DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son yıllarda sık sık değiştirdiği enflasyon tahminlerini sert sözlerle eleştirdi.
Karal, yaptığı açıklamada Merkez Bankası’nın 2023, 2024 ve 2025 yıllarına ilişkin tahminlerinde ciddi tutarsızlıklar bulunduğunu belirterek, “Bir yılda dört farklı tahmin, her raporda yeni bir oran. 2023’te önce yüzde 22 denildi, sonra 58’e, ardından 65’e çıkarıldı. Gerçekleşen enflasyon yüzde 64,7 oldu. 2024 için hedefler 36’dan 44’e yükseldi ama yıl sonunda yine yüzde 65’i geçti. 2025 için de hedefler 21’den 24’e, oradan 33’e çıkarıldı. Görünen o ki değişen sadece tahminler, enflasyon hep yüksek kaldı” ifadelerini kullandı.
“MERKEZ BANKASI ÖNGÖRÜLEBİLİRLİĞİNİ KAYBETTİ”
Karal, Merkez Bankası’nın her çeyrekte tahmin değiştirmesinin, ekonomideki öngörülebilirliği ortadan kaldırdığını savunarak şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bir kurumun itibarıyla güven arasında doğrudan bir ilişki vardır. Merkez Bankası’nın her yeni raporla önceki tahminlerini geçersiz kılması, kurumsal bir zafiyetin göstergesidir. Bu kadar öngörüsüzlük kabul edilemez. Sıkı para politikasıyla zaman kazanılır ama güven geri gelmez. Çünkü güvenin temeli öngörülebilirliktir. Tahminlerin her raporda revize edildiği bir düzende kim, nasıl plan yapacak?”
DEVA Partili Karal, bu durumun ekonomik yönetimdeki belirsizliğin sembolü haline geldiğini de söyledi.
“HEDEF ŞAŞARSA ADALET DE ŞAŞAR”
Maaş artışlarının bu tutarsız tahminler üzerinden yapılmasının milyonlarca çalışanı doğrudan etkilediğini belirten Karal, “Ne memur, ne emekli, ne de işçi için adil bir oran belirlemek mümkün. Çünkü enflasyon hedefi üç ayda bir değişiyor. Hedef şaşarsa, adalet de şaşar” dedi.
“HUKUK, GÜVEN VE ŞEFFAFLIK OLMADAN EKONOMİ DÜZELMEZ”
Karal, açıklamasının devamında DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın sıkça vurguladığı “hukuk ve güven temelli ekonomi yönetimi” anlayışını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Enflasyonla mücadele sadece teknik bir mesele değildir. Hukukun üstünlüğü olmadan fiyat istikrarı sağlanamaz. Eğer kurumlar tarafsızlığını yitirmiş, hesap verilebilirlik ortadan kalkmışsa, hiçbir para politikası işe yaramaz. Hak, hukuk, adalet ve liyakat olmadan ekonomik istikrar mümkün değildir.”
Karal, “Kuralların işlediği, verinin şeffaf olduğu, kurumların bağımsız olduğu bir Türkiye mümkündür” sözleriyle açıklamasını tamamladı.
