Yücel Tanay, Çin’in Doğu Türkistan’da Uygurlara uyguladığı soykırımın kültürel boyutunu yazdı. Uygurların kültürel hafızası niteliğinde olan aydınların nasıl kaybedildiğini, zindanlara atıldığını ve bundaki amacın ne olduğunu irdeleyen Tanay, Pekin’in her konuda toplumun belleğini yok etmeye çalıştığını aktarıyor.
Son on yılda, Çin yönetimi Doğu Türkistan’daki Uygur toplumuna yönelik kültürel ve entelektüel bir tasfiye politikası yürütmektedir. Bu süreçte yüzlerce Uygur aydın, akademisyen, yazar, şair, sanatçı ve din âlimi tutuklanmış, kaybolmuş veya mahkûm edilmiştir. Amaç, Uygur halkının kültürel belleğini, dilini ve düşünsel öncülerini ortadan kaldırmaktır. Aşağıda bu dönemin sembol isimlerinden bazıları yer almaktadır:
TUTUKLANAN VE KAYBOLAN UYGUR ENTELEKTÜELLER
İlham Tohti -Akademisyen, Uygur Online platformunun kurucusu, Uygur Demokrasi ve Hukuk Hareketi’nin lideri, Uygurların vicdanı. Barışçıl görüşleriyle tanınmasına rağmen “ayrılıkçılık” suçlamasıyla müebbet hapse mahkûm edildi (2014). Sembol dava; “Uygurların Mandela’sı” olarak anılıyor.
Rahile Davut (Rahilä Dawut) -Halk bilimi ve İpek Yolu kültürü üzerine çalışan tanınmış profesör. 2017’de tutuklandı, yıllarca haber alınamadı; 2023’te müebbet hapse mahkûm edildiği ortaya çıktı.
Tashpolat Tiyip (Taşpolat Tayip) -Sincan Üniversitesi rektörü, jeograf. 2017’de “gizli ayrılıkçılık” suçlamasıyla gözaltına alındı; idam cezasına çarptırıldığı bildirildi.
Abduweli Ayup -Dilbilimci ve Uygurca eğitim savunucusu. 2013’te “ekonomik suçlar” bahanesiyle tutuklandı; serbest bırakıldıktan sonra sürgünde çalışmalarını sürdürüyor.
Qurban Mamut -Xinjiang Literary Journal’ın editörü. 2017’de tutuklandı; kültürel yayıncılıkla uğraşması nedeniyle hedef alındı.
Abdulrehim Heyit (Ablet Abdureshit Berqi) -Ünlü halk ozanı ve “Vatanım” şiiriyle tanınan sanatçı. 2017’de tutuklandı; Çin devletinin yayınladığı videolar dışında akıbeti belirsiz.
Yalqun Rozi (Yalkun Rozi) -Yazar ve eğitimci. Uygurca ders kitaplarında Atatürk’e yer verdiği, oğluna “Mustafa Kemal” adını koyduğu için 15 yıl hapse mahkûm edildi.
Perhat Tursun -Modern Uygur edebiyatının öncülerinden, The Backstreets adlı romanın yazarı. 2018’de “düşman propagandası” suçlamasıyla 16 yıl hapse mahkûm edildi.
Adil Tuniyaz -Din âlimi ve öğretmen; “radikal unsurlarla ilişkili” iddiasıyla toplama kampına gönderildi.
Arslan Abdulla -Dilbilimci, Uygur Dili uzmanı. 2018’de tutuklandı.
Muhammed Salih Hajim -Kuran’ın Uygurca tercümesini yapan din âlimi.
2018’de bir “yeniden eğitim kampında” öldü.
Abdurehim Ziyawudun -İlahiyatçı, 2018’de toplama kampına gönderildi.
2015–2025 arasında Çin devleti, Uygur entelektüellerini hedef alarak:
Dilin öğretimini durdurmuş,
Edebiyat kurumlarını kapatmış,
Uygurca yayın yapan dergileri yasaklamış,
Üniversiteleri ve camileri doğrudan parti kontrolüne almıştır.
Birleşmiş Milletler raporları ve Uygur İnsan Hakları Projesi (UHRP) belgelerine göre, bu dönemde 400’den fazla Uygur entelektüel ya tutuklanmış ya da kaybolmuştur.
Bu durum, “kültürel soykırımın entelektüel evresi” olarak tanımlanmaktadır.
Çin Neden Uygur Entelektüellerini Hedef Alıyor?
1. KÜLTÜREL BELLEĞİ YOK ETMEK
Uygur entelektüelleri, toplumun tarihsel hafızasıdır. Şair, öğretmen ve akademisyenler; dili, dini ve kimliği yaşattıkları için Pekin açısından “asimilasyonu engelleyen” unsurlardır. Bu nedenle Çin, önce düşünceyi yok etmeyi seçmiştir.
2. SİNİFİKASYON (ÇİNLİLEŞTİRME) POLİTİKASI
Pekin yönetimi, “tek Çin ulusu (Zhonghua Minzu)” anlayışıyla bütün etnik kimlikleri Han merkezli bir kültüre dahil etmek istemektedir. Uygur aydınları ise İslamî ve Türk kimliğini korudukları için bu ideolojik hedefe ters düşmektedir.
3. KUŞAK-YOL GİRİŞİMİ’NİN GÜVENLİK BOYUTU
Doğu Türkistan, Çin’in Asya-Avrupa ticaret koridoru açısından stratejik bir bölgedir.
Pekin’e göre “millî kimlik bilinci” taşıyan entelektüeller, bu koridorda “istikrarsızlık riski” yaratmaktadır. Bu nedenle “ideolojik güvenlik” adına hedef alınmışlardır.
4. İSLAM VE KOMÜNİST İDEOLOJİ ÇATIŞMASI
Uygur entelektüellerinin çoğu, dini değerlere dayalı bir kimlik taşır. Ancak Çin Komünist Partisi dine değil, partiye sadakati esas alır. Bu nedenle Uygur aydınları “rakip otoriteye bağlı olmakla” suçlanır.
5. SOYKIRIMIN ENTELEKTÜEL AŞAMASI
Her kültürel soykırımın ilk adımı, düşünce liderlerini yok etmektir. Çin devleti Uygur entelektüellerini susturarak: Halkı başsız bırakmak, Uygur kimliğini hafızasızlaştırmak, kültürel direnci kırmak istemektedir.
6. SÖMÜRGECİLİK VE AYDINLARIN TASFİYESİ
Bir ülkeyi işgal eden sömürgecilik politikaları genellikle önce aydınları yok etmeyi hedefler. Sömürgeci güçler, ulusun bağımsızlık mücadelesinde önderlik edecek entelektüel sınıfı tasfiye ederek toplumu liderlikten yoksun bırakmak ister. Çin’in Uygurlara yönelik politikası da bu sömürgeci mantığın bir uzantısıdır: Aydınları susturarak ulusal örgütlenme ve kültürel direniş kapasitesi zayıflatılmakta, Toplumsal hafıza ve yerel liderlik ortadan kaldırılarak uzun süreli kontrol sağlanmaya çalışılmaktadır.
Bu perspektif, Uygur aydınlarına yönelik tasfiyeyi yalnızca iç güvenlik önlemi değil; sömürgeci bir egemenlik stratejisinin parçası olarak okumayı sağlar.
SONUÇ
2015–2025 dönemi, Çin’in Doğu Türkistan’daki “modern asimilasyon” projesinde entelektüel katmanı hedef aldığı dönemdir. Bu süreç, sadece bireyleri değil; bir halkın düşünce üretme kapasitesini yok etmeyi amaçlamaktadır. Uygur entelektüellerine yönelik bu sistematik tasfiye, 21. yüzyılın en görünür kültürel soykırım örneklerinden biridir.
Kaynakça
1.United Nations Office of the High Commissioner for Human Rights (OHCHR) – Assessment of Human Rights Concerns in Xinjiang Uyghur Autonomous Region (2022).
2.Uyghur Human Rights Project (UHRP) – The Disappearance of Uyghur Intellectuals: A Decade of Repression (2023).
3.Human Rights Watch – Eradicating Ideological Viruses: China’s Campaign of Repression Against Xinjiang’s Muslims
(2018).
4.PEN America – Silenced: China’s Ongoing Persecution of Uyghur Writers and Intellectuals (2024).
