ABD’nin Çin ve Rusya ile doğrudan ya da dolaylı ticaret yapan ülkelere ek vergi uygulaması, bu pazarlarla iş yapan üreticileri yeni tedarik merkezleri aramaya itecektir. Türkiye, AB ile Gümrük Birliği içinde olması, gelişmiş sanayi altyapısı ve jeopolitik konumuyla bu arayışta öne çıkabilecek ülkelerden biridir.
ABD, Rusya Federasyonu ile ticari ilişkilerini sürdüren ülkelere %100’e varan gümrük vergileri uygulama seçeneğini masaya koyarak küresel ticaret düzenini yeniden şekillendirecek sert bir hamleye hazırlanıyor. Bu adım, yalnızca Rusya’yı değil; Çin Halk Cumhuriyeti, Almanya, Hindistan ve Türkiye gibi çok sayıda ülkeyi doğrudan etkileme potansiyeline sahip. Ancak bu gelişmeler, Türkiye açısından dikkatle değerlendirildiğinde bölgede bağımsız politikalar üretme potansiyeline karşı bir tehdit içeriyor oluşuna karşı önlemler için önemli fırsatlar da barındırıyor.
TEDARİK ZİNCİRİNDE TÜRKİYE’NİN ALTERNATİF GÜCÜ
2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin toplam ihracatı 255,8 milyar Amerikan doları (USD) olarak gerçekleşmiştir (TÜİK, 2024). Bu ihracatın yaklaşık 15,4 milyar doları (%6’sı), ABD’ye yönelmiştir (Ticaret Bakanlığı, 2024). ABD’nin Çin ve Rusya ile doğrudan ya da dolaylı ticaret yapan ülkelere ek vergi uygulaması, bu pazarlarla iş yapan üreticileri yeni tedarik merkezleri aramaya itecektir. Türkiye, AB ile Gümrük Birliği içinde olması, gelişmiş sanayi altyapısı ve jeopolitik konumuyla bu arayışta öne çıkabilecek ülkelerden biridir.
Özellikle otomotiv sektörü, Türkiye’nin ihracatında lokomotif konumundadır. 2024’te otomotiv sektörünün ihracatı 35 milyar doları aşmıştır (OİB, 2024). ABD’nin Çin’den ithal ettiği otomotiv, makine ve elektronik ürünlerindeki boşluk, bu alanda üretim gücü olan Türkiye’ye yeni kapılar açabilir.
DIŞ TİCARET AÇIĞINI KAPATACAK HAMLELER
Türkiye’nin 2024 yılı dış ticaret açığı 92 milyar dolar seviyesindedir (TÜİK, 2024). ABD’nin Çin’den yaptığı 439 milyar dolarlık ithalatı (U.S. Census Bureau, 2024) göz önünde bulundurulduğunda, bu ithalatın yalnızca %1’lik kısmı Türkiye’ye kaydırılsa bile yaklaşık 4,3 milyar dolarlık ek ihracat potansiyeli doğar. Bu oran %2 olursa 8–9 milyar dolarlık yeni ticaret hacmi söz konusu olabilir. Böylece Türkiye, hem üretim kapasitesini hem dış ticaret dengesini iyileştirme fırsatı yakalayabilir.
ENERJİ GEÇİŞ ÜSSÜ OLARAK TÜRKİYE
Türkiye, yıllık yaklaşık 50 milyar metreküp (m³) doğalgaz ithalatının %40’ını Rusya’dan karşılamaktadır (EPDK, 2024). Dolayısıyla Rusya ile ilişkilerde ekonomik kopuş kısa vadede mümkün değildir. Ancak bu durum Türkiye’ye bir zayıflık değil, enerji diplomasisi açısından avantaj sağlayabilir. TürkAkım, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) terminalleri sayesinde Türkiye, hem AB hem de Orta Doğu ile enerji bağlantısını sağlayan stratejik bir “geçiş ülkesi” konumundadır.
Bu coğrafi avantaj, Türkiye’nin enerji güvenliği politikalarını çeşitlendirmesine ve bölgesel rolünü güçlendirmesine olanak tanır. Ayrıca, enerji transferinde merkez ülke hâline gelmek, döviz kazancı ve jeopolitik ağırlık açısından ciddi katkılar sağlayacaktır.
FİNANSAL ALTERNATİFLER VE YENİ DIŞ POLİTİKA DİLİ
Türkiye’nin 2024 sonu itibarıyla toplam dış borcu yaklaşık 475 milyar dolar, cari açığı ise 45 milyar dolar seviyesindedir (Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2024). ABD dolarına (USD) olan bu bağımlılık, dış politik baskılara açık hale getiriyor. Bu nedenle Çin ile yerel para birimleri üzerinden yapılan takas anlaşmaları (swap) genişletilmeli, Körfez ülkeleriyle milli para ile ticaret teşvik edilmelidir. Bu tür uygulamalar, Türkiye’nin döviz ihtiyacını azaltabilir ve dış baskılara karşı daha dirençli bir ekonomik yapı oluşturabilir.
ABD’nin “bizden misin, onlardan mı” mantığına dayalı kutuplaştırıcı yaklaşımı, Türkiye gibi çok yönlü dış politika yürüten ülkeleri zora sokmaktadır. Ancak bu zorluk, doğru yönetildiğinde “denge siyaseti” yoluyla Türkiye’nin uluslararası arenada daha etkili bir aktör olmasını sağlayabilir. Türkiye’nin aynı anda hem NATO üyesi, hem Rusya ile enerji ortağı, hem Çin ile ticaret partneri olması, çok taraflı diplomasi için eşsiz bir fırsattır. Türkiye NATO ile ilişkilerini radikal bir şekilde tartışmalıdır.
SONUÇ: TEHDİDİN İÇİNDEKİ FIRSAT
ABD’nin Rusya ile ticaret yapan ülkelere %100 gümrük vergisi uygulama senaryosu, Türkiye için ilk bakışta risk gibi görünebilir. Ancak bu gelişme, yerli sanayi için yeni pazarlar, dış ticaret için denge imkânı, enerji için dağıtım üstünlüğü ve diplomasi için çok kutuplu manevra alanı sunmaktadır. Bu fırsatların hayata geçirilebilmesi ise yalnızca stratejik planlama, yatırım teşviki ve kurumsal kararlılıkla mümkün olabilir.
*Hasan Köse, eğitimci ve araştırmacı yazar
KAYNAKÇA
EPDK. (2024). Türkiye Enerji Görünümü Raporu. https://www.epdk.gov.tr
Hazine ve Maliye Bakanlığı. (2024). 2024 Yılı Dış Borç ve Cari Açık Verileri. https://www.hmb.gov.tr
OİB (Uludağ Otomotiv İhracatçıları Birliği). (2024). 2024 Otomotiv İhracat Raporu.
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu). (2024). Dış Ticaret İstatistikleri, Ocak–Haziran 2024. https://www.tuik.gov.tr
Ticaret Bakanlığı. (2024). Ülke Bazlı İhracat Raporları.
U.S. Census Bureau. (2024). Top Trading Partners 2024. https://www.census.gov/foreign-trade/statistics/highlights/top/top2412yr.html
