Yazar, avukat ve aynı zamanda tapu hukuku uzmanı olan Afşin Hatipoğlu, Ekrem İmamoğlu ve İBB personeline yönelik hazırlanan 4 bin sayfalık iddianameyi mercek altına aldı. İddianamede yer alan Bodrum'daki bir arsa satışı ve şirket devriyle ilgili "kara para aklama" suçlamasını tapu mevzuatı açısından inceleyen Hatipoğlu, "Devletin ticareti desteklemek için teşvik ettiği işlemler, iddianamede suç unsuru olarak gösterilmiş" değerlendirmesinde bulundu.
Kamuoyunda geniş yankı uyandıran ve Ekrem İmamoğlu’na yönelik suçlamaları da içeren İBB iddianamesinin detayları hukukçular tarafından tartışılmaya devam ediyor. Avukat Afşin Hatipoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda iddianamenin "Eylem/34, Not-52" (Sayfa 423–430) bölümünü analiz etti.
Hatipoğlu, İmamoğlu’na ait olduğu belirtilen SSB isimli şirketin, Bodrum’da arsa sahibi olan LBF isimli şirketi devralması sürecine yöneltilen "suç gelirlerini aklama" ve "düşük beyan" suçlamalarının, yürürlükteki tapu ve vergi kanunlarıyla çeliştiğini savundu.
"UZMAN HEYET İNCELESEYDİ BU FAHİŞ HATALAR YAPILMAZDI"
Dosyanın büyük kısmının tapu mevzuatını ilgilendirdiğini belirten Hatipoğlu, incelemeleri sırasında şaşkınlığını gizleyemediğini ifade etti. İddianameyi hazırlayanların teknik bir heyetten görüş alması gerektiğini savunan Hatipoğlu, "Keşke bu iddianame yazılırken tapu kadastro uzmanlarından bir heyet eliyle konuları inceletselerdi. Eğer bunu yapmış olsalardı, bu kadar açık ve fahiş hukuki nitelendirme hatalarına gitmezlerdi" dedi.
İDDİANAMEDEKİ İKİ TEMEL SUÇLAMA VE HUKUKİ KARŞILIKLARI
Hatipoğlu, iddianamede söz konusu arsa ve şirket devriyle ilgili iki temel suçlama yöneltildiğini belirterek, bu iddiaları mevzuat maddeleriyle çürüttü:
1. "Değerin düşük gösterilmesi" iddiası: İddianamede arsa değerinin piyasa değerinin altında gösterilmesinin suç sayıldığını belirten Hatipoğlu, Vergi Usul Kanunu (VUK) 323. Genel Tebliği'ni işaret etti. Hatipoğlu, "Tapu mevzuatına göre beyan edilmesi gereken zorunlu değer belediye rayiç bedelidir. Taraflar bunun üzerindeki değerleri göstermek zorunda değildir. Ayrıca elden para alışverişi tapu devirleri için yasaldır" ifadelerini kullandı.
2. "Şirket devri yoluyla aklama" iddiası: Savcılığın, "Eğer suç geliri aklamak istemeselerdi LBF şirketini değil, sadece taşınmazı satın alırlardı" tezini de eleştiren Hatipoğlu, bu yöntemin ticari hayatın olağan bir parçası olduğunu vurguladı. Harçlar Kanunu'nun 123. maddesine atıf yapan Hatipoğlu şunları kaydetti:
"Şirket birleşmeleri sebebiyle taşınmaz devri tapu harcından muaftır. Tüm tacirler, taşınmazları değil, şirketleri devralırlar; zira kanun bu yöntemi ticareti desteklemek için kendisi salık vermiştir. Bu şekilde taraflar yüzde 4 olan satış harcından muaf olmaktadırlar."
Mahkemeden ilk değerlendirme: İBB davasında tahliye yok
"HUKUK VE MEMLEKET ADINA ÜZÜCÜ"
Devletin yasal olarak tanıdığı ve hatta vergi muafiyetiyle teşvik ettiği işlemlerin "suç geliri aklama" olarak nitelendirilmesini eleştiren Hatipoğlu, analizini şu sözlerle tamamladı:
"Maddi hukuka açıkça uygun olan ve hatta devlet tarafından teşvik edilen bu iki işlem, iddianame açısından suç geliri aklama kabul edilmiş. Ölçüyü buradan koyarsanız, ülkemizde tapu eliyle binlerce suç işlendiğini görürsünüz. Hukuk için, memleket için çok üzücü işler."
İBB İddianamesi, Eylem/34, Not-52: (Syf. 423 – 430)
— Afşin_bey (@AfsinHatipoglu) December 17, 2025
İddia; Ekrem İmamoğlu’na ait SSB isimli şirketinin, LBF isimli şirketi devralması ve taşınmaz satışında düşük beyanı ile suç gelirlerini akladığı suçlamasına ilişkin.
Daha önce de yazmıştım, dosyanın büyük bir kısmı benim…
