KKM sistemine değinen İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, TL mevduat faizinin yüzde 50’nin üzerinde olduğunun altını çizerek “KKM’nin cazip olma dönemi bitti. KKM’ye ihtiyaç olmadığını görüyorum, KKM’nin ortadan kalktığını göreceğiz” dedi.
Döviz krizinde bir fırsat olarak sunulan ve o dönemde yatırımcılarına oldukça iyi kazandıran Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminde sona geliniyor. Yatırımcısı her geçen gün düşerken, özellikle kurda yaşanmayan oynaklık makul bir getiri sunamıyor. Hazine Bakanı Mehmet Şimşek’in de her defasında verdiği kademeli çıkış mesajı da yavaş yavaş gerçeğe dönüşüyor.
İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) - Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırmalar Forumu’nda Kur korumalı mevduata (KKM) yönelik değerlendirmelerde bulundu. TL mevduat faizinin yüzde 50’nin üzerinde olduğunun altını çizen Aran, “KKM’nin cazip olma dönemi bitti” dedi. Aran açıklamalarında, “KKM’ye ihtiyaç olmadığını görüyorum, KKM’nin ortadan kalktığını göreceğiz” şeklinde vurguladı ve “KKM’nin normalleşmeye paralel olarak, 2024 yılının sonuna kadar eridiğini ve ortadan kalktığını göreceğiz” olarak kaydetti.
KKM’nin maliyetine ilişkin de konuşan Aran şöyle konuştu:
“Kur korumalı mevduatın sosyal maliyetinden mi, yoksa o dönem izlenen politikanın sosyal maliyetinden mi bahsetmek daha doğru olur? İnat edilen düşük faiz ile enflasyonu düşüreceğimiz inancıyla sürdürülen politikanın sosyal maliyeti olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla faizleri indirerek yüzde 19’da başlayan ve yüzde 8,5’e inen yolculukta, o sırada yüzde 17 olan enflasyonun yüzde 85’e çıkarmanın sosyal maliyeti vardı. Bu politikayı izliyorsanız, ülkenin iflas etmeden sürdürülebilmesi için KKM ürünü gerekiyordu. O yüzden, sosyal maliyette olan şey politikaydı. KKM ise, o politikanın sürdürülebilmesinin bedeli. O maliyetin ete kemiğe bürünmüş haliydi diyebilirim.”
‘EN BÜYÜK DÜŞMAN YÜKSEK ENFLASYON’
İş Bankası Genel Müdürü Aran, bankacılık sektörünün asli görevini yerine getirebilmesi için öngörülebilir bir ortamın gerektiğini ve bu öngörülebilir ortamda sağlıklı olarak kuru, enflasyonu ve büyümeyi tahminleyebilmeleri gerektiğini vurguladı. Enflasyonun düşük olduğu dönemlerde önümüzdeki 12 ay için yapılan tahminlerin daha sağlıklı yüksek olduğu dönemde ise güç olduğunu söyleyen Aran, yüksek enflasyonun öngörülebilirliğin en büyük düşmanı olduğunu kaydetti. Fiyat istikrarının istikrarlı, sürdürülebilir, yüksek bir büyümeye de katkı verdiğini kaydeden Aran, enflasyonun kontrol altında olduğu dönemde reel kredi hacmi artışının da yüksek düzeylerde seyrettiğini kaydetti.
‘İŞ GÜCÜ ÖDEMESİNE YAPILACAK ZAM ÖNEMLİ’
Hakan Aran, TL tasarruf oranlarının artmasının da enflasyonla ilişkili olduğunu vurgulayarak 2024 yılı için enflasyon beklentilerine değindi. Merkez Bankası’nın 2024 sonu enflasyonu beklentisinin yüzde 30-42 arasında geniş bir bantta olduğunu söyleyen Aran, ocaktaki işgücü ödemelerine yapılacak zam belirsizliği nedeniyle bu bantın açık olduğunu düşündüklerini belirtti.
Aran, yapılan hesaplamalara göre işgücü ödemelerinde 1 puanlık ilave artışın 12 ay sonraki enflasyonu 0.2-0.3 puan civarında etki yaptığını söyleyerek “TCMB’nin beklediği gibi yüzde 30-42 bandında enflasyon olacaksa yılsonu ve yüzde 45 işgücü ödeme zammı olacaksa bu noktada bu zammın beklentiyi değiştirmeyeceğini ama sene sonunda göreceğimiz yüzde 65’lik enflasyon oranında işgücü ödemelerine zam yapılırsa bunun enflasyona 6 puana kadar etki edebileceğini ve TCMB’nin yüzde 42 olarak beklediği enflasyonun da yüzde 48’e çıkabileceğini düşünüyoruz” dedi.
