Anayasa Mahkemesi, başsavcılık tarafından, cezaevinde hükümlü bulunan kişinin annesinin cenazesine katılmasına izin verilmemesinin "özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlali" olduğuna hükmederek emsal niteliğinde bir karara imza attı.
Kahramanmaraş'taki cezaevinde hükümlü bulunan bir kişi, annesinin vefatı üzerine mazeret izni talebinde bulundu. Başsavcılık ise izin için belirtilen adresin güvenlik açısından sakıncalı olduğunu belirterek, talebi reddetti. Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, başsavcılığın kararının tebliği üzerine hükümlü, hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 20'nci maddesinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti ve başvurucuya 13 bin 500 lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
'BU DURUMDA GEREKEN ÖZEN GÖSTERİLMEMİŞ'
AYM'nin kararında, yakını ölen hükümlünün izin talebinin kamu makamlarınca süratle harekete geçilerek, koşullar da dikkate alınarak mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılması gerektiği belirtildi.
Talebin karşılanmasında kamu makamlarının kendilerinden beklenen özeni göstermesi gerektiğine işaret edilen kararda, "Talebin karşılanması imkan dahilinde görülmezse bu duruma ilişkin zorunluluk halleri ve güvenlik riskleri somut olgu ve olaylara dayanılarak açıklanmalıdır" değerlendirmesine yer verildi.
Cenaze töreni yerinin cezaevine 2,5 saatlik mesafede bulunduğuna işaret edilen kararda, başvurucunun cenaze törenine katılabilmesini sağlamaya yönelik durumda gereken özenin gösterilmediği ve konuyla ilgili personel görevlendirilmesi adına alternatif çözümler üretilmediği belirtildi.
'AİLE HAYATINA SAYGI HAKKI İHLAL EDİLMİŞ'
Kararda, "Başsavcılık kararında gösterilen gerekçe, başvurucunun çıkarları ile toplumun çıkarları arasında adil denge kurulmasına yönelik ikna edici, ilgili ve yeterli unsurlara sahip değildir. Bu durumda başvurucunun taziyeye katılarak ailesine destek olma imkanından yoksun kalmasında kamu makamlarının talebi reddetmesi şeklindeki müdahalesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır" ifadeleri yer aldı.
