Görüşler

Demokrat Parti nasıl kapatıldı?

Demokrat Parti nasıl kapatıldı?

Avukat Abbas Bilgili, Yassıada’daki yargılamanın amaçlarından birinin de DP kadrosunu siyasetten tasfiye etmek olduğunu dile getiriyior.

27 Mayıs 1960 askerî darbesini yapanların ilk açıklamaları, tarafsız oldukları şeklindeydi. Radyodan yapılan ilk açıklamada partiler üstü tarafsız bir idare oluşturacağız, hiçbir şahsa ve zümreye karşı değiliz diyorlardı. En kısa zamanda adil ve tarafsız seçimlerin yapılacağını ve yönetimi de seçimi kazanana devredeceklerini belirtiyorlardı, ancak kısa süre sonra bu söylemden vazgeçilerek DP’nin suçluluğunu vurgulanmaya başladılar. Bu suçlamanın soncu olarak DP’lilerin yargılanması süreci başlatıldı, ancak daha önce partinin kapatılması gündeme geldi. Darbeci askerlerin anılarında, DP’nin kapatılması normal bir mahkemede ve kendilerinin dahli olmadan yapılmış gibi anlatılır.

DP, Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29 Eylül 1960 tarihli kararı ile kapatıldı. 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında kurulan Millî Birlik Komitesi (MBK) hükümetinde Bakanlık yapan Amil Artus’un anıları darbeden 27 yıl sonra 1987 yılında Milliyet’te yayınlandı. Artus, Bakanlık görevinin tebliğinden sonra Cemal Gürsel’in “ilk aşamada senden üç şey istiyorum. Birincisi Demokrat Parti’yi kapattıracaksın” dediğini belirtiyor. 27 Mayıs darbesinin hukuk cephesi üzerine çok kıymetli bir eser kaleme almış olan Osman Doğru, “Adalet Bakanı Artus’un, başkanın bu talimatlarını yerine getirdiği anlaşılmaktadır” diyor.

Gerçekten de darbeden 23 gün sonra 20 Haziran 1960 günü DP’nin kapatılmasıyla ilgili bir davanın açıldığı anlaşılıyor. Davayı açan Mustafa Geygel isimli şahsın vekilliğini yapan Avukat Cemal Özbey, kapatma davasını 1961 yılında yayınladığı 48 sayfalık Demokrat Partiyi Nasıl Kapattırdım isimli bir kitapçıkta anlatmıştır. Bu kitapçık konusunda kısa bir inceleme yazısı kaleme alan Cem Eroğul, “benbenci bir yapıt olmakla beraber belge niteliğinde” diyor.

Av. Cemal Özbey, DP’nin kapatılması girişimine nasıl başladığını şu cümlelerle anlatıyor: “DP’nin feshi için partide kayıtlı, dava açacak, sağlam karakterli, cesur ve davanın sırasında dönmeyecek bir vatandaş lâzımdı. Bu evsafta bir arkadaşım ve müvekkilim vardı. Vaziyeti ona açtım. Geniş geniş izah ettim. Dava açmak için onunla mutabık kaldık. Bu vatandaş Mustafa Geygel’di.” İlk tuhaflığın burada olduğu gözlerden kaçmıyor, çünkü hayatın olağan akışında kişiler dava açmak için avukata başvururken, bu olayda avukat dava açmak için müvekkil arayışına girdiğini söylüyor! Bu avukatın kendiliğinden mi harekete geçtiği yoksa birileri tarafından mı harekete geçirildiği sorusunun üzerinde durmak gerekir. MBK üyesi Alparslan Türkeş, dönemin Bakanlarından Şefik İnan’ın “DP’nin kapatılması gerekir” diyerek, bu avukatı bulduğunu anılarında ifade etmektedir.

Mustafa Geygel adına davayı açan avukatın dilekçesinde, fesih gerekçesi olarak “DP’nin kuruluş gayelerine aykırı hareket ettiği ve beş yıldan beri büyük kongresini yapmadığı” belirtilmiştir. Ayrıca 1001 TL manevi tazminat da talep etmiştir. Davalının isim ve adresi olarak da “Demokrat Parti hükmî şahsiyetine izafeten Genel Başkan Sabık ve Sakıt Başvekil Adnan Menderes, Yassıada- İSTANBUL” ibaresi yazılmıştır. Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1960/570 esas sayısına kaydedilen davanın ilk duruşması 15 Temmuz 1960 günü yapılarak, davacının DP’de kayıtlı olup olmadığının sorulmasına, “gelmeyen davalıya gıyap kararı çıkarılmasına” ve ikinci duruşmanın 29 Eylül 1960 gününe bırakılmasına karar verildiği görülüyor. Duruşmaya “gelmeyen davalı”nın Yassıada’da tutulan Menderes olduğunu da belirtelim!

Yassıada’dan gelen Adnan Menderes’in iki cümleden ibaret ifadesi ise “Partinin kapanması hususunda bir müdafaada bulunacak değilim. Bilâkis kapanmasının bu günün şartları bakımından doğru olacağı kanaatindeyim” şeklindedir. Yassıada’da tutuklu bulundukları ve henüz hiçbir yakını ve avukatı ile görüşmedikleri aşamada alınan bu ifadenin nasıl ve hangi şartlarda alındığını bilmiyoruz. Ancak özgür olmayan ve hatta baskı altında oldukları bilinen bu şahısların ifadelerinin gerçek iradeyi yansıtmadığında kuşku yok.

İkinci duruşma yapılmadan önce hayli ilginç bir gelişme oluyor; DP’nin avukatı sıfatıyla bir cevap dilekçesi veriliyor. Dava dilekçesine cevap mahiyetinde olan bu dilekçeyi veren kişi Trabzon Barosu’na kayıtlı Avukat Kemal Yılmaz’dır. Menderes ve DP’nin tüm yöneticileri tutuklu olarak Yassıada’da bulunurken ve hiçbir kişi ya da avukatla görüşmemişlerken Av. Kemal Yılmaz’ın davaya DP’nin vekili olarak vekaletname sunabilmesi oldukça düşündürücüdür. Av. Kemal Yılmaz’ın normal koşullarda müvekkili olan DP’yi savunması gerekirken, savunma yerine davacının iddialarını kabul eden ilginç cümleler kullanıyor; “davacının ileri sürdüğü hususlar tamamen varittir ve hatta çok noksanı bile vardır” diyor. DP’nin kapanmaması için hiçbir sebep bulamadığını, partinin “siyasî bir mevta” olduğunu belirtiyor ve verilecek kararla “defnine ruhsat verilmiş olacağını” beyan ediyor.

Mahkeme, 29 Eylül 1960 tarihli kararında, Adanan Menderes’ten vekalet alan avukatın da partinin kapatılmasını istediğini ve fesih sebeplerinin oluştuğuna değinerek, Medeni Kanun’un 71. maddesi uyarınca feshine karar verildiğini belirtiyor. Ayrıca 1001 TL manevi tazminatın da davalı partiden alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiştir. DP’nin vekili olarak katılan avukat, kararı sadece 1001 TL tazminat yönünden temyiz etmiş olup, partinin feshini temyiz dışında tuttuğunu dilekçesinde belirtmiştir. Bu durumda partinin kapatılması konusu temyiz edilmediği için 29 Eylül 1960 günü kapatılmış olmaktadır.

DP’nin Trabzon İl Başkanlığını da yapmış olan Fikri Karanis dava tarihinde Yassıada’da tutuklu bulunan Trabzon milletvekillerinden biridir. Avukatın da Trabzon Barosu’na kayıtlı olması nedeniyle, avukatı hatırladığını anılarında belirtmekte ve konuya açıklık getirmektedir. Karanis, kendisinin Trabzon İl Başkanı olduğu dönemde 1954 yılında partiye kayıtlı avukat Kemal Yılmaz’a, partiye alınan bir Jeep ile ilgili işlemlerin yapılması için Genel Merkezden vekalet getirdiğini belirtiyor. Ve devam ediyor: “Avukatın elindeki vekaletname ona bu jeep davası nedeniyle verilmişti. Aradan yıllar geçti, avukat DP’den koptu. DP hakkında dava açılmıştı. Avukat kendisine şöhret yolunun açıldığını sanmış olmalı ki Demokrat Parti’nin avukatı sıfatıyla mahkemeye başvurmuş” diyor. Anılarında Trabzon Barosu’nun hileli biçimde vekalet kullanan avukata ceza verdiğini de belirtiyor.

Esasen dönemin etkili ve darbenin ateşli savunucusu Akis dergisi de kapatma olgusunun öncesinde bunun MBK’da önceden düşünüldüğünü şu şekilde ifade etmektedir: “DP’nin kapatılacağı en az bir aydır milletin ağzında sakızdı. Haber çoktan sızmış, kulaktan kulağa yayılmıştı. kararı bizzat Gürsel gazetecilerle görüşürken imâ etmiş, buna taraftar olduğunu söylemişti.” Akis, DP’nin kapatılmasını kapısına kilit vurulan bir kapı resmi ile kapak dahi yapmıştır. Zamanın Maliye Bakanı Ekrem Alican da 28 Ağustos 1960 tarihinde günlüğüne Cemal Gürsel’in bir gün önceki basın toplantısında “Demokrat Parti’nin kapatılacağını, yeni bir parti kurulacağını ima ettiğini” yazmıştır. Nitekim dava devam ederken Cemal Gürsel, basına yaptığı açıklamalarda “DP kapatılacaktır” yönünde beyanatta bulunmuştur.

Yargı görüntülü bu komediyi, Yassıada yargısı ile birlikte düşünmek gerekir. Şöyle ki, Yassıada’daki yargılamanın amaçlarından biri de DP kadrosunu siyasetten tasfiye etmekti. Nitekim MBK’nin ülkeyi darbe sonrasında seçimlere götürme sürecinde, 15 Ekim 1961 seçimlerinden önce mevcut siyasi partilere nasıl davranmaları konusunda baskı yaparak bir beyanname imzalattığı bilinmektedir. Bu beyanname hazırlanırken yapılan yuvarlak masa toplantısında MBK üyesi Kadri Kaplan “Demokrat Parti yok olmuştur. Tarihe gömülmüştür ve hortlatılmasına da müsaade edilmeyecektir. Seçimlerden sonra da müsaade edilmeyecektir” demiştir. Aynı toplantıda MBK üyesi Sezai O’kan da “Demokrat Parti iktidarının Türk edebiyatından silinmesi lâzım gelir. Demokrat Parti iktidarı, Türk edebiyatından silinmediği takdirde onun zihniyetinin silineceğine biz inanmıyoruz” diyerek yeni kurulan partilere göz dağı vermiştir.

19.jpg

YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum
Bunlar da İlginizi Çekebilir