Bu yüzden aday olmamış! Mansur Yavaş Cumhurbaşkanlığı adaylığı hakkında konuştu...

Bu yüzden aday olmamış! Mansur Yavaş Cumhurbaşkanlığı adaylığı hakkında konuştu...

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, katıldığı canlı yayında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı. Meral Akşener'in davetine rağmen cumhurbaşkanlığı için aday olmadığı sürece dair açıklamalarda bulunan Yavaş gündeme dair diğer konularda da konuştu.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Habertürk'te yayınlanan ve Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programının konuğuydu.

Altaylı'nın sorularını yanıtlayan Yavaş, altılı masada yaşanan kriz sonrası neden aday olmadığını anlattı. Hatay havalimanı ve diğer pek çok konuda daha açıklama yapan Yavaş, "Sandık güvenliği sorunu var. 2014 yılı seçiminin mağduruyum ben. " dedi.

NEDEN ADAY OLMADI?

Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda gençlerin kırgınlığını anladığını dile getiren ABB Başkanı "Her şeyden evvel Türkiye'de aday olmanın yolları belli. Ben adayım demekle olmuyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığına ben baştan beri şunu söyledim. Bir ittifak var. Eğer böyle bir şey olursa bile ittifakla sen olacaksın derlerse ben bunu görev sayarım dedim. Ben böyle bir görev verilirse ancak aday olabileceğimi söyledim. Ben adayım derseniz bunu zaten hareketlerinizle belli edersiniz. Hiç televizyona çıkmadan, siyasi demeç vermeden böyle bir şeyin ortaya çıkması garip." ifadelerini kullandı.

"BÖYLE BİR SİYASET YOK"

Yavaş, "Gençler 'Biz seni veya Ekrem Bey'i istiyoruz, aday olun' diyor. Böyle bir siyaset yok. Altılı Masa derse tamam ama tek başına işin içerisine girmek macera oluyor." diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir de sandık güvenliği sorunu var. 2014 yılı seçiminin mağduruyum ben. Seçim kurulu benim dönemimde verdiği kararın aksini referandumda verdi. 'Mühürsüz tutanaklar geçerlidir' dedi. Mühürsüz oy pusulaları sayıldı. Gençler bir insanı durup dururken sevmiyor. Demek ki gençlerin bizim hareketlerimizden siyaset tarzımızdan hoşlarına giden bir şey var."


"BEN ÜLKÜCÜYÜM..."

"Daha önce de oldu. Bize uzaktan uzağa aday olmalı diyenler falan oldu. Sayın Özdağ da böyle açıklama yapmıştı. O anda diyecek bir şey bulamıyorsunuz. Teveccüh edilmeniz bir yana mensup olduğunuz bir yer var. 'Ben Altılı Masa'nın iradesi dışında bir şeye girmem' demiştim. Artık masada konuşulanlar nedeniyle böyle açıklama oldu. "

"BERABER HAREKET ETMEK İSTERİM"

"Ben ülkücüyüm. MHP'den aday olmuşum. CHP'den belediye başkanı olmuşum. Siyasi kimliğim bana ait. Sayın Akşener, Altılı Masa'dan çıkınca beni aradı. 'Mansur Başkan ben senin veya Ekrem Bey'in aday olması gerektiğini söyledim' dedi. Bunlar siyasette yaşanıyor. Zaman zaman böyle krizler oluyor. Millet İttifakı'nın belediye başkanı olarak asla onların kırılmasını istemem. Beraber hareket etmek isterim."


"GENEL BAŞKANLAR GRUPLARININ BAŞINDA OLSUN"

"Sayın Akşener büyük teveccüh gösterdi. Biz devam etmesi gerektiğini düşünüyorduk. Sayın Akşener dedi ki, 'O zaman elinizi taşın altına sokacaksınız, uzlaşma bu şekilde gerçekleşir' dedi. Bizim makam mevki derdimiz yok. Ankara, İstanbul belediye başkanlıkları güzel makamlar. Sayın Akşener'in arzusu üzerine 'Sizin orada olmanız lazım, yönetimde etkili şekilde vatandaşla kurduğunuz bağın devam etmesi gerekir' dedik. Bu da uygun bulundu. Meral Hanım önerdi, sayın genel başkanımız da kabul etti. Son gün oldu, birkaç saate sıkıştı. Birkaç gün vaktimiz olsaydı şunu önerecektik, Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak beni ve Ekrem İmamoğlu'nu ilan edin, sayın genel başkanlarımız milletvekili olsun ve partilerinin başında olsunlar diyecektik. Kendi gruplarının başında olmalarının daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Bu benim fikrim. Bunu sayın genel başkanlarla konuşacağım ama takdir masanın."


"ÖNÜMÜZDEKİ 10 YILIN EN BÜYÜK SORUNU DEMOGRAFİK YAPI OLACAK"

Sayın genel başkanımız açıkladı. Önümüzdeki 10 yılın en büyük sorunu demografik sorun olacak. Hatay'da deprem olunca orası çok daha riskli hale geldi. Taksim'e gelirken trafik var, pencere açık, konuşmaları duyuyorsunuz, Türk vatandaşı yok maalesef. Bunun disipline edilmesi lazım, Suriye ile hükümetin ilişkiler kurarak, bunların gitmesi için uluslararası kurumlar da işin içine katılarak bir an evvel göndermesi gerekir. Eğer hükümet değişirse EYT'lilerin parasını bile ödeyemezler falan dendi. Sayaçları PKK'lılar okuyacak demişlerdi bizim seçimlerde. İşçiler işten çıkarılacak, kadınların başörtüsü açılacak dendi. 11 belediyenin hiçbirisinde böyle bir şey olmadı. Bırakın maaşları ödemeyi, eski dönemin borçlarını bile ödedik. Sayın Cumhurbaşkanı 'bunlar yönetemez' diyor. Devletin bir güvenlik politikası vardır. Milli menfaatlerimizi ilgilendiren konularda hükümet değişince hiçbir şey değişmez. Yeni gelen hükümet daha fazla şeyler yapmak istemek için çalışacak. Artık korku siyasetinin bırakılması lazım. Devlet kurumu kolay kurulmuş bir şey değil.


"BEN AYRIMCILIK YAPMIYORUM"

"Altılı Masa 2 bin 800 sayfalık mutabakat metni yayınladı. Mansur Yavaş'ın fikrinin önemi var mı? Dert Mansur Yavaş'ın siyasi geçmişi üzerinden. Bir liderin neyine bakılır? Devletin parasını çarçur ediyor mu, şeffaf mı, ayrımcılık yapıyor mu? Ben karşımda hiç kimseyi şunun seçmeni, bunun seçmeni olarak görmüyorum. Eşit hizmet veriyorum. Bugüne kadar bir tane şikayet gelmiş mi? Sana ne benim siyasi geçmişimden? Seni rahatsız eden bir hareketim var mı? Bir ayrımcılık yapıyor muyum? "

"BUNLAR ÇİRKİN SİYASET"

"Vatandaş artık bunlara aldırmıyor. Bunlar çirkin siyaset. Bu anlayışı gençler toprağın altına gömecekler. Bu afette 3 bin genç saat 3'e 4'e kadar sırtında paket taşıdılar. Bu gençler çarpıklığı çok iyi biliyor. Bizi de onlar düzeltecekler, yanlış yapmamıza izin vermeyecekler. 3-5 maaşı, yanlış giden her şeyi sorgulayacaklar."

"İGA İSMİMİZİ SİLDİ"

Organizasyondan dolayı yapamadıkları için gecikti. Sadece biz değil, Etimesgut Belediyesi'nin de bir aracı var. Cumhurbaşkanı 'yalan söylüyorlar' dedi. İGA bizim ismimizi silerek bu görselleri yayınladı. Cumhurbaşkanına yalanı kim söylüyor Allah aşkına. Kim söylüyorsa cezalandırılması lazım. Bizim Twitter'da 'havaalanındaki molozlorı temizliyoruz' dedik. Bize 'siz kimsiniz ki havaalanı yapıyorsunuz' dendi. Biz orada betonları onarıyoruz. Bunun yapılmayacak bir durumu yok ki. Durduk yere polemik konusu oluyor bunlar. İGA'nın sanki biz yokmuş gibi davranması o insanların emeğine yazık. Sonra başka belediyeler de geldi. Gereksiz bir tartışmaydı.


"DEPREM KADAR EKONOMİK ZARAR ORTAYA ÇIKABİLİR"

Deprem sonrası Ankara'ya 230 bin göç olduğu söylendi. Öğrenim nedeniyle çok geliyorlar. Deprem bölgesinde en fazla bizden talep edilen şey okuldu. Okul açılmazsa gitmek zorunda kalacaklarını söylediler. Okul ve iş yeri sorununun bir an evvel halledilmesi lazım. Fabrikanın yanına konteynerlerin konulup işçilerin güven içinde kalacakları yerin sağlanması lazım. Yoksa depremin verdiği zarar kadar ekonomik zarar da ayrıca ortaya çıkar.

"ACELE ACELE SEÇİME GİDİYORUZ"

İlk önce onların rahat yaşayacağı prefabrik konutlar yapılması sonra da zemin etütlerinin yapılması lazım. Şu anda zemin sıvılaşması oldu, değerlerin yeniden alınması gerekir dedi konudan anlayan bir arkadaş. Dolayısıyla değerler de değişecektir. Acele etmemek lazım. İnsanların geçici konutlarda barınması, iş yerlerinin hayata geçmesinden sonra mantıklı düşünülmesi lazım. Acele acele seçime gidiyoruz '20 bin konut yaptı' vs. olacak gibi değil. Ben deprem bölgesinde en az 750 bin konut gerekir diye düşünüyorum.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN