OECD, küresel borç piyasalarının zorlu bir süreçten geçtiğini ve sürdürülebilir büyüme için bu zorlukların aşılması gerektiğini belirtti. Merkez bankalarının faiz indirimlerine rağmen tahvil getirilerinin yükseldiğini ve ülke ile şirketlerin borçlarının arttığını vurguladı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), küresel borçlanma dinamiklerine ilişkin kapsamlı bir analiz sunduğu Küresel Borç Raporu 2025’i yayımladı.
Rapora göre, 2022 öncesinde düşük faiz oranlarının teşvik ettiği borçlanma eğilimi, 2024 itibarıyla yüksek faizli bir döneme evrildi. Küresel ekonomide merkez bankaları politika faizlerini düşürmeye başlasa da, birçok büyük piyasa oyuncusunun tahvil getirilerinde yükseliş gözlemlendi. Bu süreç, ülkeler ve şirketler için borçlanma maliyetlerini artırırken, toplam borç yükünü de ciddi şekilde yükseltti.
YÜKSEK BORÇ, ARTAN MALİYETLER VE KISITLI BORÇLANMA KAPASİTESİ
OECD raporuna göre, artan faiz oranlarıyla birlikte hem devletlerin hem de özel sektörün borç yükü yükselmeye devam ediyor. Ancak bu durum, özellikle büyük yatırım ihtiyaçlarının doğduğu bir dönemde küresel ekonomi için risk teşkil ediyor. Yüksek maliyetli borçlanma ve artan borç yükü kombinasyonu, gelecek dönemlerde borçlanma kapasitesinin sınırlarını daraltabilir.
Özellikle gelişmekte olan piyasalarda bazı kurumlar ve şirketler, borç piyasalarına erişim konusunda ciddi zorluklarla karşılaşıyor. Bu durum, küresel fon akışlarının hareketliliğini azaltırken, finansman sağlama süreçlerini de sekteye uğratıyor. OECD, uzun vadeli sürdürülebilir büyümeyi desteklemek adına borç piyasalarının bu zorluklarla başa çıkması gerektiğini vurguluyor.
KÜRESEL BORÇ SEVİYELERİNDE REKOR ARTIŞ
2024 yılı itibarıyla küresel borç seviyesi tarihi zirvelere ulaştı. Hükümetler ve şirketler, yıl içinde toplamda 25 trilyon dolarlık borçlanma gerçekleştirdi. Bu rakam, 2007 yılında kaydedilen seviyenin yaklaşık üç katına denk geliyor. OECD raporunda, 2008 Küresel Finans Krizi ve COVID-19 salgını sırasında uygulanan büyük ölçekli mali destek paketlerinin borç seviyelerindeki bu artışta büyük pay sahibi olduğu belirtiliyor.
Özellikle devlet tahvili piyasasına duyulan güvenin artması, borçlanmanın büyük ölçüde tahvil piyasaları aracılığıyla finanse edilmesine yol açtı. 2024 yılı itibarıyla küresel devlet ve şirket tahvil borçları toplamda 100 trilyon doları aşarak tarihi bir seviyeye ulaştı.
OECD ÜLKELERİNDE VE GELİŞMEKTE OLAN PİYASALARDA BORÇLANMA ARTIŞI
OECD ülkelerinde 2023 yılında 14 trilyon dolar seviyesinde gerçekleşen devlet tahvili ihracı, 2024 yılında 16 trilyon dolara ulaştı. OECD, bu rakamın 2025 itibarıyla 17 trilyon dolara çıkacağını ve yeni bir rekor kıracağını öngörüyor.
Bunun yanı sıra, gelişmekte olan ülkelerde de tahvil ihracı dikkat çekici bir artış gösterdi. 2007 yılında 1 trilyon dolar seviyesinde olan tahvil ihracı, 2024 itibarıyla 3 trilyon doların üzerine çıktı. Mevcut borç seviyesi ise 2007’de 4 trilyon dolar iken, 2024 yılında 12 trilyon dolara ulaştı.