Ankara siyasetinde, yaklaşan yerel seçimlere rağmen bir baskın seçim senaryosu konuşulmaya başlandı. Hükümet yetkilileri 2028'i işaret etse de, Hazine'nin beklenmedik finansal hamleleri ve CHP'nin kurultayına ilişkin yeniden açılan hukuki dava, bu söylentileri güçlendiriyor. Kulislerde, yıl bitmeden bir seçime gidilebileceği iddiası gündemin merkezine oturdu.

SEÇİM BELİRTİSİ YOK AMA SÖYLENTİLER ARTIYOR
Ankara'nın siyasi kulislerinde, yaklaşan yerel seçimlere rağmen beklenmedik bir baskın seçim senaryosu konuşulmaya başlandı. 10 Haber'de yer alan habere göre, Cumhur İttifakı'nın liderleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sürekli olarak seçimin 2028'de zamanında yapılacağını vurgulasa da, son haftalarda yayılan bu dedikodu, siyasetin gündemine oturdu. Söylentilerin kaynağında ise iki önemli gelişme bulunuyor: Hazine'nin beklenmedik finansal hamleleri ve CHP'nin kurultay süreciyle ilgili yeniden açılan hukuki bir dava. Bu yıl bitmeden baskın bir seçim yapılacağı dedikoduları Ankara'yı sarmış durumda.
HAZİNE'NİN GİZEMLİ PARA BİRİKTİRME PLANI
Baskın seçim iddialarını destekleyen ilk gerekçe, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın son dönemdeki finansal politikaları oldu. Bakanlık, piyasa koşullarına göre yüksek maliyetli olmasına rağmen, ihtiyacından fazla iç borçlanma yaparak yaklaşık 1 trilyon lira biriktirdi. Bu devasa fon, Merkez Bankası'ndaki Hazine hesabında atıl bekliyor. Her ne kadar Hazine yetkilileri bu durumu, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadelesine destek olmak amacıyla piyasadaki fazla Türk Lirası'nı çekmek için yaptıklarını belirtse de, kulislerdeki yaygın kanı, bu paranın olası bir baskın seçimde kullanılacağı yönünde.
CHP'Yİ BEKLEYEN HUKUKİ KAOS SENARYOSU
Baskın seçim söylentilerinin ikinci dayanağı ise, CHP'nin geçtiğimiz yıl yaptığı kurultaya ilişkin açılan hukuki dava. Dava kapsamında mahkemenin, kurultay için "yok hükmündedir" kararı vermesi ihtimali üzerinde duruluyor. Bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda, CHP'nin bir süreliğine yönetilemez bir kaosa sürükleneceği ve iktidarın bu zayıf anı fırsat bilerek 45 gün içinde seçime gideceği öne sürülüyor. Hukukçular, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından tescil edilen bir kurultay kararının mahkemece iptal edilemeyeceğini ve böyle bir kararın geçmişe dönük tüm seçimlerin iptaline zemin hazırlayarak ülke siyasetinde büyük bir karmaşaya yol açabileceğini belirtiyor. Ancak yine de, mahkemenin olası bir olumsuz kararı, parti içinde ciddi bir belirsizlik yaratabilir.
MUHALEFETİN DURUMU VE ZORLU BİR ADAY PROFİLİ
Özellikle partinin önde gelen isimlerinden Ekrem İmamoğlu’nun devam eden hukuki sorunları ve siyasi yasak riski, bu senaryonun en kritik noktalarından biri olarak görülüyor. Ayrıca, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in görevini kaybetme olasılığı ve yerine Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçebileceği iddiaları da bu senaryoyu güçlendiriyor. Kulislerde konuşulanlar, bu durumların bir baskın seçim için "mükemmel bir ortam" yaratacağı yönünde.
Siyaset arenasındaki bu söylentiler, henüz somut bir adıma dönüşmese de, Ankara'da tüm gözlerin Hazine'nin ve CHP'nin kurultay davasının üzerinde olmasına neden oluyor. Yakın gelecekte yaşanacak bu gelişmeler, Türkiye siyasetinin seyrini belirleyecek gibi görünüyor.

Özel'den Bahçeli'ye 'Terörsüz Türkiye' mesajı: 'Demokratik Türkiye için biz herkesle yürürüz'

