İstanbul’un Çatalca ilçesinde tamamı orman vasfında olan 99 hektarlık bir alanda planlanan kum ocağı kapasite artışı projesine verilen “ÇED olumlu” kararı, çevre ve su kaynakları açısından yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. CHP İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, projeye ilişkin endişeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıyarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bir dizi soru yöneltti.
41 BİNDEN FAZLA AĞACIN KESİLECEĞİ HESAPLANDI
Projeye dair hazırlanan nihai ÇED raporuna göre, yaklaşık 41.751 meşe ve gürgen ağacının kesileceği öngörülüyor. Vekil Rızvanoğlu, bu alanın İstanbul’un karbon yutak kapasitesi açısından kritik önem taşıdığını belirterek, söz konusu kararın orman ekosistemi ve kent iklim dengesi üzerindeki etkilerine dikkat çekti.
TERKOS BARAJI VE DERELER ÜZERİNDE RİSK OLUŞTURUYOR
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) resmi görüşüne de atıfta bulunan Rızvanoğlu, proje sahasının Terkos Barajı’nın uzun ve çok uzun mesafeli koruma alanlarında yer aldığına dikkat çekti. İSKİ görüşünde, Ayazma Deresi, Sınır Deresi ve çok sayıda vadi tabanının proje alanından geçtiği ve bu derelerin Terkos Barajı için hayati öneme sahip olduğu vurgulanıyor. Görüşte ayrıca, bu tür madencilik faaliyetlerinin su kaynakları açısından ciddi riskler taşıdığı ifade ediliyor.
“SU KITLIĞI DERİNLEŞEBİLİR” UYARISI
Rızvanoğlu, 25 Temmuz 2025 itibarıyla İstanbul barajlarında toplam doluluk oranının yüzde 55,78 seviyesinde olduğunu hatırlatarak, yaz aylarında bu oranın daha da düşmesinin milyonlarca kişiyi etkileyebilecek su krizine yol açabileceği uyarısında bulundu. Terkos gibi stratejik içme suyu kaynaklarını besleyen havza alanlarında yapılacak her türlü faaliyetin, yalnızca çevre değil, kamu sağlığı açısından da değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
ANAYASA VE ULUSLARARASI YÜKÜMLÜLÜKLER HATIRLATILDI
Ağaç kesimi öngörülen projenin Anayasa’nın 169. maddesine aykırı olduğunu dile getiren Rızvanoğlu, ormanların ekonomik karşılığı ödenerek tahrip edilmesinin meşrulaştırılamayacağını savundu. Ayrıca Türkiye’nin taraf olduğu çevre koruma anlaşmalarını ve devletin çevreyi koruma görevini hatırlatarak, proje onayının hukuki ve etik boyutlarının da sorgulanması gerektiğini ifade etti.
BAKANLIĞA 8 SORULUK ÖNERGE
Milletvekili, Bakanlığa sunduğu soru önergesinde, projenin kamu yararına uygunluğu, İSKİ’nin olumsuz görüşüne rağmen verilen onay, su kaynakları üzerindeki etkiler ve kesilecek ağaçların anayasal koruma altındaki statüsü gibi konuları gündeme getirdi. Ayrıca projenin, iklim değişikliğiyle mücadele stratejileriyle ne ölçüde uyumlu olduğu ve kümülatif etki analizlerinin yapılıp yapılmadığı da önerge kapsamında sorgulandı.
Rızvanoğlu’nun önergesiyle birlikte, İstanbul’un kuzeyinde kalan orman alanları ve içme suyu havzaları üzerindeki madencilik faaliyetleri yeniden tartışmaya açılmış oldu. Bakanlığın konuya ilişkin nasıl bir yanıt vereceği ve ÇED sürecine dair olası yeni adımlar, çevre gündemini önümüzdeki günlerde de meşgul edecek gibi görünüyor.
