Görüşler

John Coltrane: Cazın zirvesi

John Coltrane: Cazın zirvesi

Ruhsal bir arayışı işaret eder. Aslında çalarken ilahi güçle etkileşim kurma halindedir; fiziksel dünyayla çok az ilişkisi varmiş gibidir. A Love Supreme‘in kapak notlarında Coltrane “Tanrı’nın lütfuyla manevi bir uyanış yaşadım. Beni manevi açıdan daha zengin, daha dolu, daha üretken bir hayata yönlendirmesi için dua ettim” der.

1950’lerin sonunda sivil haklar hareketinin ivme kazandığı dönemde siyahi Amerika özgürlük ve eştlik talebini artık açıkca ve yüksek sesle dile getiriyor, hatta bu talebi haykırıyordu. Siyahi müzisyenler bu gelişmeden açıkca etkilendi ve daha radikal, daha muhalif bir caz yapmaya koyuldular. Özgürlük taleplerini hiç olmadığı kadar açıkca ve yüksek sesle dile getiren siyahi nüfusun istekleriyle örtüşen bir müzik yapmak için kolları sıvadılar. Caz böyle talebleri ifade etmenin hayli etkili yoluydu. Siyahilerden yükselen öfkenin ve eşitlik talebinin sesi oldu. John Coltrane söz konusu müzisyenlerin başında geliyor.

John Coltrane modern cazı biçimlendirenlerden biridir.Yeni bir müziğin yaratılmsında ve çığır açmada son derece etkili olmuştur. Saksafon çalma tekniğini ve stilini temelden değiştirmiştir. Polikita örtülü olsa da onun cazında rol oynamıştır. Dinsel değerler, dinsel düşünceler müziğini biçimlendirmede öne çıkmış, ağırlık taşımıştır; bunların yüceltilmesi onun için önceliklidir. Ayrıca, Amerikan şiirinin odak noktası olmuştur.

15 Eylül 1963 Pazar okulu ayinleri sırasında, Alabama’da Baptist Kilisesi‘ne ırkçı beyazlar tarafından bomba atıldı. Dört siyahi kız çocugu öldü. Bomba ciddi hasara da neden oldu. Coltrane ‘in siyahi özğürlük hareketinin başyapıtı kabul edilen “Alabama” ağıtı bu trajik olajı tekrar yaşatma ve hatırlatma gücüne sahip… “Alabama “onu siyahilerin özgürleşme, eşitliğe kavuşma mücadelessinin önemli ve kurucu figüru haline getirmiştir.

Imam Amiri Baraka “Alabama’ın ne kadar güzel bir kelime olduğunu şimdiye kadar fark etmemiştim” der ve parçada “hassas, içe dönük” bir yön olduğunu da ekler. “Alabama” tam bir ağıttır, Coltrane hüznü dile getirir, yas atmosferi yaratır. Aynı zamanda kültürel ağırlığı olan bir parçadır. Siyahi özgürlük hareketinin kurucu eseridir. Bir trajediden güzellik yaratmıştı. Bombalama olayından iki ay sonra kaydedilen parçada dört siyahi kız çocugunun anısına bir saygı duruşunda bulunur. Siyahilerin acısından derinden ve içten gelen hüzünle bir başyapıt yaratmıştır. Aslında Coltrane’in yaptığı siyahilerin sessiz kalmamaları çağrısıdır. Siyasi görüşlerini ilk kez böylesine açığa vuruyordu. Saksafon çığlığıyla siyahi kızgınlığı dile getirmişti.

A Love Supreme albümünün yayınlanmasının Coltrane’in çalışmaları arasında birkaç nedenle özel bir yeri vardır. Öncelikle siyahi insanların yaşamlarında karşılaştıkları engelleri, zorlukları müzikal dille yıkmıştır. Siyahilere zor zamanlarında güç, cesaret ve moral vermiştir. Onun müziğinin gelişmesi ve siyahiler arasında yaygınlık kazanması, sivil haklar hareketinin ve siyahilerin eşitlik talebinin yükselmesine denk gelir; kuşkusuz bu sıradan bir rastlantı değildir. Müziğinde manevi ve ruhsal olan kendini hemen duyuruyordu. Ama bunların ardında gizlenmiş olan, kendini açığa vurmayan politik bir boyut vardı. Bu örtülü ve saklı politik boyut ve motifler toplumsal değişim ve eşitlik talebini içeriyordu. Caz müziği kurallara meydan okuyordu.

Bu çok kritik tarihsel dönemde onun müziği siyahilerin ruhunu ve isyan duygularını yatıştırmıyordu. Kendini gizleyerek kafa tutuyor, meydan okuyordu. A Love Supreme ile birlikte bebop’tan, cazın yerleşik bütün türlerinden kopuyor; bilinmeyen düşsel mekanlara doğru yolculuğu çıkıyordu. Bu serüven dolu yolculuğuna tüm siyahileri katılmaya davet ediyordu. Yeni bir işitsel deneyim sunuyordu. 1964’de kaydedilen albümdeki İslam kaynakları dikkat çekiyordu. İslama yaklaşımı ve yakınlığı onun caza bakışını genişletmiş; müziğindeki manevi boyut belirginleşmiş, zenginleşmişti. Onun İslama bu yaklaşımı dinleyicisinde İslama belirli bir ilgi uyandırdı. Doğaçlamalarında İslami duyarlılık Afrika poliritimleriyle kaynaştı; İslamla kurduğu bu yakın ve içten ilişki cazın kültürel zenginliğini arttırtı. Ruhsal, manevi çerçevesi iyice genişledi. Bu sayede ruhunda belirli bir uyanış yaşamıştı. Onu manevi açıdan zenginleştirmiş ve kendi sözleriyle “daha üretken bir hayata” götürmüştü. Stüdyo ortamında yaratılan kanonik A Love Supreme tartışmasız bir başyapıttır. Abartısız çığır açmış; sonraki kuşak müzisyenlere ilham ve esin kaynağı olmuştur. Caz tarihininde benzersiz bir rol oynamış; çeşitli vesilelerle kutsanmıştır. Coltrane’in müziğinde spiritüelliğin ne denli ağırlık taşıdığını gösterir; bu açıdan mükemmel bir örnektir. Seküler çağda dinsel olanı hiçbir degerini yitirmeksizin ortaya koyar; ruhu canlı tutar. Zamansızdır. Daha doğrusu, geçip gitmeyen, her daim kalıcı bir zamana aittir. Caz tarihinde benzersiz bir evrim sürecini temsil eder, yaratıcılığıyla cazı yeni bir düzeye taşımıştır.

A Love Supreme albümü dini şiir ve ilahiye yakın bir müziktir: temsil ettiği kültürel değerler çok farklıdır. Sözü edilen albümü bir bakıma bu dünyayı aşarak aşkınlık içinde yapmıştır. Müziği teleolojik boyuta sahiptir; ilahi olanla diyalog halindedir. Ruhsal bir arayışı işaret eder. Aslında çalarken ilahi güçle etkileşim kurma halindedir; fiziksel dünyayla çok az ilişkisi varmış gibidir. A Love Supreme‘in kapak notlarında Coltrane “Tanrı’nın lütfuyla manevi bir uyanış yaşadım. Beni manevi açıdan daha zengin, daha dolu, daha üretken bir hayata yönlendirmesi için dua ettim” der. Dinsel duyarlılığı kuvvetlendikçe içkiyi ve uyuşturucuları bıraktı. Bedeni, zihni ve ruhu yenilendi.

İslam siyahi caz müzisyenleri için bir kurtuluş ideolojisi olmuş, onları aydınlatmış, yaşamlarını derinden etkilemiştir. Onlara yaşadıkları toplumu yeniden ele alma ve değerlendirme imkânı vermiştir. Özgürlük vaadi olmuştur ve kuşkusuz kültürel, sanatsal üretimlerini derinden etkilemiştir. İslamın degerlerini göz önünde alarak modern ve öncü cazda hümanist bir kavrayışın sözcüsü olmuşlardır. John Coltrane‘in müziği de maneviyatla giderek zenginleşiyordu. Bu arada İslama yakınlık duymaya ve bu öğretiyi incelemeye başlamıştı. “Müziğim benim inancımdır” sık sık söylediği bir söz olmuştur. Dini ve manevi öğretiler üzerinde yaptığı çalışmalar onu daha da güçlendirdi; Kur’an, İncil, Hint felsefesini araştırdı, birlikte inceledi. 1960’ların dünyasında maneviyatı temsil eder. Cazı yaygın olan dinsel temalara yeni boyut kazanmıştır. Özellikle İslamiyetle kurduğu yakın ve içten bağ onun yaratıcılığını ateşlemiştir. Malcolm X ‘in fikirleriyle tanışmasından sonra ilahi olanı müziğinde daha da öne çıktı.

John Coltrane cazda doğaçlamaya manevi anlam kattı. Bu manevi anlam içinde İslamdan aldığı ilham da bulunuyordu. Siyahiler arasında derin bir dini dönüşüm yaşandığı 1960’larda İslama olan ilgi gün be gün yoğunlaştı. Ruhsal arayış ve iç hakikat bulma arzusu müziğine yansıdı. Bu bir anlamda özgürlük arayışının, özgünlük kültürünün sonucuydu. Caz için yeni bir dil yaratmasında manevi güçlerin, bu arada elbette İslamın payı unutulmamalı. “Evrensel maneviyat” dünyanın her köşesindeki müziklere olan ilgisini arttırdı, zenginleştirdi. Eski kültürlerdeki müzikaliteyi kucakladı. Onun cazında Batı dışı müzik ve kaynaklar giderek ağır basıyordu. Bunları filtreden geçiriyor, süzüyor ve kişiselleştiriyordu. Bu müzik yürekten gelen ruhsal bir arayışın ve özlemin, derin bir içselliğin sonucuydu.

Coltrane’in cazı, temaları sadece caz dünyasını etkilemedi; siyahi şiir üzerinde de büyük etki bıraktı. Coltrane siyahi şiirin odak noktası olmuştur Siyahi şairler onun müzikal-ruhsal mesajlarını siyahi ulusçulukla sıkı biçimde kaynaştırdılar. Yirminci yüzyılın bu önemli cazcısı 1960’lardan başlayarak Imam Amiri Baraka’dan Sonia Sanchez’e siyahi şairlere ilham kaynağı oldu; günümüzde de olmayı sürdürüyor. Sözü edilen şairler genelde Coltrane’in müziği ile Malcolm X’in siyahi harekete öncülük anlayışını birlikte ele aldılar. Ağırlıklı olarak siyahi ulusçuluğu işleyen şiir yarattılar. Coltrane politik farkındalığını açıkça ve militanca ortaya koymuyordu, ama siyahiler için manevi güç oluşturuyordu. Hele Malcolm X’in düşünceleriyle yan yana gelince güç yoğunlaştırıyordu. Kısacası, Coltrane’in yaratıcı çabaları şiir dünyasına uzanmış ve orada etkisini duyurmuştur.

HALİL TURHANLI KİMDİR?

1980’lerde yazmaya başlayan Halil Turhanlı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirmiştir.

YORUMLAR (1)
1 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Bunlar da İlginizi Çekebilir