Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), küresel ölçekte artan ekonomik belirsizlikler ve ticaret politikalarındaki oynaklık nedeniyle 2025 ve 2026 yıllarına ilişkin büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etti. “Belirsizlikle Mücadele, Büyümeyi Canlandırma” başlığıyla yayımlanan Ekonomik Görünüm Raporu’na göre, küresel ekonomi bu yıl ve 2026’da yüzde 2,9 büyüyecek.
Mart ayında yayımlanan ara raporda, bu oranlar sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3 olarak öngörülmüştü. OECD, özellikle ABD, Kanada ve Meksika gibi gelişmiş ekonomilerde büyüme hızının belirgin şekilde yavaşladığını, Çin ve diğer bazı ülkelerde ise daha sınırlı bir yavaşlama beklendiğini bildirdi.
ABD VE ÇİN’DE İVME KAYBI; EURO BÖLGESİ'NDE SINIRLI TOPARLANMA
OECD, geçen yıl yüzde 2,8 büyüyen ABD ekonomisinin 2025’te yalnızca yüzde 1,6, 2026’da ise yüzde 1,5 büyüyeceğini tahmin etti. Bu oranlar da önceki beklentilerin gerisinde kaldı. Çin ekonomisinde ise 2025 büyüme tahmini yüzde 4,7’ye, 2026 için ise yüzde 4,3’e çekildi.
Euro Bölgesi’nde ekonomik toparlanmanın görece daha istikrarlı ilerleyeceği öngörüldü. 2024’te yüzde 0,8 büyümesi beklenen bölge ekonomisinin, bu yıl yüzde 1 ve 2026’da yüzde 1,2 oranında büyümesi bekleniyor.
TÜRKİYE İÇİN BÜYÜME BEKLENTİSİ DÜŞÜRÜLDÜ: DENGELİ GEÇİŞ SÜRECİ ÖNE ÇIKIYOR
OECD, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini de aşağı yönlü revize etti. Daha önce 2025 için yüzde 3,1 ve 2026 için yüzde 3,9 olarak öngörülen büyüme oranları, yeni raporda sırasıyla yüzde 2,9 ve yüzde 3,3 olarak güncellendi.
Raporda, sıkı para ve maliye politikalarının iç talebi sınırladığı, hane halkı tüketiminde azalma yaşandığı ve özel sektör yatırımları ile ihracatın zayıf küresel ticaret nedeniyle yavaşladığı belirtildi. Ancak 2026 itibarıyla kademeli bir toparlanma beklendiği vurgulandı.
ENFLASYON DÜŞÜYOR, PARA POLİTİKASI ETKİLİ
OECD, Türkiye’de sıkı para politikasının etkisiyle enflasyonun düşme eğiliminde olduğunu belirtti. 2026’nın sonunda yıllık enflasyonun yüzde 15 civarına gerileyeceği öngörülüyor. Bu sürecin ilerlemesiyle birlikte, politika faizinde de kademeli bir gevşeme alanının oluşabileceği ifade edildi.
Genel değerlendirmede, Türkiye’de makroekonomik istikrarın korunması, öngörülebilir politika adımlarının sürdürülmesi ve yapısal reformların hızlandırılması gerektiği vurgulandı. Bu çerçevenin, yatırım ortamının güçlendirilmesine ve büyüme potansiyelinin artırılmasına katkı sağlayacağı belirtildi.
