IMF, Küresel Ekonomik Görünüm raporunu yayımladı. Raporda Türkiye'nin büyüme beklentisi 2025 için yüzde 2,7'ye yükseltildi. Küresel büyüme tahminleri ise ticaret savaşları ve belirsizlikler nedeniyle düşürüldü. 2025 için büyüme yüzde 2,8, 2026 için yüzde 3 olarak açıklandı.
Uluslararası Para Fonu (IMF), yayımladığı “2025 Bahar Dönemi Küresel Ekonomik Görünüm Raporu”nda Türkiye için büyüme tahminlerini güncelledi. Rapora göre, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 2,7 oranında büyümesi bekleniyor. 2026 yılı için ise para politikasındaki sıkılaşma ve yapısal dönüşümler doğrultusunda büyümenin yüzde 3,2 seviyesine çıkacağı öngörülüyor.
2024 yılında yüzde 3,2 büyüme kaydeden Türkiye ekonomisinin, mevcut politika sıkılaşmasıyla birlikte yavaşlamaya girdiği değerlendirilirken, raporun önceki versiyonlarında bu yıl için öngörülen yüzde 2,6'lık büyüme oranının da yukarı yönlü revize edildiği dikkat çekti.
Enflasyon cephesinde ise yukarı yönlü riskler korunuyor. IMF, 2024 yılı için ortalama tüketici fiyatları artış tahminini yüzde 33’ten yüzde 35,9’a yükseltti. 2026 yılına ilişkin beklenti ise yüzde 22,8 seviyesinde.
Cari işlemler dengesinde iyileşme sinyali veren IMF, 2025 yılı için GSYH’ye oranla cari açığın yüzde 2,1’den yüzde 1,2’ye düşeceğini, 2026 yılında da bu seviyenin korunacağını bildirdi.
İşsizlik oranı tahminleri de aşağı yönlü güncellendi. IMF’ye göre işsizlik oranı 2025’te yüzde 9,4, 2026’da ise yüzde 9,2 seviyelerine gerileyecek.
KÜRESEL BÜYÜME TAHMİNLERİ DE AŞAĞI YÖNLÜ REVİZE EDİLDİ
Küresel ölçekte ise daha sert uyarılar dikkat çekti. Raporda, ticaret savaşlarının yeniden tırmanması, artan politika belirsizlikleri ve hükümetlerin değişen öncelikleri nedeniyle dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 2,8, 2026’da ise yüzde 3 büyüyeceği belirtildi.
IMF, “Küresel ticarette uygulanan tarifeler son yüzyılın en yüksek seviyelerine çıkmıştır. Bu durum, ekonomik büyüme üzerinde ciddi baskı oluşturmaktadır” ifadelerine yer verdi. Artan jeopolitik risklerin ve ekonomik kırılganlıkların, özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyümeyi tehdit eden unsurlar arasında öne çıktığı kaydedildi.
