Acı gerçek: Hekimler obezite konusunda yetersiz! Türkiye'de 2030'da obezite patlaması bekleniyor

Acı gerçek: Hekimler obezite konusunda yetersiz! Türkiye'de 2030'da obezite patlaması bekleniyor

Güncel araştırmalar ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) raporları, Türkiye'deki obezite tablosunu gözler önüne seriyor. Ülkemizdeki sağlık profesyonellerinin obeziteye yaklaşımı ve yönetimindeki engellerin detayları ortaya çıktı. İşte detaylar...

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) Avrupa Obezite Raporu, Türkiye'nin obezite oranlarında zirvede yer aldığını gösteriyor. Bu durum, ülkenin genel sağlık tablosu için endişe verici bir tablo çiziyor.

Endokrinoloji Araştırma ve Uygulama Dergisi'nde yayımlanan 'Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde Obezite Yönetiminin Önündeki Engeller' başlıklı yeni bir araştırma, Türkiye'deki hekimlerin obeziteye yönelik bakış açılarını ve yönetimindeki eksiklikleri gözler önüne serdi.

Dr. Dilek Yazıcı, Dr. Beliz Ertınmaz, Dr. Nihan Erden, Dr. Mehmet Gökhan Gönenli, Dr. Mehmet Sargın, Dr. Feray Akbaş ve Dr. Volkan Yumuk tarafından yürütülen bu çalışma, obeziteyle mücadelede kritik öneme sahip noktalara parmak basıyor.

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE BULGULARI

Diken'den Mesude Demir'in haberine göre, araştırma, Türkiye genelinde rastgele seçilen 254 aile hekimiyle yapılan, Avrupa Pratisyen Hekimler Birliği'nin obezite algısı ve tedavisine yönelik 33 soruluk anketine dayanıyor.

Elde edilen verilere göre, hekimlerin büyük çoğunluğu (yüzde 94,9) obeziteyi kronik bir hastalık olarak kabul ediyor. Ancak, katılımcıların yalnızca yüzde 55,5'i hastaların kilosunu düzenli olarak kaydettiğini ve takip ettiğini belirtiyor.

Daha da düşündürücü olan ise, hekimlerin yüzde 23,3'ü obezite konusunda daha fazla eğitime ihtiyaç duyduğunu, yüzde 62,6'sı ise obezite yönetiminde yeterli bilgiye ve özgüvene sahip olmadığını ifade ediyor.

İLETİŞİMDEKİ BARİYERLER VE ÖNYARGILAR

Araştırma, hekimlerin obez bireylerle iletişim kurma konusundaki isteksizliğini de ortaya koyuyor. Hekimlerin yüzde 75,3'ü obez bireylerle kiloları hakkında konuşmaktan çekiniyor.

Bu durumun başlıca nedenleri arasında, hastaların bu konuyu konuşmak istemeyeceği inancı, zaman kısıtlılığı, mevcut tedavi seçenekleri hakkında bilgi eksikliği ve yeterli eğitimin bulunmaması gösteriliyor.

Ayrıca, hekimlerin yüzde 26'sı kilo kontrolünün tamamen bireyin sorumluluğunda olduğunu düşünürken, yüzde 45,3'ü obez bireylerin kilo vermek için irade eksikliği yaşadığına inanıyor.

SAĞLIK HİZMETLERİNDE AYRIMCILIK

Katılımcı hekimlerin yüzde 35'i meslektaşlarının obez bireylere karşı önyargılı olduğunu ifade ediyor. Yüzde 63,8'i ise sağlık hizmetlerinde yaşanan önyargı, yanlış anlaşılma ve ayrımcılığın obezite tanı ve tedavisini önemli ölçüde engellediğini vurguluyor. Türkiye Obezite Araştırma Derneği (TOAD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Yazıcı, aile hekimlerinin obeziteyi kronik bir hastalık olarak kabul etmelerine rağmen yönetim konusunda ek eğitime gereksinim duyduklarını ve meslektaşları arasındaki kilo önyargısının önemli bir engel teşkil ettiğini belirtiyor.

TÜRKİYE'DE OBEZİTE EPİDEMİSİ VE GELECEK ÖNGÖRÜLERİ

Türkiye'de obeziteyle yaşayan bireylerin sayısı 18,7 milyonu aşmış durumda. Bu, yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 36'sının obez olduğu anlamına geliyor.

Dünya Obezite Atlası'nın öngörülerine göre, yüksek beden kütle indeksine (BKİ) sahip yetişkin sayısı 2030 yılına kadar 47,4 milyona ulaşabilir.

Obezite, tip 2 diyabet, kalp hastalığı, felç ve bazı kanser türleri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı için yalnızca bireysel bir sorun olmaktan çıkıp, ülke için toplumsal ve ekonomik açıdan da büyük bir halk sağlığı yükü haline gelmiş durumda.

OBEZİTENİN EK HASTALIKLARI VE SOSYAL ETKİLERİ

Türkiye'deki obez bireylerde hipertansiyon, dislipidemi (kandaki yüksek yağ oranları), uyku apnesi, tip 2 diyabet ve karaciğer yağlanması gibi ek hastalıklar yaygın olarak görülüyor.

Fiziksel sağlık sorunlarının yanı sıra, obez bireyler sosyal çevrelerinde dışlanma, iş yaşamında ayrımcılık ve günlük hayatta damgalanma gibi durumlarla karşılaşıyor.

Bu sosyal ayrımcılık, eğitim, iş ve sağlık hizmetlerine erişimi olumsuz yönde etkiliyor.

OBEZİTE BİR HASTALIKTIR: FARKINDALIK VE MÜCADELE

Prof. Dr. Dilek Yazıcı, bireylerin, toplumun ve sağlık çalışanlarının obeziteyi bir hastalık olarak kabul etmesi gerektiğini vurguluyor.

Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi bir salgın olarak tanımlarken, Prof. Dr. Dilek Yazıcı obezitenin çok faktörlü, kronik, tekrarlayıcı ve ilerleyici bir hastalık olduğunu, yaşam kalitesini düşürdüğünü ve erken ölümlere yol açabileceğini belirtiyor.

GELECEK PROJEKSİYONLARI VE CİNSİYET FARKLILIKLARI

Türkiye'de obezite sıklığı erkeklerde yüzde 24, kadınlarda ise yüzde 39 seviyesinde. Tahminler, obezite sıklığındaki artışın önümüzdeki yıllarda hız kesmeyeceğini gösteriyor.

2045 yılında kadınlarda bu oranın yüzde 43'e, erkeklerde ise yüzde 26'ya çıkması bekleniyor.

Prof. Dr. Dilek Yazıcı, obezitenin 200'den fazla hastalıkla ilişkili olması nedeniyle hem hastalar hem de toplum için ciddi bir yük oluşturduğunu ifade ediyor.

OBEZİTE YÖNETİMİ BİR TAKIM İŞİDİR

Prof. Dr. Dilek Yazıcı, obezite yönetiminin mümkün olduğunu ve bunun bir ekip işi olduğunu vurguluyor.

Bu ekibin en önemli parçası hekimler olmakla birlikte, beslenme uzmanı, egzersiz uzmanı ve gerektiğinde psikiyatrist veya psikolog gibi diğer sağlık profesyonellerinin de takımda yer alması gerektiğini belirtiyor.

Obez bireylerin kilolarının sadece yüzde 10'unu bile kaybetmeleri durumunda sağlıklarında önemli iyileşmeler görüldüğü ifade ediliyor.

SAĞLIK BAKANLIĞI'NIN KATKILARI VE GELECEK ADIMLAR

Sağlık Bakanlığı'nın obeziteye karşı farkındalık oluşturmak ve önlem almayı teşvik etmek amacıyla başlattığı 'İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa' projesi de bu bağlamda değerlendiriliyor.

Prof. Dr. Dilek Yazıcı, bireylerin en azından kendi kilolarını ve boylarını ölçerek obez olup olmadıklarını öğrenmelerinin bile değerli olduğunu, sonrasında ise bilgilendirme ve yönlendirme yapılması gerektiğini ifade ediyor.

YORUMLAR (1)
1 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN