CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Marmara (Silivri) Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile çeşitli gazeteci ve bürokratları ziyaret etti.
Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Tanrıkulu, cezaevindeki tabloyu “toplama kampına dönüşmüş bir ortam” olarak tanımladı:
“Artık Silivri bir cezaevi havası vermiyor bizlere. Bir toplama kampına dönüşmüştür. Adalet ve Kalkma Partisi'nin her meslekten, her inançtan, her yaştan, her cinsiyetten muhaliflerin toplandığı bir toplama kampı. Çünkü yapılanlar yargılama değil. Verilen kararlar hukuki değil. Anayasa'ya, yasalara, vicdana uygun değil. Hiçbir şeye uygun değil verilen kararlar.”
Tanrıkulu, mahkemelerde alınan kararların “siyasi saiklerle” verildiğini öne sürerek, yargı sürecinin bağımsızlığını yitirdiğini ifade etti:
“Yani bir mahkeme kararı ortada olabilir. Bir hakim bir karara imza atmış olabilir. Ama o esas itibarıyla bir karar değil. Yani verilen bir siyasi kararın yerine getirilmesine dönük bir işlem. Dolayısıyla burası da artık böyle bir hukuk kurallar içerisinde insanların tutulduğu bir yerden çıkmış, bir toplama kampına dönüşmüş durumda.”
“HER GÜN YAPILAN BİR YARGI DARBESİ VAR”
Tanrıkulu, Türkiye’de yargı eliyle sistematik bir baskı ortamı oluşturulduğunu savunarak, bunu “yargı darbesi” olarak nitelendirdi:
“Bir darbe yok, evet ama her gün yapılan bir darbe var. Her gün yapılan yargı darbesi var. Eskiden Silahlı Kuvvetler vardı. Vesayet organı olarak görülürdü. Darbelere zemin hazırladığı ifade edilirdi ama şimdi yargı kuvvetleri var. Yani Silahlı Kuvvetler'e hiç ihtiyaç yok darbe için, darbe yapması için. O darbeyi her gün yargı kuvvetleri yapıyor zaten.”
CHP’li vekil, partisinin geçmişte her türlü darbeye karşı durduğunu hatırlatarak, “Bugün de Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yargı kuvvetlerinin yaptığı darbeler var” dedi.
“MUHAFAZAKÂR HUKUKÇULARA VE MİLLETVEKİLLERİNE ÇAĞRI”
Tanrıkulu, açıklamasının devamında özellikle AK Parti ve MHP içinde yer alan hukukçulara ve milletvekillerine seslenerek şu ifadeleri kullandı:
“Adalet ve Kalkınma Partililer, muhafazakarlar mağdur olduğu zaman yanlarındaydık, onlarla beraberdik, onlarla beraber mücadele ettik. Şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinde olan Milliyetçi Hareket Partisi'ne gönül vermiş olan gerçekten sağduyulu hukukçulara sesleniyorum. Milletvekillerine sesleniyorum: Bakın bu yapılanlar zulümdür gerçekten. Size yapılanlara karşı çıkmıştık. Bizim karşı çıktığımız kadar olmasa bile, bunların böyle olmayacağını artık sizin de söyleme zamanınız geldi.”
“Sizler de söyleyin. Böyle olmayacağını söyleyin. Bunun Türkiye'nin yararına olmadığını söyleyin. Bunun Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yararına olmadığını söyleyin. Söylemek durumundasınız. Türkiye'nin yararına değil bütün bunlar.”
“BU EZİYET DEMOKRASİ İÇİNDİR”
Tanrıkulu, cezaevindeki siyasetçilerin ve gazetecilerin yaşadığı zorluklara rağmen mücadelenin devam edeceğini vurguladı:
“Evet arkadaşlarımız eziyet çekiyorlar. Yakınları, akrabaları, dostları, bizler eziyet çekiyoruz. Ama bu eziyetimiz, bilinsin ki Türkiye'de demokrasi içindir. Bir arada yaşamak içindir. Barış için, adalet içindir. Arkadaşlarımız dostlarımız da bunun farkında. Mutlaka ama mutlaka arkadaşlarımız, dostlarımız özgürlüklerine kavuşacak. Mutlaka Türkiye'de demokrasiyi, özgürlüğü esas alan bir değişimi de gerçekleştireceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.”
