Selahattin Demirtaş, "Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan, Orta Doğu barışı için inisiyatif almış üç liderdir. Onların başarılı olabilmesi için ben elimden gelenin fazlasını yapacağım," dedi. Demirtaş, savaşın sona ermesini istediğini belirtti.
Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin önemli siyasetçilerinden Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan’ın Orta Doğu barışı için yürüttükleri inisiyatifin başarılı olabilmesi adına desteğini açıkladı. "Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan… Orta Doğu barışı, tarihi Kürt-Türk barışı için inisiyatif almış bu üç liderin başarılı olabilmeleri için ben elimden gelenin fazlasını yapacağım," diyen Demirtaş, barışın sağlanması için gerekli tüm hukuki ve siyasi altyapının Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) zemininde oluşturulması gerektiğini ifade etti.
Demirtaş, Gazete Duvar'da yayımlanan "Barışın yanında olalım" başlıklı yazısında, savaşın, şiddetin ve terörün son bulması gerektiğini vurguladı. Demirtaş, "Savaş, silah, şiddet, terör, kan, gözyaşı, ölüm ve yıkım bitsin isteniyor kardeşlerim, hepsi bu kadar. Bitsin isteniyor!" dedi.
DEMİRTAŞ'TAN ERDOĞAN, BAHÇELİ VE ÖCALAN’IN BAŞARISI İÇİN DESTEK
Selahattin Demirtaş, Orta Doğu barışının sağlanması adına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın başlattığı sürecin başarılı olabilmesi için kendi desteğini sunacağını belirtti. Demirtaş, bu liderlerin barış yolunda attıkları adımları destekleyeceğini ve gereken her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğunu ifade etti. "Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan… Orta Doğu barışı, tarihi Kürt-Türk barışı için inisiyatif almış bu üç liderin başarılı olabilmeleri için ben elimden gelenin fazlasını yapacağım" şeklinde konuştu.
Demirtaş, Gazete Duvar'da yayımlanan "Barışın yanında olalım" başlıklı yazısında, şu ifadeleri kullandı:
"Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan’ın merkezinde oldukları yeni arayış, Ramazan ayına girerken ilk meyvesini verdi. Her biri, temsil ettikleri kesimlerin en güçlü isimleri olan bu liderlere çok güvenen de var, güvenmeyip kaygı duyanlar da.
Elbette her iki kesimin de haklı gerekçeleri var, bunu kimse inkar edemez. Zaten barışın zorluğu tam da bu noktadadır; kalıcı barışa ancak toplumun çoğunluğunun güven duyacağı, inanacağı ve yürekten destekleyeceği bir süreçle ulaşılabilir.
Bir başka zorluk da ulusal, bölgesel ve küresel çıkar gruplarının savaşa endeksli her türlü kazanımını, konforunu ve çıkarını kaybetme telaşıyla yapılacak provokasyonlardır.
Bu zorlukları aşmak kolay olmasa da imkansız değil. Öncelikle barışa inanan, barışı isteyen herkesin tüm iyi niyetiyle bu sorunların aşılması için elinden gelen gayreti göstermesi gerekir."
"GABAR’DA NÖBETTEKİ ASKER KARDEŞİMİN DE KANDİL’DEKİ ÖZ KARDEŞİMİN DE ÖLMESİNİ İSTEMİYORUM"
"Ne yapılmak istendiğini, ben anlatmaya çalışayım. Savaş, silah, şiddet, terör, kan, gözyaşı, ölüm ve yıkım bitsin isteniyor kardeşlerim, hepsi bu kadar. Bitsin isteniyor! Tabii gerekli tüm hukuki ve siyasi alt yapının TBMM zemininde oluşturulması kaydıyla" diyen Demirtaş, şöyle devam etti:
"Barıştan, barışmaktan korkma kardeşim. Türk, Kürt el ele vermekten, Türkiye’yi büyütmekten korkma. Bölgeyi barışa taşıyacak her adımı desteklemekten korkma. Korkma ki bu defa silahları susturup siyaseti konuşturabilelim. Siyasi mücadeleyle de yoksulluğu, işsizliği, açlığı, adaletsizliği ve eşitsizliği hep birlikte yenelim. Savaşa harcanan milyarlarca doların doğrudan halka harcanmasını sağlayalım. Barışın aynı zamanda ekmek, aş, iş olduğunu unutmayalım.
Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan… Allah hepsine uzun ve sağlıklı ömür versin ama hayatlarının son dönemecinde Orta Doğu barışı, tarihi Kürt - Türk barışı için inisiyatif almış bu üç liderin başarılı olabilmeleri için ben elimden gelenin fazlasını yapacağım.
'Peki ya seçim?' diyorsan o da senin işin, senin kararın, senin iradendir canım kardeşim. Sen halksın, son kararı sen verirsin. Kimse bugün senden Erdoğan’a, Bahçeli’ye veya DEM Parti’ye ya da CHP’ye oy vermeni istemiyor, barış ağacına bir damla suyu da senin vermen isteniyor.
Ben, Gabar’da nöbetteki asker kardeşimin de Kandil’deki öz kardeşimin de ölmesini istemiyorum. İkisi de birbirine kurşun atmayı bıraksınlar. Önce bin yılın hatırıyla doya doya Türk, Kürt birbirimize sarılalım, sonrası siyasi mücadelenin, siyasetçilerin işidir, bizim işimizdir."