Afetlerin sıklığı ve şiddeti artarken, özellikle yaz aylarında yaşanan yangınlar ve sel felaketleri hem can hem mal kaybını beraberinde getiriyor. Ancak bireysel ve kurumsal düzeyde bu risklere karşı alınan önlemler yetersiz kalıyor. Türkiye’de sadece Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) belli bir oranda uygulanıyor; diğer afet ve hasar risklerine karşı yapılan sigortalar ise hâlâ bireysel tercihlere bırakılmış durumda.
23 MİLYON KONUT KORUMASIZ
Verilere göre, ülkedeki yaklaşık 32 milyon konuttan 23,6 milyonu herhangi bir sigorta kapsamı dışında bulunuyor. Bu da olası bir afet sonrasında milyonlarca kişinin zararını kendi imkânlarıyla karşılamak zorunda kalması anlamına geliyor. Bu durum hem bireysel bütçeleri hem de kamu kaynaklarını ciddi şekilde zorluyor.
GÜVENSİZLİK SİGORTALILIĞI ENGELLİYOR
Türkiye Gazetesi'nde yer alan habere göre, sigorta şirketlerine duyulan güvenin düşük olması, sigortalılık oranının yükselmemesindeki başlıca sebeplerden biri. Geçmişte yaşanan bazı olumsuz tazminat örnekleri ve iflas eden şirketler, özellikle küçük şehirlerde “sigorta işe yaramaz” algısını pekiştiriyor. Ancak sektör temsilcileri, son yıllarda denetimlerin sıkılaştığını, şirketlerin mali yapılarının güçlendiğini ve hizmet kalitesinin ciddi oranda arttığını vurguluyor.
ZORUNLU HALE GELMELİ
Uzmanlar, sigortanın artık bir “tercih” değil, “zaruri bir ihtiyaç” olarak görülmesi gerektiğini belirtiyor. Avrupa ülkelerinde konutların büyük çoğunluğu sigortalıyken, ABD'de birçok eyalette konut ve iş yeri sigortası zorunlu tutuluyor. Türkiye’de ise hâlâ yaygın bir sigorta bilinci oluşmuş değil. Buna karşın sigorta poliçeleri, yılda birkaç yüz liraya mal olurken; yangından hırsızlığa, selden tesisat arızalarına kadar çok geniş kapsamlı teminatlar sunuyor.
“KASKO YAPTIRAN EVİNİ UNUTUYOR”
Sektör yetkilileri, araçlarına kasko yaptırmak için sıraya giren vatandaşların evlerini ihmal ettiğini söylüyor. Oysa yaşanabilecek bir afet, doğrudan yaşamsal güvenliği tehdit ediyor. Geniş teminatlı konut sigortalarıyla hem yapı hem eşyalar güvence altına alınabiliyor. Uzmanlara göre, sigortalılık bilincinin yerleşmesi için kamu spotları, eğitim kampanyaları ve belki de bazı teşviklerin devreye alınması gerekiyor.
OECD’DE SON SIRALARDA
Türkiye, sigortalılık oranında OECD ülkeleri arasında en alt sıralarda yer alıyor. Avrupa'da konutların sigortasızlık oranı ortalama yüzde 15 iken, Türkiye’de bu oran neredeyse beş katı. Bu tablo, hem bireyleri hem devleti büyük risklerle karşı karşıya bırakıyor.
