[Karar]
EFKAN BUCAK
Semih Sancar 30 yaşında... İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu ve şu anda Çekmeköy’de kendisine ait bir eczanesi var. Ayrıca kendisine ait bir firma vasıtasıyla medikal sektöründe de yatırımları mevcut... Üstüne, yoğun ajandasına rağmen, Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu... Ve de ata sporumuz yağlı güreşi icra eden bir pehlivan...
30 yaşındaki Sancar Türkiye’nin hukuk ve eczacılık mezunu tek pehlivanı. Güreşe öteden beri ilgi duysa da ‘dualı çayıra’ çıkışı beş yıl öncesine dayanıyor: “Daha önceleri kürek sporuyla uğraştım ancak gönlüm güreşte, özellikle yağlı güreşteydi. Ancak Türkiye’de yağlı güreş yapmak gerçekten çok zor. Bir tanıdığınız olursa ancak o vesile ile başlayabiliyorsunuz.”
Sancar’ın güreşe başlaması eczanesine gelen bir güreşçi sayesinde oluyor. Güreşçiyi, bu sporu yapanların göstergelerinden biri olan kırılmış kulağından tanıyan genç eczacı “Daha önce Güreş Federasyonu’nun sitesine bakıp Sultanbeyli’de bir kulüp olduğunu görmüş ancak bu kulübe ulaşamamıştım. Bu arkadaş sayesinde minder güreşine başladım” diyen Sancar öğrendiği ilk teknik bilgilerle, hiç yağlı tecrübesi olmamasına rağmen Kırkpınar’a katılmaya karar verir. Eczacı Bayram Özenç’in kendisine hediye ettiği kispetle güreşen Sancar Kırkpınar’da küçük orta küçük boyda üçüncü tura kadar yükselir.

ET AĞIRLIKLI BESLENME
Bu başarının verdiği cesaretle artık çalışmalarını daha ciddi boyutta sürdürmeye karar veren Sancar, Facebook üzerinden, başpehlivan Serhat Balcı ile temasa geçer ve sonrasında yağlı idmanlara da başlar. Genç sporcu şimdi Serhat Balcı, Fatih Koyuncu, Fatih Alabacak, Adem Kara gibi usta isimlerle çalışıyor.
Üzerine kayıtlı işletme olduğu için avukatlık stajı yapamadığını, bu nedenle şimdilik eczacılığa yoğunlaştığını, ancak bir pehlivan gibi yaşadığını belirterek şunları aktardı:“Çok önemli bir şey olmadığı sürece idmanları aksatmıyorum, uykuma ve beslenmeme dikkat ediyorum. Et ağırlıklı besleniyorum. (Çok yiyor musun sorumuz üstüne) Epey de yiyorum açıkçası. Hatta geçenlerde bir lokantada beni gören biri ‘Kardeş seni görene kadar ben kendimi çok yiyor sanıyordum’ bile dedi.”

KİM ALDI BU KANOLA YAĞINI?
15 milyonluk İstanbul’da yaklaşık 15 pehlivan var. İdmanlar Reşadiye köyünde yapılıyor. Semih Sancar’ın kurduğu WhatsApp grubundan haberleşen sporcular çayıra inip idman yapıyor. Kendisinden önce İstanbullu pehlivanların toplanıp yağlı idmanı yapmadığını belirten Sancar “Yağlı güreş yapmayan pehlivanlara yağlı güreş yaptırmaya başladım” diye ekliyor.

Çekmeköy’de sahibi olduğu Ali Baba Eczanesi’nde ‘şifa dağıtan’ Sancar’ın güreşe başlaması da bir müşterisi sayesinde gerçekleşmiş / FOTO: Karar
ESAS OLAN ZEYTİNYAĞI
Yağlı güreşte esas olan zeytinyağı kullanmak ancak yüksek maliyetinden dolayı kimi zaman ayçiçek veya mısır yağı kullanılabiliyor. KARAR’ın da katıldığı son idmanda tercih kanola yağı olurken gözleri yakan bu yağ başpehlivanlardan birini isyan noktasına getirdi: “Kim aldı arkadaşlar bu kanola yağını? Güreşin başından bu yana gözümü açamıyorum!”

ECZACILARI GÜREŞE SOKTU
Hem iş hem yağlı güreş zor olsa da Semih Sancar Kırkpınar’da sadece bir kez ilk turda elenirken, bunun dışında her seferinde üst turları gördü ancak güreştiği küçük orta küçük boy Kırkpınar’ın en kalabalık kategorisi olduğundan (300’e yakın pehlivandan bahsediyoruz) Sancar kendisine daha realistik hedefler koymuş durumda: “Amacım hem spor yapmak, hem ata sporumuzu yaşatmak ve tanıtmak. Ömründe yağlı güreşle ilgisi olmamış eczacı, hukukçu dostlarım bu sporla tanıştı. Hatta iki eczacı arkadaşım pehlivanlara kispet (yağlı güreşte giyilen deri pantolon) sponsoru oldu. Kırkpınar’da kürsü açıkçası zor ancak Türkiye’de 100’ü aşkın turnuva var. Mümkünse buralarda derece yapmak istiyorum.”
TEPKİLER OLUMLU
Çevresinden büyük ilgi gördüğünü belirten genç pehlivan “Sürekli pozitif tepkiler aldım. Arkadaşlarım topluca güreşlerime bile geliyor!” dedi.
