Kamu harcama ve kredi artışlarının son bir yılda yüzde 40’lar seviyesinde seyrettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Hakan Kara, bu durumun enflasyonla mücadelede para politikasını tek başına baskı altında bıraktığını belirtti. Kara, “Merkez Bankası’nın uzun süre faizi yüksek tutmak ve kuru kontrol etmek zorunda kalmasının ana nedeni budur” dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyon eğilimine dair güncel hesaplamalarını yayımlamasının ardından ekonomist Hakan Kara, parasal gevşeme adımlarının zamanlamasına dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Kara, 4 Haziran’daki yorumunda, "Bu verilerle Haziran’da politika faizi indirimi gelmez ama likidite gevşemesi gelebilir, gecelik piyasa faizi yüzde 49’dan 46’ya iner. Asıl politika faiz indirimi Temmuz’da gelir" ifadelerini kullanmıştı.
Piyasadaki gelişmeleri yeniden yorumlayan Kara, gecelik faizlerdeki düşüşün öngörüsüne paralel gerçekleştiğini belirtti. “Aşağıdaki öngörümüzün gecelik faiz kısmı bugün itibarıyla tuttu. Politika faizi için gelecek haftayı bekleyeceğiz” diyerek, 19 Haziran'daki PPK toplantısına işaret etti.
Politika faizinin uzun süre yüksek kalmasının ardındaki yapısal sebepleri açıklayan Kara:
“Son 1 yıldır kamu bütçe harcama artışı ve kredi artışı yüzde 40’lar civarında seyrediyor. Böyle olunca enflasyonu düşürme konusunda kur politikası üzerine çok fazla yük biniyor” diyen Kara, Merkez Bankası’nın sadece fiyat istikrarı değil, aynı zamanda kur istikrarı için de faiz silahını kullanmak zorunda kaldığını vurguladı.
Son 1 yıldır kamu bütçe harcama artışı ve kredi artışı %40’lar civarında seyrediyor. Böyle olunca enflasyonu düşürme konusunda kur politikası üzerine çok fazla yük biniyor. Merkez Bankasının uzun süre faizi yüksek tutmak ve kuru kontrol etmek zorunda kalmasının ana nedeni budur.
— Hakan Kara (@ali_hakan_kara) June 17, 2025
