Türkiye ekonomisi 90’lı yıllara döndü

Türkiye ekonomisi 90’lı yıllara döndü

Ekonomide akıl ve bilim dışı alınan kararlarla birlikte son yılların en kötü tablosuna doğru gidiliyor. Merkez Bankası rezervlerinin 21 yılın sonra eksiye inmesi, piyasalarda yaşanan döviz kıtlığı ve tabela faizlerinin karşılık bulmaması Türkiye ekonomisinde 1990’lı yılları hatırlattı. Ekonomistler yaşanan durum karşısında “Kolay bir çıkış yolu görünmüyor” diyerek ekonomik tabloyu Arjantin’e benzettiler.

Türkiye’de son birkaç yıldır yaşanan ekonomisinde yaşanan durumu uzmanlar artık ‘tedavi edilemeyecek bir hasta’ olarak tanımlarken, alınan önlemlerin artık bir işe yaramadığına değinildi. Mevcut ekonomi politikaları ışığında alınan kararlar ne piyasalara ne de kura tepki verirken, 4 lira olan dolar 20 lira, faizler de yüzde 40’lara tırmandı. Bugün Merkez Bankası’nın politika faizinin 8,5 seviyesinde bulunması karşısında piyasaların buna tepki vermediği aynı zamanda baskılanan kur ile ikili sistemin ortaya çıkması TL’den kaçışla birlikte başlayan kur korumalı mevduat sistemine artan talep aslında tabloyu ortaya koyuyor. Aynı zamanda eriyen ve artık eksiye geçen Merkez Bankası rezervleri baskılamaya işaret ediyor. Ekonomistler de bu gidişatı Arjantin’e benzetirken, bunun artık sürdürülemez olduğunu paylaştı.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Daron Acemoğlu, sorunun karışık politikalar, giderek azalan döviz ve altın rezervleri olduğunu söyledi. Acemoğlu tam kapsamlı bir kriz gerçekleşmesi durumunda Kur Korumalı Mevduat hesaplarının hükümete doğurabileceği maliyete ve artan döviz talebi nedeniyle birbirinden farklı kur seviyelerinin yaygın şekilde sunuluyor olduğu gerçeğine dikkat çekerek “Kur korumalı TL hesapları, güvenilir mi?” sorusunu sordu. Reuters’a konuşan Acemoğlu, Türkiye’nin 2001’de yıkıcı bir devalüasyonla sonuçlanan tüm zamanların en zarar verici krizlerinden birinin oluşum aşamasına atıfta bulunarak “1990’lara geri dönüyoruz. Arjantin benzeri bir durum söz konusu” dedi. Acemoğlu durumun düzelip düzelmeyeceğini, bunun ne zaman ya da nasıl olacağını öngörmenin zor olduğunu ifade etti.

Seçim öncesinde Merkez Bankası rezervlerinde düşüş sürüyor. 13-19 Mayıs haftasında TCMB’nin brüt rezervi 3,5 milyar dolarlık düşüşle 101,6 milyar dolara geriledi. Bu rakam, Temmuz 2022 sonrasındaki 10 ayın dibi olarak kayıtlara geçti. Böylece brüt rezervde yılbaşından bu yana düşüş, 27,2 milyar dolara yükseldi. TCMB’nin swap dahil net rezervi geçen hafta 2,5 milyar dolarlık düşüşle -0,2 milyar dolara geriledi. Böylece bu kalemde 21 yıl sonra ilk kez eksiye düşülmüş oldu. TCMB net uluslararası rezerv verilerini 2002 yılı başında tutmaya başladı. 2002 yılının ilk beş haftası negatif olan net rezervler daha sonra hep artıda seyretmişti. Net rezervler böylece yılın başından bu yana toplam 27,7 milyar dolar gerilemiş oldu. TCMB’nin swap hariç net rezervi de 19 Mayıs itibarıyla -60,3 milyar dolara geriledi. Bu kalemde geçen haftaki düşüş 2,5 milyar dolar oldu. TCMB’nin seçimin hemen ardından gerçek kişi döviz hesaplarından TL’ye dönüşüm için ek yüzde 10’luk hedefi koyması, TL mevduat faizlerini hızla artırırken, bu durum bankaların kredi faizlerini artırması ve kredi musluklarını kapatmasında etkili oldu.

‘KOLAY BİR ÇIKIŞ YOLU GÖRMÜYORUM’

JPMorgan ise seçimin ikinci turu sonrası alışılmış para politikasına açık bir dönüş gerçekleşmemesi hâlinde dolar/TL’nin 30’a kadar yükselebileceği bir senaryo öngördü. Bankacılıkta birleşme ve satın almaların en parlak dönemi için, “Bunlar ucuz varlıklar olarak görülmüyordu, mücevher olarak görülüyordu” diyen Acemoğlu, Erdoğan’ın kazandığı varsayıldığında karşı karşıya kalacağı durum hakkında yöneltilen soruya ise “Kolay bir çıkış yolu görmüyorum” yanıtını verdi.

‘MÜDAHALE KONTROLLÜ ŞEKİLDE SERBEST KALACAK’

Fortuna Capital’ın kurucusu ekonomist Altuğ Özaslan, 2. tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimini, Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanması durumunda doların kısa sürede 25-26 seviyesine yükseleceğini ve radikal önlemler alınacağını öngördü. Özaslan, turizm gelirleriyle yerel seçimlere kadar idare edilebileceğini ancak Mart 2024’ten sonrasının ‘karanlık’ olduğunu yazdı. Ekonomi yönetimine önemli kişilerin de geleceğini ön gören Özaslan, sosyal medya hesabından şu öngörüleri sundu: “Son sözü ilk söz yapmak adetimdir, bu yüzden mevcut ekonomik paradigmanın devam edeceğini düşünüyorum, ufak rötuşlar olacaktır. TL üzerindeki serbest piyasa dinamiklerine aykırı müdahale kontrollü bir şekilde serbest bırakılacak ve en geç 45 gün içerisinde kurun 25-26 seviyesine çıkmasına izin verilerek buradaki huzursuzluk kısmen giderilecektir” dedi.

‘ARTIK DOLAR FAİZİNİ BİLE PEŞİN VERİYORLAR’

Ekonomist Mustafa Sönmez “Nas Mas ile bakın nereye geldiler; 1 milyon TL’si olana ayda 30 bin TL veriliyor. Paranız 50 bin dolar ise 3 aylık yatırırsanız ayda bin doları peşin veriyorlar, 3 ay sonra paranızı dolar olarak geri alıyorsunuz. Dünyada yıllık dolar faizi yüzde 2-3 iken bizde aylığı yüzde 2 ye geliyor” dedi.

‘YAŞADIKLARIMIZ ASLINDA DAHA BETER’

İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun 1990’lardan beter olduğunu belirtti. KKM’de dolara yüzde 55 faiz verildiğini ifade eden Yılmaz, “Yaşadıklarımız 90’lardan beter” şeklinde konuştu. Bilge Yılmaz, paylaşımında şu noktalara değindi: “İktidarda ülkenin nereye gittiğini gören, aklı başında, vatanını seven tek bir kişi yok mu? Döviz kurunu tutabilecek rezerv kalmayınca sermaye kontrollerini sıkıştıran AK Parti iktidarı, şimdi de dolara fahiş faiz vermeye başladı. Yaşadıklarımız 90’lardan beter. O zaman bir özel bankanın dövize fahiş faiz verdiğini görmüştük. Bugün ise iktidarın ikbali ve saplantılı ekonomi politikaları nedeniyle KKM’de dolara %55 faiz veriliyor. Tarih böyle bir savrulma, böyle bir basiretsizlik, böyle bir yağma görmemiştir.”

‘BURADA BİR BAŞARI HİKAYESİ YOK’

Ekonomist Ali Hakan Kara da bir grafik paylaşarak durumu şöyle özetledi: “2002-2016 arasında kişi başı gelirdeki hızlı artış bize özgü değil, dolayısıyla burada kayda değer bir başarı hikayesi yok. 2017 sonrasındaki düşüş ise bize özgü; burada net bir başarısızlık hikayesi var.” Aynı zamanda faiz indirimlerinin başladığı dönemi de paylaşan Kara, fiyat patlamalarının 2022 ile birlikte başladığını kaydetti. Faiz indirimi furyasının başladığında 200 puanın altında olan endeks, bugün 700 puan seviyesinde.

screenshot-5.jpg

‘ENFLASYON SORUNU DEVAM EDECEK’

Commerzbank’dan Ulrich Leuchtman “Türk yetkililerin lirada yapay bir stabilite sağlama politikasının baskı altında olduğuna dair somut gelişmeler var” dedi. Bloomberg ekonomisti Selva Bahar Baziki ise “Seçim sonucundan bağımsız olarak para politikası daha ortodoks olacak. Merkez Bankası’nın parasal sıkılaştırmaya gitmesi muhtemel. Ülkedeki enflasyon problemi bir süre daha gündemde olacak ve kısa vadede Türk Lirası üzerindeki kara bulutlar gezinmeye devam edecek” ifadelerini kullandı.

‘GÜZEL VE PÜRÜZSÜZ BİR ÇÖZÜM İMKANSIZ’

Reuters’a konuşan varlık şirketi GAM’ın yöneticilerinden ve yatırım uzmanı Paul McNamara, KKM ve diğer uygulamalarda dikkate alınan tek şeyin TL’yi ‘yapay bir şekilde’ dizginlemek olduğunu dile getirdi. McNamara, KKM’nin yarattığı tabloyla ilgili “Tüm bunlara güzel ve pürüzsüz bir çözüm görmek temelde imkansız” dedi. Aynı zamanda Reuters’a konuşan hükümet yetkilileri, mevcut ekonomi modeline devam edip etmeme konusunda görüş ayrılıklarının olduğunu dile getirdi. Yetkililer, iki seçeneğin masada olduğunu söyledi: Bunlar mevcut ekonomik modele bağlı kalmak veya seçimden sonra ‘ortodoks’ ekonomi modeline geçmek. Ortodoks ekonomi modeli hükümetin şimdiye kadar karşı çıktığı genel kabul görmüş ekonomi politikalarını içeriyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN