Yabancı yatırımcı seçimi değil faizi bekliyor

Yabancı yatırımcı seçimi değil faizi bekliyor

İş Bankası Genel Müdürü Aran, ekonomi yönetiminde doğru adımlar atıldığını, şu anda izlenen politikanın iyi bir öngörülebilirlik sağladığını belirtti. Faiz oranının dış kaynağın gelmesi için yeterli seviyede olduğunu belirten Aran ‘’Onların beklediği şeyin yerel seçimler olmadığını düşünüyorum. Ülkenin genel seçim sonuçlarıyla ilgilenir. Yabancı yatırımcı, faiz seviyesinin son nokta olup olmadığıyla, kur ve enflasyon öngörüleriyle giriş yapmak için uygun zaman olup olmadığıyla ilgilenir’’ dedi.

Ekonomideki son durumu değerlendiren İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, ‘Bankacılık Söyleşileri’ kapsamında yaptığı açıklamada, ekonomi yönetiminde doğru adımlar atıldığını, yapılması gerekenlerin yapıldığını ve şu anda izlenen politikanın iyi bir öngörülebilirlik sağladığını belirtti. Faiz oranlarındaki yükselişin iç talep üzerindeki etkisinin 2024’ün özellikle ilk yarısında da devam edeceğinin anlaşıldığını kaydeden Aran, gelecek dönemde mevcut ekonomi politikalarının enflasyon beklentileri üzerindeki olumlu etkilerinin belirginleşmeye başlamasının Türkiye’de enflasyonla mücadelede önemli olacağını, 2024’ün ikinci yarısından itibaren baz etkisinin de katkısıyla dezenflasyonist dönemin başlayabileceğini ifade etti.

Aran, şu andaki faiz oranı dış kaynağın gelmesi için yeterli bir seviyede olduğunu söyledi. Şu anda gelinen politika faizi olan yüzde 42,50’lik seviyenin; yabancı sermayenin, dış kaynağın Türkiye’ye akması için yeterli olduğunu aktaran Aran, “Onların beklediği şeyin yerel seçimler olmadığını düşünüyorum. Çünkü hiçbir yatırımcı, bir ülkeye giderken o ülkede yerel seçim sonuçlarıyla ilgilenmez. Ülkenin genel seçim sonuçlarıyla ilgilenir, siyasi istikrarına bakar. Yabancı yatırımcı, bir şehrin belediye başkanının kim olduğuna bakmaz. Yabancı yatırımcı, faiz seviyesinin son nokta olup olmadığıyla, kur ve enflasyon öngörüleriyle giriş yapmak için uygun zaman olup olmadığıyla ilgilenir’’ dedi.

27kr04manset-kelle.jpg

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran

Son metne bakınca Merkez Bankası’nın en fazla bir seferlik daha 2,5’lik bir marjı elinde tuttuğunun anlaşıldığını ifade eden Hakan Aran, ‘’Yüzde 42,50 seviyesi, yabancı yatırımcının ‘ben bu ülkeye girerim, onların 2 yıllık, 5 yıllık kağıtlarını bu seviyeden alırım ve bundan da para kazanırım’ dediği karlı bir ortam sağlıyor. Geleceğe pozitif bakmamın nedeni; yabancı sermaye akışı, yabancı sermayenin doğrudan yatırım şeklinde olmasa bile sıcak para olarak adlandırsak da Hazine’nin 2 yıllık ve 5 yıllık kağıtlarına girmesine yönelik beklentimdir. Dış kaynağın içeride ihracata, ithal ikamesi üretime, turizme aktarılması, ‘büyürken cari açık vermeyen bir ekonomiye sahip olacağım’ söylemini gerçekleştirmek için bir fırsat olacak’’ dedi.

‘BEN YAPTIM OLDU ANLAYIŞIYLA HER ŞEYİ KAYBEDER HALE GELİRİZ’

Gelinen noktanın, çok kıymetli ve bir o kadar hassas olduğunu belirten Hakan Aran, şunları kaydetti:

‘’Hepimiz çok dikkatli olmalı, özenle hareket etmeliyiz. Politika faiz oranının son alınan kararla yüzde 42,5’e geldiğini düşündüğümüzde hem parasal sıkılaşma hem ona eşlik eden miktarsal sıkılaşma hem de seçici kredi politikasıyla desteklenen mekanizma -makro ihtiyati tedbirleri de işin içine kattığınız zaman- reel sektör, üretim, finansa erişim ve finansal istikrar açısından bizi hassas, çok dikkatli yönetilmesi gereken bir noktaya getirdi. İçinde bulunduğumuz dönem, riskleri dikkatli yönetmemiz ve pozitifliğin devam etmesi için yapılacakları mutlaka tartışarak, konuşarak, istişareyle yapmamız gereken bir dönem. Yoksa ‘ben yaptım oldu’ anlayışıyla tekrar bu hassas dengede bir şeyi kaybedersek, örneğin, reel sektör artan finansman maliyetlerinin üstesinden gelemez ve üretkenliğini, verimliliğini, karlılığını kaybeder hale gelirse tekrar sorunlarla karşılaşabiliriz.”

‘REHAVETE KAPILMAMALIYIZ KAYNAKLARI ÜRETİME AKTARMALIYIZ’

Kaynakların doğru kullanılmasının önemini vurgulayan İş Bankası Genel Müdürü Aran, eğer sıcak paranın cazibesine kapılır aynı hızla, aynı motivasyonla devam etmez ve bulunan dış kaynağın rehavetiyle tüketime yönelim olursa tekrar bu hikayenin yarım kalacağını belirtti.

Aynı sorunlarla bir kez daha yüzleşileceğinin altını çizen Aran, ‘’O yüzden reel sektörün ve finansal sektörün temsilcileri olarak gelmekte olan, önümüzdeki yıl gelecek olan dış kaynağın doğru alanlarda kullanılmasının birinci önceliğimiz olduğunu düşünüyorum. Bu, finansın geleceği için de ekonomimizin geleceği için de temel şart” şeklinde konuştu.

Buldukları kredilerin mutlaka ve mutlaka üretime dönüştürülmesi, istihdam artışıyla desteklenmesi, ihracat, tarım ve turizm sektörlerinin stratejik olarak desteklenmesi gerektiğini kaydeden Aran, kaynakların tarıma, turizme, ihracat odaklı üretime, ithal ikamesi üretime aktarılması gerektiğini söyledi. Aran, “Önümüzde tarihsel olarak böyle bir fırsat var. Bu fırsat elimize geçmiş durumda. Bundan doğru şekilde yararlanmamız gerekiyor” dedi.

‘AÇIK BANKACILIKTAN AÇIK FİNANSA GEÇMEYİ BEKLİYORUZ’

İş Bankası Genel Müdürü Aran, Merkez Bankası’nın yasal düzenlemeleri doğrultusunda Türkiye’de Ocak 2023’te yaygınlaşan açık bankacılığın; müşterilerin finansal verilerini artık sadece kendi bankalarında değil, aynı zamanda diğer finansal kuruluşların platformları aracığıyla da yönetebilir ve kullanabilir hale getirdiğini belirterek, açık bankacılığın, müşterilerine finansal verileri üzerinde daha geniş haklar tanıyarak finansal hizmetler sektöründe önemli bir dönüşüm başlattığını anlattı.

Bankalar ve diğer finansal kuruluşların, müşterilerini kendi kanallarında tutmak ve onlara en iyi müşteri deneyimini sunmak adına rekabet içinde daha yenilikçi ve entegre hizmetler geliştirmeye başladığını ifade eden Aran, Türkiye’de açık bankacılık ekosisteminde 4 fintek ile 13 bankanın faaliyet gösterdiğini, ekosistemin hızla genişlemeye devam ettiğini, 2024’te diğer bankalar ve finansal kuruluşların katılımıyla daha da büyüyeceğini, ekosistem içerisindeki rekabetin artacağını öngördüklerini kaydetti.

Önlerindeki dönemde, yurt dışındaki örneklere bakıldığında, açık bankacılıktan açık finansa geçiş olmasını beklediklerini aktaran Aran, “Müşterilerimiz, yalnızca hesap bilgilerini paylaşıp ödeme başlatma işlemi yapmakla kalmayacak, kredi, bireysel emeklilik, sigorta bilgileri gibi verilerini de paylaşabilir hale gelecek. Ülkemizde ise önümüzdeki dönemde Merkez Bankası ve Bankalararası Kart Merkezi’nin çizeceği yol haritasıyla birlikte açık bankacılığın müşterilere sunduğu ürün ve hizmet yelpazesi genişleyecek. Bu gelişmeler finansal hizmetlerin entegrasyonu ve çeşitliliğini artırırken, biz de müşterilerimize daha kişiselleştirilmiş ve yenilikçi finansal çözümler sunma fırsatı elde edeceğiz” dedi.

‘TARIM VE GİRİŞİMCİLİĞE EK OLARAK TURİZM İHTİSAS ŞUBELERİ AÇACAĞIZ’

Hakan Aran, hem 100. yılda hem de sonraki süreçte stratejik olarak önem verdikleri alanlar olan üretim, sürdürülebilirlik, turizm, tarım ve girişimcilik sektörlerine odaklanacaklarını bildirerek, buralarda Türkiye için daha fazla katma değer yaratmak istediklerini söyledi. Hakan Aran açıklamasına şöyle devam etti:

‘’Tarım ve sürdürülebilirlik o kadar iç içe geçen alanlar ki tarımda bir şeyler yapacaksanız bu aynı zamanda sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor, sürdürülebilirliğe dair bir şeyler yapacaksanız bunun dokunduğu alanlardan biri de tarım… Girişimcilik ise hem tarımda hem sürdürülebilirlikte ihtiyacın giderilmesi noktasında yeni fikirlerin kapılarını açacak olan anahtar kavram… Tarım ve girişimcilik alanında açtığımız ihtisas şubelerimize ek olarak turizm alanında da ihtisas şubeleri açacağız. Stratejik olarak önceliklendirdiğimiz alanlarda Türkiye ölçeğinde o sektörü çok daha iyi noktalara taşıyacak adımları atma ve atılımlar yapma konusunda bir yolculuğa çıktık. Bu yıl Cumhuriyet’imizin 100. yılı, 2024 de İş Bankasının 100. yılı... 2 yıl içerisinde çok ciddi bir dönüşüme imza atmak ve bunu görünür kılmak istiyoruz.”

‘DIŞ KAYNAĞA İHTİYACIMIZ VAR MEVCUT TASARRUFLARIMIZ YETERLİ DEĞİL’

Hakan Aran, şu anda riskleri yönetilebilir, makul seviyede bulduğunu ifade ederek, “Yönetirken dozu çok iyi ayarlamalı ve zaman zaman içine düştüğümüz yanlışı tekrarlamamalıyız. ‘Bankalar kazanırsa reel sektör kazanamaz, reel sektör kazanırsa bankalar kazanamaz’ gibi bunların birbirinin aleyhine olduğu konusundaki ön yargılarımızı, paradigmamızı değiştirmemiz, birlikte hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Eğer biz ülkemizin büyümesinden, büyümenin sürdürülebilir olmasından, refahın artmasından, ekonomideki sorunların giderilmesinden bahsediyorsak ve bu konuda adım atacaksak bir arada olduğumuzu, birlikte hareket etmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor” diye konuştu. Türkiye’nin, tasarruflarını yeterli düzeye getirememiş, birikimlerini artıramamış bir ülke olduğunu belirten Aran, “Dolayısıyla dış kaynağa ihtiyacımız var. Mevcut tasarruflarımız ülkemizin büyümesi ve refahın artması için yeterli değil. Mutlaka bu resmin içine dış kaynak almamız gerekiyor” dedi.

‘YURT İÇİNDE TL CİNSİNDEN YEŞİL TAHVİL İHRACI YAPAN İLK BANKAYIZ’

İş Bankası Genel Müdürü Aran, yeşil ve sürdürülebilir borçlanma araçlarının gelişiminin, sürdürülebilir bir geleceğin finansmanında önemli rol oynadığını vurgulayarak, bu yaklaşımla Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan “Yeşil Borçlanma Aracı, Sürdürülebilir Borçlanma Aracı, Yeşil Kira Sertifikası, Sürdürülebilir Kira Sertifikası Rehberi”nde belirtilen esaslara uygun olarak yurt içinde TL cinsinden yeşil borçlanma aracı ihraç eden ilk banka olduklarını söyledi. Yurt içinde nitelikli yatırımcılara satış yöntemi ile gerçekleştirilen ihracın büyüklüğünün hem bireysel hem de kurumsal yatırımcıların ilgisi sonucunda 500 milyon lira olarak gerçekleştiğini aktaran Aran, ihraçtan sağlanan kaynağın yeşil projelere verilen kredilerin finansmanı için kullanılacağını bildirdi. Aran, İş Bankasının 100. yılında da ülkeye ve topluma değer katan, fayda sağlayan sosyal sorumluluk çalışmalarına ağırlık vereceklerini söyledi.

‘BANKACILIK SEKTÖRÜ DİJİTAL DENEYİM SUNMADA BÜYÜK İLERLEME KAYDETTİ’

Bankacılık sektöründeki yenilik ve trendlere de değinen Aran, derin öğrenme temelli analitik modeller ve doğal dil işleme teknolojisiyle geliştirilen sanal asistanlar ile son yıllarda insansı ve kişiselleşmiş dijital deneyimler sunma anlamında büyük ilerleme kaydedildiğini ifade etti. Aran, “Ancak üretken yapay zeka, daha önce benzerini görmediğimiz ölçekte kişiselleşmiş, daha derin ve neredeyse insansı etkileşimler yaratmanın kapılarını aralayarak dijital deneyimde devrim niteliğinde etkiler yaratmış durumda. Mevcut yapay zeka teknolojilerinin üretken yapay zeka ile harmanlanarak iş süreçlerinin iyileştirilmesini sağlayacağını ve hem çalışan hem de müşteri deneyimini benzersiz seviyelere taşıyacağını öngörüyoruz. Üretken yapay zeka, beynimizi daha efektif kullanma ve insan beyninden daha doğru şekilde yararlanmanın ilacı. Gereksiz yere ezberlemek, aklımızda tutmak zorunda değiliz. Her an o bilgi sanki beynimizde gibi yaşayabilir olmak beynin de kapasitesini artırıyor. İnsanlığın bundan sonraki gelişiminde sıçramayı yaptıracak ileri bir teknoloji olduğu için heyecanlanıyor ve biraz da endişeleniyoruz” diye konuştu.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN