DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, çevre davalarında vatandaşlar ve sivil toplum örgütlerinin karşılaştığı maddi engellerin ortadan kaldırılması amacıyla TBMM'ye yasa değişikliği teklifi sundu. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda yapılması öngörülen bu değişiklikle, kamu yararına çevrenin, doğal yaşamın ve kültürel varlıkların korunması için açılan davalarda keşif ve bilirkişi ücretlerinin Hazine tarafından ödenmesi hedefleniyor.
'ANAYASA VATANDAŞA ÇEVREYİ KORUMA GÖREVİ VERMİŞTİR'
Rızvanoğlu teklifin gerekçesinde, son dönemde çevre davalarında ortaya çıkan maliyetlerin olağanüstü düzeylere ulaştığına dikkat çekerek, bu durumun adil yargılanma hakkını fiilen ortadan kaldırdığını vurguladı. "Çevreyi koruma görevi Anayasa'yla vatandaşa verilmiştir ancak vatandaş bunu yerine getirmek istediğinde karşısına yüksek mahkeme masrafları çıkmakta, bu da hukuki mücadeleyi neredeyse imkânsız hale getirmektedir" dedi.
Örnek olarak, İzmir Bayraklı'daki orman yangını sonrası orman sınırı dışına çıkarılan 375 hektarlık alanla ilgili açılan iptal davasını hatırlatan Rızvanoğlu, Danıştay 8. Dairesi tarafından talep edilen 180 bin TL’lik keşif ücretinin yalnızca 10 gün içinde yatırılmasının istendiğini, bunun da mahkemeye erişimi fiilen engellediğini belirtti.
'EKONOMİK NEDENLER ADALETİ ENGELLİYOR'
Anayasa’nın 56. ve 36. maddelerine atıf yapan Rızvanoğlu, çevre davalarının bireysel değil toplumsal bir hak mücadelesi olduğuna işaret ederek, yargı yolunun sadece biçimsel olarak değil, maddi anlamda da erişilebilir olması gerektiğini vurguladı. "Bilirkişi raporları bu davalarda belirleyici nitelik taşıyor. Ancak ekonomik nedenlerle keşif yapılamaması hem adaletin tecellisini engelliyor hem de çevre hukukunun etkinliğini zayıflatıyor" dedi.
Kanun teklifinde, kamu yararı gütmeyen davaların bu düzenlemeden yararlanamayacağı, yalnızca çevresel etkileri kamuya zarar veren projelere karşı açılan davaları kapsayacağı belirtildi. Amaç, çevreyi koruma sorumluluğunu yerine getirmek isteyen vatandaş ve sivil toplum örgütlerinin mücadelesinin mali engellerle bastırılmasının önüne geçmek.
Rızvanoğlu, teklifin yasalaşması durumunda çevre hukukunun daha etkin bir şekilde işlerlik kazanacağını ve vatandaşların anayasal hakkını daha özgürce kullanabileceğini belirtti.
