Erdoğan'dan 'Kobani Davası' açıklaması: 6-8 Ekim hadisesi terör kalkışmasıdır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı İdari Yargı Kura Töreni'nde geçtiğimiz hafta karara ulaşılan Kobani Davası'yla ilgili açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "6-8 Ekim hadisesi asla bir protesto gösterisi değil, terör kalkışmasıdır" derken, "Karar yüreklere su serpmiştir. İsyan girişiminden 10 yıl sonra da olsa hakkın yerini bulduğunu görüyor, bundan memnuniyet duyuyoruz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni'nde açıklamalarda bulundu.

1.png

Erdoğan, geçtiğimiz hafta sonuçlanan Kobani Davası ile ilgili olarak ilk yorumu kura töreninde gerçekleştirdi. Konuyla ilgili olarak Erdoğan, "37 insanımızın öldürüldüğü 6-8 Ekim hadisesi asla bir protesto gösterisi değil, terör kalkışmasıdır. Bu isyan sebebiyle 37 insanımız şehir eşkıyaları tarafından katledilmiştir" dedi.

Erdoğan'ın, Kobani Davası'nda 6-8 Ekim olaylarından hiç kimsenin ceza almaması, farklı sebepler nedeniyle cezaların verilmesine rağmen, bu şekilde yorumlaması dikkat çekti.

Bununla birlikte Erdoğan'ın diğer bir gündem konusu ise bugün hayatını geçirdiği helikopter kazası sebebiyle kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi oldu. Reisi'nin barış çabalarına şahit olduğunu söyleyen Erdoğan, "İran'ın yanındayız" mesajı verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cümlelerinden satırbaşları şöyle:

"Yasama ve yargı organlarımızın saygı değer temsilcileri, değerli misafirler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne milletin evine hoş geldiniz.

'REİSİ'NİN VERDİĞİ ÇABALARA BİZZAT ŞAHİTLİK ETTİK'

Bugün komşu ve kardeş ülke İran'dan üzüntülü bir haber aldık. Merhum Reisi'ye ve kazada hayatını kaybeden İran Dışişleri Bakanı ile diğer yetkililere Allah'tan rahmet diliyorum. Türkiye olarak pek çok kez olduğu gibi bu zor ve müessif günlerinde de komşumuz İran'ın yanında olacağız. Verdiği çabalara bizzat şahitlik ettik. Kendilerini şükran ve minnetle yad ediyorum.

Tüm imkanlarımızla kazadan sonra arama kurtarma çalışmalarına destek verdik. İranlı kardeşlerimize yardımcı olmak için hemen yola çıkıldı. Vefat edenlerin naaşlarına ulaşıldıktan sonra geri dönüldü.

İranlı kardeşlerimizin bu süreci kadim ve güçlü devlet geleneklerine uygun şekilde suhuletle yöneteceklerine yürekten inanıyorum. Gerek ikili ilişkilerimizi, gerekse bölgemizi ilgilendiren konularda Sayın Reisi ile çok yakın diyalog içinde olmuştuk. Bu elim kazadan derin teessür duyduk.

2.png

'25 BİNE YAKIN HAKİM VE SAVCIMIZ OLDU'

Bugünkü kurayla birlikte hakim ve savcı sayımızı 25 bine yaklaştırmış oluyoruz. Kaliteli insan kaynağı, kamu ve özel sektör fark etmeksizin hayatın her alanında sistemin başarısının temel unsurudur. Adalet hizmetlerinin standartlarını yükseltmek için yaptıklarımızın en başında personel sayımızın artırılması vardır. Adalet sisteminin kusursuz işlemesinin öncelikli şartı da yetişmiş personeldir.

9 bin 349 olan hakim savcı sayısını 2,5 kattan fazla arttırmak suretiyle mahkemelerimizin yükünü hafiflettik.

Merdivenaltı sistemden bugünkü fiziki koşullara ulaştık. Mahkeme kararlarındaki hataları en aza indirme amacıyla istinaf mahkemelerini kurduk. Bölge Adliye Mahkemelerini 15 yerde, Bölge İdare Mahkemelerini 9 yerde faaliyette geçirdik.

Adalet masumun dışarıda, suçlunun hapiste olmasıdır. Suçun cezasız kalmadığı duygusunu toplumda yerleştirdiğimiz ölçüde adaleti tehsis etmiş yani hakkı yerine koymuş oluruz. İnsanlar arasında cezasızlık algısının yaygınlaşması ise adalete güveni sarsacaktır. Bu bakımdan güvenilir ve seri bir şekilde tecelli eden adalet millet olarak beraberliğimizin ve huzurun güvencesidir.

Her mahkeme kararı sonrasında hak yerini buldu anlayışı ne kadar güçlenirse toplum da kendini o derece emniyette hisseder.

Darbe geleneğiyle hesaplaştık. Anayasayı değiştirerek darbecilerin yargılanmasını sağladık. Cumhuriyet tarihinde ilk defa milli iradeye gasp edenler yargılandı. 27 Mayıs mağdurlarının zararlarını darbeden 60 yıl sonra kurduğumuz komisyon vasıtasıyla tazmin ettik.

'253 İNSANIMIZI ŞEHİT EDENLER GÜN YÜZÜ GÖREMEYECEKLER'

Aynı durum 15 Temmuz elebaşları için de geçerlidir. 253 insanımızı şehit edenler, gün yüzü göremeyecekler. Yurt dışına kaçan alçakların da peşini asla ve asla bırakmayacağız.

ekran-goruntusu-2024-05-20-160441.png

'6-8 EKİM HADİSESİ ASLA BİR PROTESTO GÖSTERİSİ DEĞİL, TERÖR KALKIŞMASIDIR'

37 insanımızın öldürüldüğü 6-8 Ekim hadisesi asla bir protesto gösterisi değil, terör kalkışmasıdır. Bu isyan sebebiyle 37 insanımız şehir eşkıyaları tarafından katledilmiştir. Sokaklar, dükkanlar, okullar ateşe verilmiş kan akıtılmıştır. 6-8 Eylül olaylarını azmettirenler, kışkırtanlar, milletimize böyle bir acıyı yaşatanlar bellidir. Hukuk elbette bunlardan hesap sormak zorundadır. Terör kalkışmasının aklanmaya çalışılması demokrasiye hakarettir.

'KARAR YÜREKLERE SU SERPMİŞTİR'

6-8 Eylül olaylarını kimse mazur göremez. Vatanımızın bekasına, vatandaşın huzuruna kim kastederse karşısında yine bizi bulacak, yargımızı bulacaktır. Demokrasimize uzanan elleri kırmaktan çekinmedik yine çekinmeyeceğiz. Görevi huzuru sağlamak olanların darbe şartlarının olgunlaşmasını beklediği günler artık geride kalmıştır. Antidemokratik yollara başvuranların varacağı tek yer hukuka hesap vermek olacak. 6-8 Ekim olayları ilgili mahkeme kararların bu zaviyeden değerlendiriyoruz. Bu hadise asla protesto gösterisi değil 37 insanımızın vahşice öldürüldüğü terör kalkışmasıdır. Devlete karşı bir isyan girişiminde bulundular. 35 il 96 ilçede sokaklar dükkanlar, okullar ateşe verilmiş masumların kanı akıtılmıştır. Katledilenler arasında 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşları vardır. Hukuk elbette bunlardan hesap sormak zorundadır. Siyasi dava denilmesi her şeyden önce demokrasiye ve hukuka hakarettir. Haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Karar yüreklere su serpmiştir. İsyan girişiminden 10 yıl sonra geç de olsa hakkın yerini bulduğunu görüyor, bundan memnuniyet duyuyoruz.

Hukuk devleti ilkesinin yaşatılabilmesi için yargının her türlü taassuptan, hizipleşmeden azade olması şarttır. Siyasi ve ideolojik kamplaşmaların adalet sisteminde yol açtığı tahribatlar özellikle tecrübelerimizle çok iyi biliyoruz. Bunların tekrarına izin vermeyeceğiz. Yargımızın tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruması ilk ve öncelikli şarttır. Şunu bir kere daha kabul etmemiz lazım, adalete güveni ne kadar sağlam tesis edersek ekonomi ve demokraside o derece hızlı mesafe alırız. Türkiye Yüzyılı'na giden yolun diğer alanlarla birlikte adaletin işleyişindeki eksiklerin giderilmesi olduğunun farkındayız. Ülkemizi aydınlık yarınlara ancak adalet sistemimizin kusursuz işleyişi, hukukun eksiksiz tecellisi, yargıya güvenin pekiştirilmesiyle mümkündür. Bu hususlarda yaşanan ve yaşanacak sıkıntıların bizi yavaşlatacağını, hedeflerimiz ile aramıza gireceğini asla gözardı etmiyoruz. Adalet ve hukuk alanındaki reform iradesinin güçlü olmasını bu bakımdan kritik önemde görüyoruz. Adalet sistemimizin şeffaflaştırılması, hesap verebilirliğin artırılması, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının tahkim edilmesi için bundan sonra da yeni adımlar atmayı sürdüreceğiz. Siyaset kurumunun bütün paydaşlarının bu doğrultuda yürütülen çabalar ben destek olmaya çağırıyorum."

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN