Tarihin sıfır noktası olarak nitelendirilen Şanlıurfa şehir merkezine 46 kilometre mesafede bulunan Tek Tek Dağları Milli Parkı içindeki Göbeklitepe ve Karahantepe'de yeni buluntular gün ışığına kavuştu.
Tarihin sıfır noktası olarak nitelendirilen Şanlıurfa şehir merkezine 46 kilometre mesafede bulunan Tek Tek Dağları Milli Parkı içindeki Göbeklitepe ve Karahantepe'de yeni buluntular gün ışığına kavuştu.
Tarih öncesine ışık tutan, dünya ölçeğinde çok önemli keşiflerin yapıldığı Taş Tepeler projesi çerçevesinde 2023 yılında 9 arkeolojik alanda sürdürülen çalışmalarda son olarak insan ve hayvan heykellerine ulaşıldı.
Yüzeyinde kırmızı, beyaz ve siyah pigment kalıntılar görülebilen eser döneminden günümüze uzanan ilk boyalı heykel buluntusu oldu.
Göbeklitepe'de keşfedilen yaban domuzu heykeli, H şeklinde bir sembol, bir hilal, iki yılan ve üç insan yüzü veya maskesi olduğu tahmin edilen süslemelere sahip bir seki üzerinde bulundu.
İnsan heykeli tarih öncesi sanatın en etkileyici örneklerinden
Karahantepe'de sürdürülen kazı çalışmalarında ise dönemin en gerçekçi heykellerinden biri gün ışığına kavuşturuldu.
Gerçekçi bir yüz ifadesiyle tarih öncesi sanatın en etkileyici örneklerinden biri olmaya aday 2 metre 30 santimetre yüksekliğindeki heykel bir sekinin içerisinde zemine sabitlenmiş olarak bulundu.
Ölü bir insanı çağrıştıran kaburga, omurga ve omuz kemiklerinin vurgulandığı oturur vaziyetteki heykelin bulunduğu alanda duvara yerleştirilmiş bir akbaba heykeli ile zemine bırakılmış taş tabaklara ulaşıldı.
Ayrıca neolitik döneme ait 'T' biçiminde 250'nin üzerinde dikili taş tespit edilen alandaki çalışmalarda bir insan heykeline ulaşıldı.
Gerçekçi bir yüz ifadesiyle tarih öncesi sanatın en etkileyici örneklerinden biri olmaya aday 2,3 metre yüksekliğindeki insan heykeli, bir sekinin içerisinde zemine sabitlenmiş halde yer alıyor.
Kaburga, omurga ve omuz kemiklerinin vurgulandığı oturur vaziyetteki heykelin bulunduğu alanda, duvara yerleştirilmiş bir akbaba heykeli ile zemine bırakılmış taş tabaklar da bu yılın keşifleri arasında bulunuyor.
Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, 12 bin yıllık geçmişe sahip Göbeklitepe ile Karahantepe'yi ziyaret ederek yeni bulunan heykelleri inceledi.
Valilikten yapılan açıklamaya göre, Vali Hasan Şıldak, Taş Tepeler Projesi kapsamında kazı çalışmalarının sürdüğü Göbeklitepe, Karahantepe, Çakmaktepe ve Sayburç kazı alanlarında incelemelerde bulunarak çalışmalarla ilgili bilgi aldı.
Vali Şıldak, Taş Tepeler Proje Koordinatörü Prof. Dr. Necmi Karul ile birlikte Göbeklitepe'yi ziyaretinde yeni bulunan boyalı heykel, Karahantepe ziyaretinde ise gün yüzüne çıkarılan insan heykelini inceleyerek yetkililerden bilgi aldı.
Kazı alanlarındaki çalışmalarla iftihar ettiklerini belirten Şıldak, tarihi bir gün olduğunu ve bulunan eserlerin tarih öncesine dayanan ilk sanat eserlerinden biri olabileceğini ifade ederek, gün yüzüne çıkarılan yeni buluntuların kazı çalışmalarına yeni bir heyecan ve motivasyon kazandıracağını kaydetti.
Vali Hasan Şıldak'a kazı alanlarındaki ziyaretlerinde, İl Kültür ve Turizm Müdürü Aydın Aslan, Müze Müdürü Celal Uludağ ile Çakmaktepe Kazı Başkanı Doç. Dr. Fatma Şahin ve Sayburç Kazı Başkanı Doç. Dr. Eylem Özdoğan eşlik etti.
Taş Tepeler projesi çerçevesinde sürdürülen kazılarda Göbeklitepe, Karahantepe gibi 9 noktada çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Necmi Karul, şunları aktardı:
"Bu çalışmaların sonuna geldik. İçinde bulunduğumuz 'D' yapısı Göbeklitepe'deki bu yılın önemli sonuçlarından, önemli eserlerden birinin bulunduğu yerdir."
"Göbeklitepe'de şu anda içinde bulunduğumuz dev yapının içerisinde açığa çıkarılan bir yaban domuzu heykeli yer alıyor. Domuz heykeli, yapının çok tanımlı bir noktasında yani merkezdeki iki dikili taşın ortasındaki aksın bir kenarında bulunuyor."
"Genelde bu tür yapılarda da bu konumların, binanın geri kalanından farklılaştığını görüyoruz ve özgün konumda eserleri buraları bıraktıklarını, yapılar gömülürken de bilinçli olarak o eserlerin yerinde dikili taşlar gibi korunduklarını biliyorduk."
"Bunlara ilişkin de çok fazla buluntumuz yoktu. En azından 'D' yapısının bu bölümleri henüz kazılmamıştı. Bu yılki çalışmalarda bu alanda kazıları sürdürdük. Bu heykel, bir yaban domuzunu betimliyor."
"Burada daha önce karşılaşılan bütün hayvanlarda olduğu gibi atak pozisyonunda olması, dişlerinin görünür yani bir saldırganlığın vurgulanıyor olması dikkat çekiyor."
"Yine bu dönem heykellerinde cinsiyet ayrı heykellerin veyahut da kabartmaların hepsinde eril bireyleri temsil edeceklerini biliyoruz. Bu heykelin farklılığı da boyalı olması. Yani dili ve üzerindeki kıl tabakasının özgün renklerinde boyalı yapılmış olmasıdır."
"Bu durum eseri farklılaştırıyor. Sonuç itibarıyla Göbeklitepe, UNESCO miras listesine giren ama keşifleri sonlanmayan ve bundan sonra da bizi heyecanlandırmaya devam edecek yerleşim yerlerinden bir tanesi."
Göbeklitepe alanındaki kazılara katılan Alman Arkeoloji Enstitüsü Koordinatörü Lee Claere ise şöyle konuştu:
"Alman Arkeoloji Enstitüsü olarak 1995'den beri Göbelitepe'de çalışıyoruz. Evet son zamanda yani bu sene kazımızı yaptık. Kazılar çok iyi geçti. Bu sene bu yaban domuzu heykelini bulduk."
"Çok önemli bir buluş, çok büyük bir heykel. 130 santim, vücudunda boya da var, görüyoruz. Dili kırmızı, siyah, beyaz renkler de var. O yüzden bizim için çok heyecanlı bir buluntu. Çok mutluyuz."