Görüşler

Dünyanın en önemli seçimlerini kim kazanabilir?

Dünyanın en önemli seçimlerini kim kazanabilir?

Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı E. Fuat Keyman kamusal ve akademik tartışmada 'seçimlerin sonucunu, Erdoğan'dan çok muhalefetin stratejik hamlelerinin başarısı ya da başarısızlığı belirleyecek' görüşünün genel kabul gördüğünü belirtiyor.

2023 yılında dünyada yapılacak seçimler üzerine çıkan yazılara ve yorumlara baktığımız zaman önem ve etki açısından üç seçimin öne çıkarıldığını görüyoruz.

Nijerya’da, Pakistan’da ve Türkiye’de yapılacak seçimler.

Bu seçimler içinde de, dünyanın en önemli seçimi olarak Türkiye seçimleri gösteriliyor.

NİYE ÖNEMLİ?

Mayıs ya da haziran ayında ülkemizde yapılacak seçimlerin etki ve sonucu açısından dünyanın en önemli seçimi yorumunu yapanlar, “Türkiye, sadece Türkiye değildir” ya da “Türkiye’den konuşmak sadece Türkiye değil, bölgesel ve küresel ölçekte bugünden ve yarından konuşmaktır” vurgularını da seslendiriyorlar.

Ve ekliyorlar, seçim sonuçları:

Birincisi "yirmi yıllık Erdoğan liderliğinin ve AK Parti iktidarının bitimi ya da devamı"nı;

ikincisi "ikinci yüzyılınına girerken nasıl bir Cumhuriyet, nasıl bir Türkiye"nin şekilleneceğini;

üçüncüsü, başta Amerika, Rusya ve Çin’in önem verdiği, Ukrayna meselesinden Suriye, Doğu Akdeniz, Ege ve diğer meselelere kadar 'nasıl bir dünya ve dünya güç sistemi' sorusunun yanıtını ve

dördüncüsü, gıdadan enerjiye, enflasyondan durgunluğa 'küreselleşmenin geleceği'ni belirleme de önemli bir veri/unsur olacaktır.

Bu anlamda da, seçimler, Türkiye kadar küreselleşen dünyayı ve dünya siyasetini de ilgilendiren bir seçim olarak görülüyor.

Bu değerlendirmeye büyük ölçüde katıldığım gibi,
beşinci madde olarak, Amerika ve Brezilya örneklerinden sonra, bu seçimlerle 'güçlü lider ve gücün sadece yürütme aygıtında yoğunlaşması temelli yönetimin devamının mı, yoksa güçlendirilmiş ve demokratik parlamenter sisteme geçişi mi yaşayacağız' sorusunun yanıtını alacağız.

2023’E NASIL GİRDİK?

Medyascope’ta birlikte yaptığımız 'Eşikteki Türkiye'nin 5 Ocak programında Hatem Ete, iktidarın ve muhalefetin bugünkü konumlarıyla ilgili açıklayıcı bir saptama yaptı.

Ete’ye göre 2021, Erdoğan ve Cumhur İttifakı için başarısız bir yıl iken, 6’lı Masa’nın ve muhalefetin canlandığı ve güçlendiği, bu nedenle de seçimleri kazanma olasılığının arttığı bir yıl oldu.

2022 yılı başında, Erdoğan 'güçlü lider-güçlü Türkiye-sadakat' sloganını benimseyen, milliyetçiliği ön plana çıkartan ve Cumhur İttifakı içinde de tek aday-tek ses ile hareket etmeyi sağlayan kararıyla kaybettiği oyları ve popülerliği kazanmaya başladı.

Ukrayna savaşını kendisi ve güçlü lider sloganının pekişmesi için çok iyi kullandı.

Dış siyasette, komşularıyla barışan bir lider profili çizmeye başladı.

Türkiye’ye ve bölgeye çok zarar vermiş ülkelerin (örneğin Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Suriye, Mısır) liderleriyle ilişkiye girmesi konusunda en azından kendi seçmenini ikna etti.
Erdoğan, ikna etme gücü olan bir lider profili çizdi.

Buna karşın 6’lı Masa, başarılı başladığı 2002 yılını, tüm yıl içinde yaptığı hatalar, seçimi kazanıyorum rahatlığına girmesi, aktif muhalefet yapamaması, toplumla inandırıcı bağlar kuramaması nedeniyle, başarısız, oylarını, popülerliğini ve toplum içindeki olumlu algısını kaybetmeye başlamış bir noktada bitirdi.

2023 başındaysa, oylarını arttırma ve seçim kazanma şansı yükselmiş bir Erdoğan’a karşı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetme olasılığı artmış, hatta Parlamento seçimlerini bile kaybedebilir noktasına gelmiş bir 6’lı Masa görüntüsü içindeyiz.

Yurt dışındaysa, Türkiye seçimleri, 2023 yılında yapılacak en önemli seçim olarak görülürken, yapılan araştırmalar ve yorumlarda, bu seçimlerin Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Erdoğan’ın, Parlamento seçimlerini ise muhalefetin kazanabileceği fikrinin güçlendiğini görüyoruz.

“5 yıl daha Erdoğan’lı ama muhalefetin Meclis'te çoğunluk kazanmasıyla oluşan denge ve denetleme sistemli Türkiye” sadece kendisi için değil, bölgesel ve küresel olarak da önemli olacaktır sonucu üzerine yorumlar sıklıkla yapılıyor.

Bu, bence Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak istemese de kabul edeceği ama tabii ki muhalefetin kaybetmesi anlamına gelen seçim sonuçları olacaktır.

PEKİ MUHALEFET NE YAPABİLİR?

Bununla birlikte, dünyada yapılan seçim analizlerine ve yeniden demokratikleşme üzerine yapılan çalışmalara baktığımız zaman söyleyebiliriz ki: 6’lı Masa ve muhalefet stratejileri tekrardan etki ve dönüştürücü güç kazanabilir.

6’lı Masa, içine düştüğü kilitlenmeden çıkabilir, muhalefeti güçlendirebilir ve seçimleri kazanabilir.

Zaten kamusal ve akademik tartışmada şu nokta hâlâ genel kabul görüyor: Seçimlerin sonucunu, Erdoğan ve Cumhur İttifakı’ndan daha çok muhalefet ve muhalefetin stratejik hamlelerinin başarısı ya da başarısızlığı belirleyecektir.

Bu bağlamda, en az altı öneride bulunabiliriz:

Birincisi, 6 Ocak günü yapılan, on saat süren, gündemi belirleyen ve 6’lı Masa’nın kilitlenme sorununun çözümünde çok önemli bir hamle olan liderler toplantısında alınan kararlara uyulup 30 Ocak’ta 'Ortak Politikalar Metni' ve 'Geçiş Sürecinin Yol Haritası'nın açıklanması, daha da önemli olarak sadece 'Cumhurbaşkanlığı Adayı'nın değil, onunla birlikte 'Liderler Kabinesi'nin de belirlenmesi ve sahnede olması.

Bu görüntüyle hem 6’lı Masa’nın kilitlenme sorunun çözüldüğü hem de Türkiye’yi seçimlerden sonra yönetecek takımın ve liderliğin hazır olduğu mesajı topluma verilebilir;

İkincisi, tüm seçim döneminde gerek altı parti ve liderleri gerekse de Cumhurbaşkanı Adayı ve Liderler Kabinesi arasında oluşmuş strateji-taktik-söylem birliğinin, diğer bir değişle, farklılıklar içinde birlik anlayışının ve mesajının uygulamaya sokulması.

Bu bağlamda, DEVA lideri Ali Babacan’ın vurguladığı gibi "Seçimi kazanıp sorunları sonra çözeriz, kervan yolda düzülür" mantığıyla hareket edilmeyeceğini ve 6’lı Masa’nın en önemli üç hedefini (a) Seçimler kazanmak (b) Sorunları derhal çözmek (c) Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçmek olduğunu söylemek. Bu şekilde 6’lı Masa’ya atfedilen 'belirsizlik' ve 'rehavet' algısını değiştirmek;

Üçüncüsü, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yargı yoluyla yapılan, aslında İstanbullulara ve Türkiye’ye yapılan ve hem İstanbulluların hem Türkiye toplumunun kabul etmediği haksızlığa ve İstanbul’a kayyım atanmasına karşı mücadelenin güçlü bir şekilde sürdürülmesi; '6’lı Masa+1' formülü içinde Ekrem İmamoğlu’nun haksızlık sonucu elde ettiği ahlaki ve siyasi üstünlüğünün seçimlerde kullanılması;

Dördüncüsü hem Cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimlerinin sonucunun belirlenmesinde 'ana ve kilit aktör' konumuna gelmiş 'Kürt seçmeni'nin kazanılması, bu bağlamda, HDP ile ilişkilerin olumlu yönde güçlendirilmesi.

Bu bağlamda, HDP’nin son dönemde yaptığı gerek kendi adayını belirleme gerekse de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma temelindeki açıklamaları ve hamleleri ciddiye almak ve desteklemek;

Beşincisi, Türkiye’nin ve dünyanın temel sorunlarının başında gelen iklim krizi ve küresel ısınma sorunlarının ciddiye alınması ve bu yönde iklim konusunda ana aktör olan ama seçimlere girmesi İçişleri Bakanlığı kararıyla engellenen 'Yeşiller Partisi' ile ilişkiye girilmesi ve bu partiden en az iki kişinin parlamentoya girmesi için karar alınması.

Bu hamle, sadece muhalefetin iklim krizi konusundaki ciddiyetini göstermeyecek, aynı zamanda, muhalefet ile iklim krizi konusunda çok endişeli ve aktif olan gençlik arasındaki ilişkiyi de geliştirecektir ve,

Altıncısı, kadın cinayetlerinden siyasi cinayetlere ve saldırılara, günlük yaşamdan siyasete, hayatın her alanında çok ciddi güvenlik riski, güvencesizlik ve kaygı psikolojisi yaratan 'şiddet ortamı'nın bir 'devlet ve yönetim krizi' olduğunu söylemek ve bu krizi ancak muhalefetin çözebileceğini topluma anlatmak; bu yönde de inandırıcı ve çözüm olacak politikaların hazırlanması.

Tüm bu hamlelerle eğer 6’lı Masa, kısa bir süre içinde ortak adayı ülkenin sorunlarının çözümünde ve yönetilmesinde direksiyonla olacak Liderler Kabinesi ve güçlü ve inandırıcı vizyonu ile toplumun karşısına çıkar ve aktif muhalefete başlarsa, Erdoğan’a ve Cumhur İttifakına dönmüş sarkacın hareketini kendi lehine doğru değiştirebilir.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum
Bunlar da İlginizi Çekebilir