HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, iktidarın şu anda Filistin halkının gerçek anlamda yanında olmadığını savunarak, "Türkiye’deki iç siyaseti tahkim etmek ve sadece kendi tabanına şirin gözükmek için sanki Filistin’in yanındaymış gibi davranıyor, timsah gözyaşı akıtıyorlar. AKP iktidarı döneminde İsrail ile geliştirilmiş olan ticari anlaşmalar ve askeri anlaşmalar katlanarak artmış durumda. Sadece askeri anlaşmalardan vazgeçmeyi düşünüyor musunuz, ey iktidar!" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bugün TBMM’de; partisinin grup toplantısında konuştu. Hatimoğulları, yepyeni bir isimle ama aynı paradigma, ruh ve mücadele azmiyle yola çıktıklarını söyledi.
Hatimoğulları, toplantıda şöyle konuştu.
“Bombalanıyor Gazze… İnanın her gün yüzlerce insan, çoluk çocuk, kadın, erkek bu savaşta yaşamını kaybediyor. Ve bütün dünyadan çağrı yükseldi, bütün dünya halklarından… İsrail bir an önce ateşkes ilan etsin, İsrail bir an önce silahları sustursun ve Filistin halkının kendi topraklarında bir nefes almasının önü açılsın. İki milyon insanın yaşadığı Gazze… Daracık bir coğrafya… Zaten 100 yıla yakındır İsrail’in bu bölgede yürütmüş olduğu siyaset, işgal politikası iki milyon insana küçücük bir alanı dar etmiş durumda. Gazze şu anda bir açık hapishane durumda. Bununla da yetirmiyor İsrail; Filistinlileri Gazze’den kovmak için orayı Filistinsizleştirmek, kendi topraklarına yeniden katmak için ve hatta İsrail Filistin’i haritadan silmek için çok ciddi adımlar atıyor. Bu savaşı ne yazık ki böyle okumak durumdayız.
'İKTİDAR TİMSAH GÖZYAŞLARI AKITIYOR'
Türkiye’deki iktidar şu anda kan ağlayan mazlum Filistin halkının ne yazık ki gerçek anlamda yanında değil. Sadece Türkiye’deki iç siyaseti tahkim etmek ve sadece kendi tabanına şirin gözükmek için sanki Filistin’in yanındaymış gibi davranıyor. Timsah gözyaşı akıtıyorlar ne yazık ki.
Cumhur İttifakı’na, MHP küçük ortak dahildir… ‘Ben Filistin’e seve seve giderim’ diye bugün de açıklama yaptı, önceki ‘24 saat’ açıklamasının akabinde. Buradan kendilerine soruyorum: AKP iktidarı döneminde İsrail ile geliştirilmiş olan ticari anlaşmalar ve askeri anlaşmalar katlanarak artmış durumda. Sadece askeri anlaşmalardan vazgeçmeyi düşünüyor musunuz, ey iktidar. Siz bu anlaşmalardan vazgeçmeyi düşünmüyorsanız, siz Filistin halkının yanında olamazsınız. Siz olsa olsa Türkiye’deki Müslümanları sadece, kandırmaya çalışmış olursunuz.
''BARIŞ' DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
HEDEP olarak mazlum Filistin halkının yanında olduğumuzu bir kere daha ifade ediyoruz. Mazlum Filistin halkı için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Bütün dünya kamuoyuna ve taraflara sesleniyoruz: Filistin’de devam eden bu saldırıların bir an önce bitmesi, sivil insanların yaşamını kaybetmesinin önüne geçilebilmesi için ne gerekiyorsa, herkesin bir an önce seferber olması lazım. Barışın sesi, savaşı bastırana dek; barış demeye devam edeceğiz.
'KÜRT SORUNUNU ÇÖZECEKSİNİZ Kİ BÖLGE SİZİ CİDDİYE ALSIN'
Bir de Rojava bombalanıyor. 1 Ekim’den bu yana bombalanmadık hastane, yakıt istasyonu, okul bırakılmadı. Orada yaşayan 5 milyon sivil bombardıman altında. AKP iktidarı diyor ki, ‘Filistin’de barış sağlayalım.’ Ama İsrail’in Filistin’de yaşattıklarını bu iktidar, Rojava’da 2011’de Kürtlere yaşatıyor…
Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmek üzere hala dört parçada sorun olarak devam ediyor. Eğer siz Filistin’e, Libya’ya ya da herhangi bir Orta Doğu ülkesine barışı taşıyacağım diyorsanız, öncelikle barışı kendi topraklarınızda tesis edeceksiniz. Öncelikle kronik olan ve derinleşmiş, kanayan yaramız olan Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözeceksiniz ki bölgeye örnek olabilirsiniz. Ben barış istiyorum dediğinizde bölgenin diğer halkları sizi ciddiye alabilsin.”
Hatimoğlları, Türkiye’deki ekonomik krize de dikkat çekerek, ülkedeki savunma harcamaları nedeniyle yurttaşların yoksullaştığını ifade etti. Hatimoğullları sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, bir sistemin sonucudur bunlar. Bugün otomotiv sanayinde çalışan bir işçi kendi imal ettiği arabaya hayatı boyunca binemeyecek, çünkü onu alacak parası yok. Bir ceketi düşünün. Bir terzi, fiyatı birazcık pahalı olan bir ceketi diken terzi, ömrü billah o ceketi giyemeyecek. İşte biz böyle bir sistemin içine, böyle bir kapitalist ve sermaye düzenin içinde yaşıyoruz. AKP iktidarının da buna ekledikleri cabası.”
'AÇLIK SINIRININ ALTINDA YAŞAMAYA MAHKUM EDİLDİK'
Hatimoğulları, AK Parti’nin TBMM’ye sunduğu 2024 bütçesine ilişkin de “Bu sunulan bütçede bizler gerçekten göreceğiz ki hiçbir şey değişmemiş. Eski tas eski hamam. Bu bütçede yine iktidar, bir türküde söyler ya. ‘Tahsildar da çıkmış köyleri gezer, elinde kamçısı yoksulu ezer’. İşte tam yoksulu ezen bütçeyi bir kere daha parlamentoda bizlerin önüne getirecekler. Orta ve küçük ölçekli esnaf, çiftçi ve üretici vergi yükü altında inim inim inliyor. KDV’lerden önemli bir gelir kaynağı sağlayarak, bugün içtiğimiz suya, yediğimiz ekmeğe kadar her şeyden KDV üzerinden gelir elde eden bu iktidar, ne yazık ki bu gelirleri halka adil şekilde dağıtmadığı için açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilmişiz hep birlikte.
Emeklilere 5 bin lira bir ikramiye verecek. Bu ikramiye bir sefere mahsus olarak verilecek. Peki bu maaşına zam bekleyen emeklinin ihtiyacını karşılar mı? Karşılamaz. Bugün gelsin Erdoğan aylık 7 bin 500 liralık aylıkla geçinsin bakalım. Geçinebilir mi? Onların saraydaki masrafları günlük olarak bu kadar emekçilere fazlası ile yetecek kadar saray masrafları var. Bugün emekliye layık gördükleri 7 bin 500 lira. Bunun anlamı nedir, siz tamam yaşlandınız, bitti. Harcadığınız emekler de bitti. Hadi kenara git otur. Oysa emekliler bugüne kadar çalışarak, emek vererek, alın teri dökerek bu toplumu bugüne kadar taşımız insanlar. Bizim emeklilere borcumuz var.”
