Görüşler

Fred Dallmayr: Siyaset teorisini yenilemek

Fred Dallmayr: Siyaset teorisini yenilemek

‘Şenlik Sanat ve Sabotaj’ kitabının yazarı Halil Turhanlı, Fred Dallmayr’ın bireyi sadece ‘ekonomik insan’ olarak tanımlayan neoliberal yaklaşımın kararlı eleştirmenlerinden biri olduğunu vurguluyor.

Fred Dallmayr “ben ve öteki” arasındaki ilişkinin etik temele dayanmasını normlarla düzenlenmesinden, normatif kurumlarca denetlenmesinden daha değerli buluyor. Bunun yatay ilişkiler geliştireceğini ve demokratik bir toplumun oluşumuna, gelişimine daha fazla katkıda bulunacağını düşünüyor.

Dallmayr hayatın özünü ekonomik teşebbüs ve mübadele olarak gören, bireyi bütün karar ve davranışlarında maddi menfaatlerini maksimize etmeyi amaçlayan, varoluşunu buna bağlayan, bireyi sadece ‘ekonomik insan’ (homo economicus) olarak tanımlayan neoliberal yaklaşımın kararlı eleştirmenlerinden. Neoliberalizmin tabulaştırdığı bazı kavramları tartışmaya açan, bunları yeniden düşünen ve değerlendiren, neoliberalizmin hegemonyasına sorgulayan, alternatif arayan bir düşünür.

Çok farklı geçmişlerden, gelenek ve kültürlerden gelen, farklı değer sistemleri içinde yetişmiş insanların bu dünyada eşitlikçi ilişkiler kurarak barış içinde yaşayabilmeleri açısından kültürler arası diyaloğun önemine dikkat çekiyor. Yeni bir siyaset felsefesinin bunu mümkün kılabileceğini düşünüyor. Sadece siyaset teorisini yenileme girişiminde bulunmuyor; yeni bir özne anlayışı da geliştiriyor. O Batı metafiziğine hâkim olan ve Descartes’in ego cogito’sunda en belirgin ifadesini bulan benmerkezci anlayışa karşı. Onun ‘benmerkezcilik sonrası özne’si ilişkisel bir varlık.

Dallmayr gerçekten siyaset teorisini köklü biçimde gözden geçiriyor; teorinin kapsamını ve ilgi alanını genişletiyor, Batılı siyaset teorisinin kavram ve kategorilerinin hegemonyasına karşı çıkıyor, bu teorinin sınırlılıklarına dikkat çekiyor. Bunu aşmanın yolu olarak Batılı olmayan düşünce geleneklerinden yararlanmayı öneriyor. Önerdiği basit bir sentez ya da melezleştirme değil ‘karşılaştırmalı siyaset teorisi’ adını verdiği yaratıcı bir yenilenme. “Karşılaştırmalı“ sözcüğünün de ifade ettiği gibi teorisi kültürler arası diyaloğa, diyalojik yaklaşıma dayanıyor. Bu bakımdan ‘medeniyetler çatışması’ anlayışına, kültürler arasında hiyerarşi inşa eden teorilere karşı panzehir oluşturuyor.

Dallmayr 1950’lerde doktora çalışması ve akademik kariyer için Birleşik Devletler’e gittiğinde üniversitelerin felsefe bölümlerinde Avrupa’dan ithal edilmiş iki akımın egemenlik kurduğunu görmüş. Bunlar Viyana Okulu’ndan türeyen mantıkçı pozitivizm ve İngiltere’den gelen dil felsefesi. Ortak noktaları siyasetten olabildiğine uzak durmaları , siyasetle her hangi bir irtibat kurmaktan kaçınmaları. Akademilerde rağbet görmelerinin nedeni ise dönemin politik koşulları; çünkü sonuçta olumlayıcılar, her hangi bir politik eleştiri üretmiyor, tam aksine verili olanla uzlaşıyorlardı. Soğuk savaş politikalarıyla uyum içindeki bu iki eğilim etik, estetik ve politik siyasal alanları ihmal ediyor; söz konusu alanları kapatıyordu.

Amerika Birleşik Devletlerinde o dönemde felsefe ve siyaset birbirinden açıkça ayrıştırılıyordu. (Dallmayr 2022:57). Oysa gerçekten, felsefe tamamen tefekküre dayalı bir çaba değildir. İşte bu koşullarda Dallmayr “hümanist bir siyaset bilimi yaklaşımı” bulma gereğini duydu, yeni bir siyaset teorisine ihtiyaç olduğunu fark etti. (Dallmayr 2022:45). Onun ‘karşılaştırmalı siyaset teorisi’ olarak adlandıracağı yeni eğilimin çıkış noktası buradadır.

Dallmayr’ın ifadesiyle ‘Soğuk Savaş akademinin içine derinden nüfuz’ etmişti (Dallmayr 2022: 58). Sadece Marksizm değil sol düşüncenin en ılımlı biçimleri bile tepki çekiyordu. Ancak ideolojik katılığın eğemen olduğu bu iklimde çok az sayıdaki genç akademisyen ve kuramcı Sovyet kolektivizmi ve özgürlüklerle, en başta da ifade özgürlüğüyle irtibatı kopan soğuk savaş liberalizmi ötesinde demokratik bir sosyalizm arayışına girişmişti. Fred Dallmayr da onlar arasındaydı.

Dallmayr siyaset teorisini yenilerken önce Edmund Husserl’in klasik ve saf fenomenolojisinde esin buldu. Husserl’in düşüncesi onda fenomenleri yeni bir gözle görme arzusunu harekete geçirmişti. Husserl’in de belirttiği gibi fenomenolojinin ayırt edici özelliği zihin (cogito) ile fenomenler dünyası arasında bir köprü kurmasıdır. Fakat bir süre sonra Dallmayr, Husserl’in saf ve aşkın fenomenolojisinin yeni bir siyaset teorisinin bileşeni olarak sınırlılığını fark etti. Saf fenomenolojide dünyaya bakan bağımsız bilincin (zihnin) nesnellik, normatif tarafsızlık iddiasını reddetti. Çok haklı olarak böyle bir iddianın pozitivizme ait olduğunu, pozitivizmin bir özeliği olduğunu ileri sürdü.

Julian Young, Husserl’in Marx’ın dünyayı anlamaya çalışmakla ve yorumlamakla yetinen, ama dünyayı değiştirme iradesi taşımadıkları için eleştirdiği düşünürlerden biri olduğuna dair eleştirilerde doğruluk payı bulur; aşkın fenomenolojinin yaratıcısının dünyayı değiştirme iradesine sahip olmadığını kabul eder, ancak geç döneminde kaleme aldığı Avrupa İnsanlığının Krizi ve Felsefe başlıklı metnin bu açıdan bir istisna oluşturduğunu belirtir. (Young 2018:96)

Husserl geçen yüzyılın başlarından itibaren Avrupa’da bir krizin yaşanmakta olduğu tespitini yapmış, bunun tarihsel olarak nasıl geliştiğini tartışmaya açmış, felsefi açıdan açıklamaya çalışmıştı. Bu doğrultuda düşüncesini gözden geçirmiş, , bazı yeni kavramlar ortaya koyarak yenilemişti. Bunların başında yaşam- dьnyası (Lebenswelt) kavramı geliyordu. Sözü edilen esas olarak birinci tekil şahsın (öznenin) deneyimlerinin dünyası olmakla birlikte, burada onun başkalarıyla ilişkileri de gerçekleşiyordu, soyutlanma alanı değildi.Ancak bu dönüşüme rağmen Husserl’in fenomenolojisi Dallmayr açısından sorunlu olmayı sürdürdü; çünkü gerçekten Husserl’in felsefeyi kesin bilim olarak inşa etme girişimi onun pozitivizme yakın durmasına neden oluyordu. Pozitivizme bu yakınlık Dallmayr’ın Heidegger’in fenomenolojisine yönelmesinde başlıca etken olmuş.

Heidegger, Husserl’in fenomenolojisine yeni bir biçim vermiş, ‘hayatın içine’ çekmişti. Bir başka ifadeyle, Husserl’in saf fenomenolojisi Dasein’ın tarihselliğini, sonluluğunu biricikliğini yakalayamadığı için onu ontolojik temelde dönüştürmüştü. (Celilzade 2022: 13) Heidegger. Varlık ve Zaman’da “Ontoloji yalnızca fenomenoloji olarak olanaklıdır” der. Bu tek cümle hem Husserl’in etkisini hem de onun saf fenomenolojisi dönüştürme girişimini özetler.
Dayllmayr’ın Heidegger’in düşünce dünyasına girişte iki sebepten dolayı tereddüt etmiş. Bunlardan ilki başlangıçta yazılarının son derece karmaşık bulması. Heidegger’den uzun bir süre uzak durmasının ikinci nedeni ise onun özellikle Freiburg Üniversitesi’ndeki rektörlük döneminde Nazilerle olan ilişkisi. bundan dolayı edindiği kötü şöhreti ve şüpheli sicili.

(Dallmayr 2022:71) Gerçekten Heidegger’in bu dönemi liberal entelektüellerin ona şüpheyle bakmalarına neden olmuştu. Üstelik savaştan sonra otuz yıl yaşamış, ama bu uzun süre içinde hiç pişmanlık dile getirmemiş, geçmişle ilgili hiç özeleştiri yapmamıştı.

Liberal entelektüellerin ondan uzak durmaları, hatta bir tür örtülü yasak koymaları Dallmayr’ı da etkilemiş, Varlık ve Zaman’ın yazarına bir süre o da uzak durmuş. Sonunda tereddütlerini yenmiş ve okumuş; 1930’larda yazdıklarında Nasyonal Sosyalist ideolojiyi savunmadığı kanaatını edinmiş, (Dallmayr 2022:74). Bununla da kalmamış, bir süredir aradığı bazı cevapların Heidegger’de mevcut olduğunu kavramış. Öncelikle onun varoluşu zamansal açıdan ele almasını çarpıcı bulmuş; Kartezyen rasyonalizmin zihin ve madde, özne ve nesne, insan ve doğa arasında yarattığı bölünmelere meydan okuması da onda iz bırakmış.

Heidegger’in temel kavramlarında biri olan ‘dünyada-olmak’ (in der-Welt-Sein) varoluşun kökensel olarak ilişkisellik ve biraradalık arz ettiği anlamına gelir. Benmerkezci Kartezyen tasavvur özneyi dünyanın karşısına koyuyordu. Oysa Dasein dünyanın dışında ve karşısında değil, içindedir. Böylelikle Dallmayr’ın yeni siyaset teorisinde Heidegger ön plana geçmiş. Ancak o bununla yetinmemiş; klasik fenomenolojiye farklı yaklaşan bir başka Alman düşünürün, Hans-Georg Gadamer’in hermenötik fenomenolojisinde de demokratik bir toplum için esin bulmuş.

Hakikat ve Yцntem’in yöntem itibarıyla fenomonolojik bir çalışma olduğunu belirten Gadamer hem Husserl’in saf fenomenolojisinden hem Heidegger’in dönüştürdüğü fenomenolojiden etkilendi, ikisine de düşünsel borcunu ifade etti. Dallmayr, Heidegger’in öğrencisi ve asistanı Gadamer’in ‘diyalog filozofu’ olduğunu söyler. Gerçekten, Gadamer’in düşüncesinin merkezinde ben ve öteki arasındaki diyalog, farklı düşünce ve yaşam biçimlerinin karşılaşması yer alır.

Ortaya çıkışı bakımından dinsel ve teolojik bir karaktere sahip olan, kökeni kutsal metinlerin yorumlamasına dayanan hermenötik Gadamer’in felsefesinde insana kendini ve başkalarını tanıma imkanı verir; olabildiğine geniş ve zengin bir anlam dünyası sunar .Bilgi konusunda mutlak hakikate ulaşma iddiasında bulunmaz, bu tür iddialar karşısında derin kuşkuya kapılır. Bütün bu özelliklerinden dolayı da demokratik bir topluma sağlam bir zemin oluşturma gücüne sahiptir. Dallmayr inşa etmeye çalıştığı yeni siyaset teorisinin olumsuzlayıcı karakterini kuvvetlendirmek için Frankfurt Okulu’nun, özellikle de Adorno’nun eleştirel teorisinden de yararlandı. Ancak Adorno’nun fenomenolojiye ve Heidegger’in düşüncesine karşı ne denli tepkili olduğu hatırlandığında bunun hiç de kolay olmadığı anlaşılacaktır. Dallmayr çok farklı ve yaratıcı okumalar sayesinde bu zorluğu aşmış.

KAYNAKLAR:

Celilzade, Hayyam (2022), Gadamer’in Fenomenolojisi, Цteki Akademi
Dallmayr, Fred (1991) Between Freiburg and Frankfurt: Toward a Critical Ontology, University of Massachusetts Press
Dallmayr, Fred (2022), Sınırda: Hatıralarda Bir Yaşam, Çev. İ.İ.Karabaşoğlu, Küre Yayınları
Young, Julian (2018), German Philosophy in the Twentieth Century,Routledge

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir