Dünyada birçok farklı canlı ve bitki türü yer almaktadır. İçlerinden öyle bir tanesi var ki görüntüsüyle herkesi hayran bırakıyor ancak kokusu 40 kat ötedekini kaçırıyor. Kimse görüntüsüne aldanmasın karşılaşan bir daha yanaşmak istemiyor. İşte dünyanın en kötü kokan çiçeği…
Dünyadaki canlı ve bitki çeşitliliği insanlığı da hayrete düşürüyor. Belki de birçok kişinin ilk kez karşılaşacağı o çiçek görüntüsü ile herkese hayran bıraksa da kokusuyla illallah ettiriyor. Keskin bir kokuya sahip olan bu çiçek sinekleri kendisine çekerken insanları da kendisinden kaçırıyor. Belirli bir bölgede yetişen bu çiçeklerin de % 67'si yok olma tehlikesi altında. İşte dünyanın en kötü kokan çiçeği…
GÖREN ANINDA KAÇIYOR
Dünyanın en büyük çiçekleri arasında yer alan Rafflesia, yüzlerce yıllık botanik gizemine sürdürmeye devam ediyor. Dev taç yapraklarıyla herkese hayran bırakan bu çiçek kokusuyla da herkesi canından bezdiriyor. Çürük et kokusunu andıran bunaltıcı bir kokuya sahip olan Rafflesia, ceset çiçekleri olarak da anılmaktadır.
Tayland, Endonezya, Malezya, Brunei ve Filipinler’in tropik ormanlarında sarmaşıklara bulaşan bir parazit olarak görülen bu çiçek gözlerden uzakta kalan iplik benzeri ufak filamentlerin oluşturduğu bir sistem olarak varlığını sürdürmektedir. Bu parazitin kimsenin aklına gelmeyecek aralıklardan asma kabuğunun içerisine sızması ile birlikte lahana benzeri bir tomurcuk üretmektedir. Bu yapının 1 metre genişliğine ulaşan yapısı ile birlikte 5 loblu dev bir çiçek ortaya çıkmaktadır. Çürük et kokusuyla polen yapıcı sinekleri kendisine çeken Rafflesia, gizemi çözülememiş bitki türleri arasında yer alıyor.
TÜRÜ TEHDİT ALTINDA
Yapılan çalışmalar kapsamında Rafflesia bitkisinin karşı karşıya kaldığı tehditlerde uzmanların dikkatinde yer alıyor. Küresel çaplı değerlendirildiğinde ilk eş güdümlü Ağın kurulduğu belirtilirken 42 türün ciddi bir tehdit altında olduğu ifade ediliyor. IUCN’nin Tehlike Altındaki Tür Kırmızı Listesi’nde yalnızca bu türün keşfinin yapıldığı belirtilirken bölgesel veya ulusal koruma stratejileri ile korunamadığının altı çiziliyor. 25 türünün ciddi tehlike altında olduğu belirtilirken 15 türünün de tehlike altında sınıflandırıldığı görülmektedir.