Maltepe Üniversitesi İletişim Bilimleri bölümünde doktora çalışmalarını sürdüren Mehmet Utku Şentürk, ırkçılıkla mücadelenin sembol ismi Malcolm X’e yönelik suikastın yıldönünüde bir yazı kaleme alıyor.
Eğer dikkatli olmazsanız, gazeteler, mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri ise çok sevmenizi sağlar.”
Malcolm X
Gerçek ismi Malcolm Little olan Malcolm X, ABD’de ırkçılıkla mücadelenin sembol isimlerinden birisi oldu. Görüşleri ve tespitleri hala kitleler tarafından büyük bir coşkuyla benimsenen Müslüman aktivist Malcolm X, 1925 yılında ABD’nin Nebraska eyaletine bağlı Omaha kentinde dünyaya geldi. Bir Baptist vaizi olan babası Rahip Earl Little, kendisini Marcus Garvey’in kurduğu UNIA (Evrensel Zenci Dayanışma Derneği) örgütünün çalışmalarına katılarak bu örgüte adamıştı. Malcolm, ailenin 7 çocuğundan dördüncüsüydü. Earl Little, Malcolm 6 yaşındayken sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte ırkçı beyazlar tarafından öldürülmüştü. Babasının öldürülmesinden önce 3 amcası da ırkçılar tarafından öldürülmüştü. Annesi, Malcolm 13 yaşındayken, akli problemleri nedeniyle hastaneye yatırıldı. Malcolm kardeşleri ile birlikte belirli bir süre yetiştirme yurtlarında yaşamış, korumaya alınmıştı.
Malcolm, okul yıllarında çok başarılı bir öğrenciydi ancak bir öğretmeninin ona bir siyahın avukat olamayacağını söylemesiyle, liseyi okumadan okulu terk etmişti. Okulundan ayrıldıktan sonra Boston’da yaşayan üvey ablasının yanına giden Malcolm, konser salonunda ayakkabı boyacılığı yapmaya başladı. 21 yaşına kadar, Roxbury-Boston’da yaşayan Malcolm, New York’a siyahilerin meşhur bölgesi Harlem’e taşındı. Burada çeşitli olaylara karışan Malcolm, 1946’ta hırsızlık suçlamasıyla 10 yıl hapse mahkûm edildi.
Hapisteyken, daha önceleri Wallace D. Fard tarafından 1930 yılında ABD’nin Detroit kentinde kurulmuş olan ve 1934 yılından sonra Elijah Muhammed tarafından yönetilen, Nation of Islam (İslam Ulusu) isimli cemaate üye oldu. Nation of Islam, İslam dininden sapmış bir cemaatti. Elijah Muhammed, bir peygamber gibi görülmekteydi. Nation of Islam, aynı zamanda İslam akidesinin öğretilerini tam olarak kavramamış, beyaz ırkçılığa karşı tepkisel olarak siyah ırkın üstünlüğünü savunan, aslında kendi içinde ırkçı bir hareketti.
Nation of Islam’ın teolojisi gibi, dini pratikleri de, Hristiyanlık ve İslam’dan esinlenmiş çok sayıda öğe barındırır. Öğretiye göre, sigara, alkol, kumar, domuz eti ve zina haramdır. Kadınlar örtünür. Oruç tutmak farzdır fakat hicri Ramazan değil, miladi Aralık ayında tutulur. Zekât vardır, onda birdir ve Nation of Islam’a verilir. Hacca giidilmez. Namaz vardır ve günde beş vakittir. Ancak bu, rükusuz, secdesiz ve kıyamdan ibaret olan bir namazdır. (Nation of Islam üyeleri Mekke’ye dönüp Wallace Fard’ı düşünerek Fatiha okurlar.) Namazda rüku ve secde olmadığından, Nation of Islam camileri İslam dünyasındaki camilerden ziyade, kilise gibi bir formata sahiptir. En önde, vaiz için bir kürsü bulunur. Kürsünün önünde ise, kiliselerdekine benzer sıralar yer alır.
‘LITTLE’ DEĞİL ‘X’
1952 yılında hapisten çıkan Malcolm, köleliği simgelediği gerekçesiyle Little soyadını bırakarak, davasının isimsiz bir kahramanı olduğunu simgelemesi için “X” soyadını aldı. Cemaatte aktif görevler almaya başlayan Malcolm X kısa zamanda cemaatin liderlerinden biri oldu.
1954 yılına gelindiğinde Malcolm X, Nation of Islam’ın Harlem’deki mescidinin sorumlusu oldu. Bu süreç içerisinde her ay yüzlerce Afrika kökenli Amerikalı cemaate katılmıştı. Bu katılımlarda Malcolm’un önemli bir rolü vardı. Hapiste kaldığı dönemde yoğun biçimde kitap okumuş aynı zamanda hitabetini güçlendirmişti. Uzun boyu, karizmatik kişiliği ve ajitatif söylevleriyle insanları hipnotize edercesine güçlü bir şekilde etkiliyordu. Malcolm X sayesinde hareketin, 1952’de 500 olan üye sayısı 1963’te 30 bine ulaştı.
1955’de tanıştığı cemaat üyelerinden Betty Sanders ile 1958’in Ocak ayında evlendiler. Bu evlilikten Attallah, Qubilah, Ilyasah, Gamilah Lumumba, Malikah ve Malaak adını verdikleri 6 kız çocukları olmuştu.
1960’da New York’ta, Mısır lideri Cemal Abdülnasır, Gine devlet başkanı Ahmet Seko, Tore Zambia devlet başkanı Kenneth Kaunda ve Küba’nın efsanevi lideri Fidel Castro gibi bazı devlet adamları ile Birleşmiş Milletler aracılığı ile görüşmeler yaptı. Fidel Casto Malcolm X’den çok etkilenmiş, kendisini Küba’ya davet etmişti.
Malcolm ile Elijah arasındaki sıcak ilişki Elijah’ın sekreterleri ile yasak aşk yaşadığı dedikodusu yayılınca bozuldu. Malcolm X bu dedikoduların doğruluğunu sekreterlerle konuşması sonucu kanıtlamasıyla Muhammed Elijah’a isyan bayrağı açtı; elçi olarak görülen Elijah, Müslümanların uzak durması gereken zina suçunu işliyor ve cemaati zor durumda bırakıyordu. Malcolm X, utanç verici bulduğu vaziyeti şöyle aktarmıştı;
“Zina! Öyle ya, zina eden herhangi bir Müslümanın duymadığı kalmıyor ve hemen cemaatten atılıyordu. İşte, Elijah Muhammed’in özel sekreterlerinin art arda hamile kalmaları cemaatin en gizli tutulan rezaletlerinden birisiydi.
Bu sekreterler Müslüman mahkemelerinin huzuruna çıkarıldılar, zina suçuyla itham edildiler, bunu itiraf da ettiler sonunda. Herkesin gözü önünde rezil edildiler ve bir yıldan beş yıla değin ‘soyutlama’ cezasına çarptırıldılar. Yani, herhangi bir Müslümanla, hangi nedenle olursa olsun, en küçük bir ilişki kurmaları kesinkes yasaklanmış oluyordu böylece.”
ABD Başkanı John F. Kennedy’nin 1963’te suikast ile öldürülmesi üzerine “Ne ekersen onu biçersin” şeklindeki yorumuna tepkileri fırsat bilen Nation of İslam yönetimi, Malcolm’a 90 gün konuşma yasağı getirdi. Bu cemaat ve Malcolm X arasındaki gerginliği daha da artırdı. Malcolm, Mart 1964’te Elijah Muhammed ve Nation of Islam’dan ayrılma kararı aldı.
HACCA GİDİŞ VE DEĞİŞİM
Aynı yıl hac vazifesini yerine getirmek için Mekke’ye giden Malcolm X, burada dünyanın her tarafından gelen farklı ırklardan Müslümanlarla tanıştı ve ırk ayırımına dayanmayan bir din anlayışına ulaştı. Gerçek İslam’ın, yaşadığı İslam olmadığını anlayarak İslam’ı doğru bir şekilde araştırmaya başladı. Beyazları ve siyahları eşit tutulduğu İslamiyet’te ‘Arap’ın Farisi’den; açık tenlinin koyu tenliden üstün olmadığını’ büyük hayretler içinde öğreniyordu. Böylece Elijah Muhammed’in siyahların duygularını kullanarak cemaat aracılığıyla kendisine bir sömürü düzeni inşa ettiğini anladı. ABD’ye döndüğünde gerçek İslam’ın anlatılması çabaları ona yeni düşmanlar kazandıracaktı. Üstelik bu düşmanlar eski “kardeşleri”ydi.
Hac dönüşü “El Hac Malik el Shabazz” ismini kullanmaya başlayan Malcolm X, Harlem’de “Müslümanların Camisi Inc.” adlı yeni bir oluşum kurdu, siyahlara karşı uygulanan adaletsizliğe ve ırkçılığa karşı Amerikan sistemindeki ikiyüzlülüğü uluslararası platformlara taşımak için Birleşmiş Milletler (BM) ile yapılabilecek ortak projeler üzerine çalışmalara başladı.
VE SUİKAST...
Malcolm, ABD’ye döndükten sonra sürekli ölüm tehditleri almaya başlamıştı. 14 Şubat 1965’de Malcolm, karısı Betty ve dört çocuğu uyumaktayken evini ateşe verdiler. Ancak ölümü, 21 Şubat 1965’de, New Yok’ta bir konferans sırasında silahla vurulması ile oldu. Vurulduğunda eşi Betty Shabazz, en büyüğü 7 yaşında 4 kızıyla salondaydı ve Malcolm X’in yüzlerini hiç göremeyeceği ikiz kızlarına hamileydi. Malcolm’a ateş eden üç kişi de Nation of İslam cemaatinin üyeleriydi ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılmışlardı.
‘DAVADAN DÖNENİ VURUN’
Nation of Islam üyeleri, 1964 yılının Mart ayından itibaren Malcolm X’i büyük bir “hain” olarak görüyorlardı. Nation of Islam, Malcolm’ın kendi egosunun kurbanı olduğu, kendisini ön plana çıkarmak için Elijah Muhammed’e iftira attığı propagandasını yaydı. Grup üyelerinin ezici çoğunluğu da bu propagandaya kandı. Malcolm’a yönelik nefret giderek tırmandı Öyle ki öz kardeşi Philbert bile Malcolm’a cephe aldı.
Nation of Islam’ın, camaatten ayrıldıktan sonra muhalefet ya da alternatif oluşturmaya yönelen eski mensuplarını katletme yönünde güçlü bir politikası mevcuttu. Örneğin, yeni bir grup kurmak üzere Nation of Islam’dan ayrılan Benjamin Brown, açtığı yeni mescidin önünde vuruldu. Bu cinayet, Malcolm X suikastinden sadece bir buçuk ay önce gerçekleşti.
ÖZGÜRLÜK UĞRUNA ÖLÜM
“Eğer uğrunda ölmeye hazır değilseniz, ‘özgürlük’ kelimesini lûgatınızdan çıkarın.” - Malcolm X
Malcolm X hakkında yazılan en kapsamlı biyografiyi yazan Alex Haley, onun ardından söylenebilecek en güzel sözleri söylemişti;
“Ömrümde tanıdığım en gerilimli şahsiyetti Malcolm X ve onun ölmüş olmasına hala alışabilmiş değilim. Hala hana öyle geliyor ki, o ölmemiştir de sanki bu kitabın tarihçiler tarafından yazılacak bir başka bölümüne göçmüştür sadece.”
Malcolm X’in eylem ve görüşleri Kara Panterler için de ilham kaynağı oldu. Huey Newton ve Bobby Seale tarafından 1966’da Kaliforniya’da kurulan Kara Panterler Örgütü, “Panter” sembolünü bilinçli bir şekilde seçmişti. Bu sembol isim; durup dururken kimseye saldırmayan; fakat bir tehdit oluştuğu zaman harekete geçen bir varlığı temsil ediyordu. Seçilen sloganlar da bu isimle çoğu zaman uyumluydu. Özellikle Malcolm X’in ortaya koyduğu pek çok cümle Kara Panterlerin sloganları ve temel ilkeleri arasına girmişti. Örneğin 3 Nisan 1964’te Malcolm X’in “Eğer tüm siyahilere beyazlara verildiği gibi eşit bir oy kullanma hakkı verilmezse oy kullanmayacak ve hükümete karşı silahlanacaklar.” ifadesi üzerinden oluşturulan “Oy ya da Mermi” sloganını sahiplenmişlerdi.
Irkçılığın, göçmen karşıtlığının ve şovenizmin arttığı günümüzde, zorluklar ve mücadeleyle dolu hayatıyla Malcolm X’in geride bıraktığı mirası, daha bir anlam kazanıyor.
