CHP'li Gülizar Biçer Karaca, gündüz kuşağı programlarını sert sözlerle eleştirdi. "Kadın haklarını zayıflatan, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren ve medya etiğinden uzak bu içerikler, kamu kaynaklarının yandaş medyaya aktarılmasını da meşrulaştırıyor" diyen Karaca, Zahide Yetiş gibi isimlerin Meclis’te konuşmacı olarak yer almasını "kadın mücadelesine hakaret" olarak nitelendirdi.
CHP TBMM Başkanvekili ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada gündüz kuşağı programlarını sert sözlerle eleştirdi. Karaca, bu programların kadın haklarını zayıflattığını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştirdiğini ve medyanın sermaye odaklı yozlaşmasının en çarpıcı göstergelerinden biri haline geldiğini belirtti.
Özellikle Zahide Yetiş ve benzeri ekran yüzlerinin TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu’nda konuşmacı olarak yer almasına tepki gösteren Karaca, "Bu, kadın mücadelesine ve ilerici değerlere ağır bir hakarettir" ifadelerini kullandı.
"KADINLARIN YAŞADIĞI TRAJEDİLER REYTİNG MALZEMESİNE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR"
Karaca, söz konusu televizyon figürlerinin kadınları güçlendirmek yerine, yaşadıkları trajedileri birer metaya dönüştürerek medya piyasasında pazarlayan bir yapının taşıyıcı unsurları olduğunu söyledi. Gündüz kuşağı programlarının medya etiğinden tamamen uzak bir anlayışla sürdürüldüğünü belirten CHP’li vekil, bu içeriklerin kadınların eşit yurttaşlık hakkını aşındırdığını vurguladı.
"BU BİR MEDYA ETİĞİ SORUNU DEĞİL, TOPLUMSAL MÜHENDİSLİK PROJESİ"
Karaca, sorunun yalnızca medya etiğiyle sınırlı olmadığını belirterek, iktidarın kamu kaynaklarını yandaş medyanın finansmanı için kullandığını ve bu tür programların "patriarkal düzenin sürdürülebilirliğini sağlayan bir ideolojik aygıta dönüştüğünü" dile getirdi.
"KADIN MÜCADELESİNİN GASP EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ"
Kadın hakları mücadelesine zarar veren bu yayın anlayışına karşı net bir duruş sergilenmesi gerektiğini belirten Karaca, şu çağrıyı yaptı:
"Bu çarpık medya düzenine meşruiyet kazandıran politikaların teşhir edilmesi, kadın mücadelesinin gasp edilmesine izin verilmemesi gerekiyor. Kamusal alanın sermaye ve iktidar işbirliğiyle bir sömürü sahasına dönüştürülmesine karşı eşitlikçi, özgürlükçü ve ilerici bir hattın inşa edilmesi zorunludur."
