

Büyümede rasyonelleşme başladı

Bu yılın üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisi geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 5,9 büyüdü. Yeni ekonomi yönetimiyle birlikte büyümede de rasyonelleşme adımları görüldü. Tüketim oranının yüksek olmasına rağmen, üretimde 6 çeyrek sonra faiz artışı etkisini gösterdi ve ilk kez artış gerçekleşti. Uzmanlar düşük faiz döneminin hem enflasyonu hem kuru hem de büyümeyi vurduğunu paylaştı.

Türkiye’nin üçüncü çeyrekteki büyüme karnesi belli oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, bu yılın üçüncü çeyreğinde (temmuz-eylül dönemi) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) zincirlenmiş hacim endeksi olarak, geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,9 arttı. Üretim yöntemiyle GSYH tahmini, yılın üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 79,8 artarak 7 trilyon 681 milyar 432 milyon lira oldu. GSYH’nin üçüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 295 milyar 815 milyon olarak gerçekleşti.

Yeni ekonomi yönetimiyle birlikte büyümede de rasyonelleşme adımları görüldü. Tüketim oranının yüksek olmasına rağmen, üretimde 6 çeyrek sonra ilk kez artış gerçekleşti. Büyüme oranı da böylece 3,9’dan 5,9’a çıktı. Faizi düşürünce gerileyen üretim, faiz artışıyla birlikte yeniden yükselişe geçti. Tüketim oranı da bir nebze de olsa azaldı. Uzmanlar düşük faiz döneminin hem enflasyonu hem kuru hem de büyümeyi vurduğunu paylaştı.

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak, inşaat yüzde 8,1, sanayi yüzde 5,7, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 5,1, hizmetler yüzde 4,3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3,6, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,7, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 2,2, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 1,7, tarım sektörü yüzde 0,3 arttı. Ürün üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar da yüzde 16,5 artış gösterdi. Söz konusu dönemde mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri ise yüzde 2,5 azaldı.

‘GELİRİNİ ARTIRAMAYANLAR İÇİN BİRŞEY İFADE ETMİYOR’

Ekonomistler de büyüme verilerini yorumladı. Ekonomist Mahfi Eğilmez “GSYH üçüncü çeyrekte yüzde 5,9 ilk 9 ayda yüzde 4,6 büyüdü. Bu dönemde ortalama enflasyon yüzde 50,3 olduğu için bu büyüme, gelirini enflasyon oranında artıramayanlar için bir anlam ifade etmiyor” dedi. Ekonomist İris Cibre de “GSYH III. Çeyrekte beklenti üzeri yüzde 5,9 büyüdü. Nasıl böyle büyüdü derseniz; Vergiyle. Bizden öyle vergi topladılar ki, büyüdükçe büyüdük... Bunun dışındaki katkı inşaattan; deprem bölgesi inşası. Diğer tüm kalemler ise (sanayi hariç) daralmaya işaret ediyor. Tarım ise kan ağlıyor. Ücretli gelirleri 2 puan düşerken sermaye gelirleri tekrar yükselmiş, 3 puan. Maaş zamlarının etkisi enflasyonla erirken ücretliden sermayeye transfer oluyor” dedi.

‘GEÇEN YILIN ZAYIF OLMASINDAN KAYNAKLI’

Analist Zafer Yükseler “2023 Temmuz-Eylül döneminde GSYH büyümesi yüzde 5,9’a yükselmiş, cari işlemler dengesi ve bütçe dengesinde iyileşme gözlenmiştir. Enflasyon 2022 yılına göre gerilemiş, ancak 2023 Nisan-Haziran dönemine göre önemli ölçüde yükselmiştir” dedi. Ekonomist Cem Çakmaklı “GSYH büyüme rakamları açıklandı. Yine oldukça kafa karışıklığı var. 2022’nin 3’üncü çeyreğine göre 5,9 büyüdük. Ama önceki çeyreğe göre 0,3 büyüdük. Önce bu 0,3’ü anlayalım. Bunu konuşalım. Yoksa aslında büyümenin yavaşladığını göremeyeceğiz. Çeyreklik GSYH büyümesi 0,3 geldi. Büyümede yavaşlama ortada. Tahmin açıklayanlar arasında en karamsar tahmini 0,32 olarak biz açıklamıştık. Doğru tahminler beklentilerin sağlıklı oluşması açısından önemli. Bu anlamda mutluyuz. Yıllık büyümenin 5,9 gelmesi hem 2022 3’üncü çeyreğin zayıf olmasından kaynaklı. O yüzden de yanıltıcı.”

‘TÜKETİM YAVAŞLADI DENGELEME GÖRÜLDÜ’

Ekonomist Prof. Dr. Ali Hakan Kara “Tüketimin yavaşlamasıyla birlikte ekonomide dengelenme başladı. Son çeyrekte daha da belirginleştiğini göreceğiz” yorumunu yaptı.

Ekonomist Oğuz Demir ise “Bir önceki çeyreğe göre 3’üncü çeyrekte büyüme yüzde 0,3’te kaldı. Ekonomideki yavaşlamayı büyüme verileri de doğrulamış oldu. 4’üncü çeyrekte yavaşlamanın devam ettiğini göreceğiz. Enflasyon için olumlu ama bedeli ağır bir süreç demiştik ya, aynen öyle” ifadelerini kullandı.

Ekonomist Baki Demirel ise ““Net vergi ile büyüme Devletin ekonomiden aldığı pay azalırken üstelik. Sermayenin payı ise artış göstermiş. Emek gelirleri erimiş. Tüketim ise artmış, o halde tüketimi emek gelirlerini baskılayarak azaltamazsınız. Ancak TUİK verileri sermaye için üzülmemiz gerektiğini gösteriyor. Ve dahası aslında 3’üncü çeyrekte ekonomi durgunluğa girmiş. Ne kadar çelişkili bir veri seti” yorumunu yaptı.

‘TÜKETİMDEKİ HIZ KESME FAİZ VE VERGİYLE İLİŞKİLİ’

Ekonomist Ensar Yılmaz ise sosyal medya hesabı üzerinden şu paylaşımı yaptı:

“Hem yatırım artışı hem de sermayenin gelir içindeki payında artışlar bunun kar çekişli bir büyüme olduğuna dair ipuçları veriyor; sanayi üretiminde artış gözlemleniyor. Emeğin payındaki düşüşle tüketimdeki artış (hızını kesse de) daha önce de görülen türden bir uyumsuzluk içeriyor. Fakat bunu da enflasyon ve gelir dağılımındaki bozulma ile ilişkili, tüketim öne çekiliyor ve bu da en çok yüksek gelirli gruplarda gözlemleniyor (lüks tüketim). Tüketimdeki hız kesme ise daha çok faiz artışları ve vergilerle ilişkili; bir önceki döneme göre (2.çeyreğe göre) büyümenin sınırlı olmasında bunun da etkisi var. İhracattaki artış uzun süredir oldukça sınırlı, bu dönem de öyle; bu muhtemelen dış piyasada olanlarla ilişkili ihracatın hem emek hem döviz kuru üzerinden bir avantaj kaybettiğini düşünmüyorum. İthalat hız kesmemiş; bu muhtemelen yatırım ve tüketim mallarındaki artışla ilişkili, yani hem tüketim mallarında hem üretim mallarında ithalat artıyor.”

‘BU BÜYÜMEDE ADALET YOK’

Ekonomist Mustafa Sönmez “Yüzde 6 büyüme diye hindi gibi kabaracaklar; yanında ne var? Yüzde 70’e giden enflasyon. TL pul oldu mal alıp stoklayalım, yarın bu fiyattan alamayız telaşı ile dinmeyen talep, bu kadar büyümeyi de getirir elbet. Hayırsız, kof bir büyüme. İstihdam yaratmıyor, döviz açığına yol açıyor. Seçim telaşıyla ısıtılan ekonomi büyüdü ama beraberinde yüzde 70 enflasyonu, cari açık, bütçe açığını büyüttü. Sonrası, mecburi küçülmedir. Gelelim büyümüş görünen pastanın paylaşımına: 3’üncü çeyrekte, bir önceki çeyreğe göre, emek payı yüzde 32,2’ye gerilemiş, sermayenin payı ise 3,2 puan artmış yüzde 47 olmuş. Seçim şekerlemelerine rağmen, 2022 3’üncü çeyrekten 2023 3’üncü çeyreğe kadar 1 yılda yüzde 5’e yakın büyüyen milli gelir pastasında, işgücünün payı yüzde 30’da kalırken, kar, faiz, rant gelirleri yüzde 48 olmuş. Büyüme, adaletsiz!”

‘İÇ TALEBİN KATKISI AZALDI, İHRACATIN NEGATİF ETKİSİ DÜŞTÜ’

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya hesabı üzerinden büyüme verilerini yorumladı.

Dengeli bir kompozisyona doğru yol aldıklarını ifade eden Şimşek “Programımızın öngörüsü dahilinde büyümede daha dengeli bir kompozisyona doğru yol alıyoruz. Yılın ilk yarısına göre iç talebin büyümeye verdiği katkı azalırken, net ihracatın negatif katkısı nispeten azaldı. Bir önceki çeyreğe göre özel tüketim daralırken; yatırım ve ihracat artış gösterdi. Uyguladığımız öngörülebilir ve kurala dayalı politikalarımıza; enflasyon ve cari açıkta kalıcı düşüş ve makro-finansal istikrar sağlanıncaya kadar devam edeceğiz. Verimlilik artışı için yapısal reformları uygulamaya koyacağız. Böylece sürdürülebilir yüksek büyümenin temellerini güçlendireceğiz” dedi.

Ardından TRT’ye açıklamalarda bulunan Şimşek “Büyüme, güçlü ve her ne kadar önümüzdeki dönemde yavaşlama ihtimali varsa da 2023’e ilişkin OVP’deki öngörülerimizle paralel gidiyor. Programda biz 4,4’lük bir büyüme öngörmüştük. Bu düşük gibi gelebilir fakat küresel büyüme yüzde 3 veya altında olacak. Dolayısıyla küresel büyümenin 1,5 katı hızlı büyüyor olacağız. Yani 2023’te Orta Vadeli Program’daki yüzde 4,4’lük hedefi gerçekleştirirsek bu rakamlar onunla tutarlı. Küresel büyümenin oldukça üzerinde bir büyüme sağlamış olacağız. İstihdam artışı çok güçlü. Burada önemli olan husus büyümenin yeniden dengelenmesi. Burada da yeniden dengelenme başladı, hafif bir şekilde üçüncü çeyrekte. Net ihracatın etkisi örneğin bir önceki yani çeyreğe baktığınız zaman eksi yüzde 4,9’du. Yani aşağı çekiyordu büyümeyi net ihracat. Şimdi onun negatif etkisi azaldı. Eksi 2,6’ya düştü bu önemli. İç talebin etkisi örneğin yüzde 8,8 puanlıktı, 8,5 puana geriledi. Programın amacı büyümeyi yeniden dengelemek yani daha kaliteli bir büyümeyi yatırıma ve net ihracata dayalı büyümeyi sağlamak. Yani iç talep daha ılımlı hale dönerken net ihracatın etkisinin olumluya dönmesini bekliyoruz” dedi.

‘MERKEZ GEREKENİ YAPIYOR’

Atılan adımlar hakkında da konuşan Mehmet Şimşek “Orta Vadeli Programın en önemli bileşeni fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarından kastımız enflasyonun düşürülüp tek hanede tutulmasıdır. Burada hedefimiz bu sene enflasyonu kontrol altına almak. Gelecek sene sonu yüzde 34’e indirmek. Daha sonraki 2025 ve 2026 sonunda da tek haneye düşürmek. En önemli bileşen bu. Bunun için para politikasında bir rasyonelleşmeye gittik. Yani iç talebi daha makul bir düzeyde tutmak için bozulan fiyatlama davranışlarını düzeltmek için bir para politikasında iyileştirmeye gittik. Merkez Bankası burada gerekeni yapıyor” dedi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN