UBS analistleri, Türkiye’de artan ekonomik ve politik risklere dikkat çekti. Düşük döviz rezervleri, artan dolarizasyon, para politikalarına olan güvenin zayıflaması ve küresel ekonomik belirsizlikler nedeniyle Türk lirasının artık eskisi kadar cazip olmadığını belirtti. Banka, TL üzerindeki riskleri dört başlık altında sıralayarak yatırımcıları temkinli olmaya çağırdı.
İsviçre bankalarından UBS, Türk lirasına ilişkin yatırımcı tavsiyesini güncelledi. Bankanın analistleri Tilmann Kolb ve Michael Bolliger, perşembe günü yayımladıkları yatırım notunda, üç ay önce başlattıkları dolar/TL forward satış pozisyonlarının hedef vadesine ulaştığını ve kâr alımı yaptıklarını duyurdu. UBS, Türk lirasının artık yeni carry trade (faiz farkı ile kazanç sağlama) işlemleri için yeterince cazip olmadığını vurguladı.
Raporda, yatırım stratejisiyle ilgili şu değerlendirmeye yer verildi:
“Dolar/TL üç aylık forward satış tercihimizle ifade ettiğimiz Türk lirası lehine görüşümüz, inişli çıkışlı bir yolculuğun ardından hedeflenen vadesine ulaştı. İşlemin başlangıcında 38,7 olan vadeli kura karşılık, şu anki 38,1 seviyesindeki spot kurla yüzde 0,6’lık toplam getiri elde edildi. Hedeflenen yüzde 3’lük kazanç sağlanamamış olsa da, mevcut koşullarda küçük kârları toplamanın daha doğru olacağı görüşündeyiz.”
TL'NİN CAZİBESİ NEDEN AZALDI?
UBS, Türk lirası lehine pozisyonların cazibesinin azalmasının dört temel nedeni olduğunu açıkladı:
Zayıflayan rezervler: Mart ortasından itibaren Merkez Bankası'nın döviz piyasasına yaptığı yoğun müdahaleler neticesinde rezervlerin önemli ölçüde azaldığı belirtilen notta, bu durumun TL üzerindeki olası yeni baskılara karşı Merkez Bankası’nın manevra alanını daralttığı vurgulandı.
Dolarizasyon eğilimi: Ocak ayından bu yana süregelen kademeli dolarizasyon eğiliminin, özellikle mart ayındaki döviz piyasasındaki çalkantılar ve nisan ayındaki ABD’nin gümrük tarifeleri şoku öncesinde bile liraya olan güvenin zayıfladığına işaret ettiği belirtildi. UBS, bu sürecin derinleşmesinin Merkez Bankası’nı daha fazla rezerv satışı ya da daha sıkı para politikası uygulamaya zorlayabileceğini kaydetti.
Zorlaşan makro ekonomik koşullar: Enflasyonla mücadelenin zaman alacağına ve bu sürecin ekonomik faaliyeti baskılayacağına dikkat çeken UBS, bu durumun mevcut ekonomi politikalarına olan toplumsal desteği zayıflatabileceğini ifade etti.
Siyasi belirsizlik: Raporun son bölümünde ise iç siyasi dinamiklerin Türk varlıkları üzerinde baskı oluşturabileceği belirtildi. İktidar ve muhalefet arasındaki çekişmeli siyasi zemin nedeniyle piyasaların temkinli kaldığına dikkat çeken analistler, bu durumun Türkiye’nin risk primini daha da artırabileceği uyarısında bulundu.