Yeni yayımlanan bir araştırma, mikroplastiklerin sadece vücuda değil, doğrudan beyne ulaşarak iltihaplanma ve nörodejeneratif hastalık riskini artırdığını ortaya koydu. Sidney Teknoloji Üniversitesi ile ABD Auburn Üniversitesi’nden araştırmacılar, insanların her yıl ortalama 250 gram mikroplastik tükettiğini belirtiyor—bu miktar yaklaşık bir yemek tabağına denk geliyor.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Molecular and Cellular Biochemistry dergisinde yer alan çalışma, işlenmiş gıdalardan çay poşetlerine, deniz ürünlerinden sentetik liflere kadar pek çok kaynaktan alınan mikroplastiklerin beyinde hasara yol açtığı beş temel biyolojik süreci tanımlıyor.
1. KAN–BEYİN BARİYERİ ZAYIFLIYOR
Araştırmanın ortak yazarı Doç. Kamal Dua, mikroplastiklerin bu kritik bariyeri geçirgen hale getirdiğini, bunun da bağışıklık hücrelerinin ve iltihaplı moleküllerin beyne sızmasına zemin hazırladığını söylüyor.
2. BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ALARM VERİYOR
Bariyer bozulduğunda vücut mikroplastikleri “yabancı madde” olarak tanıyor. Bu durum, beyin bağışıklık hücrelerinin saldırıya geçmesine ve iltihap süreçlerinin şiddetlenmesine neden oluyor.
3. OKSİDATİF STRES ARTIYOR
Mikroplastikler, reaktif oksijen türlerinin seviyesini yükselterek hücrelerde toksik bir stres ortamı oluşturuyor. Bu durum hem hücre hasarını tetikliyor hem de vücudun doğal antioksidan savunmasını zorlayarak beyin dokusunu daha kırılgan hale getiriyor.
4. MİTOKONDRİ İŞLEVİ BOZULUYOR
Doç. Dua’ya göre mikroplastikler, hücrelerin enerji merkezi olan mitokondrinin ATP üretimini düşürüyor. Enerji yetersizliği beyin hücrelerinin performansını zayıflatıyor.
5. NÖRONLAR ZARAR GÖRÜYOR
Mitokondri bozuldukça nöronlar yeterli enerjiye ulaşamıyor ve bu da uzun vadeli beyin hücresi hasarına yol açabiliyor. Bu mekanizmaların birlikte ilerlemesi, beynin savunmasız hale gelmesine neden oluyor.
Araştırma, mikroplastiklerin Alzheimer’da beta-amiloid ve tau protein birikimini artırabileceği, Parkinson ile ilişkili süreçleri tetikleyebileceği ihtimaline de dikkat çekiyor. Kesin bir neden–sonuç ilişkisi için daha fazla veri gerektiği vurgulansa da mevcut bulgular riskin göz ardı edilemeyeceğini gösteriyor.
Çalışmanın diğer yazarı Dr. Keshav Raj Paudel, plastik kullanımının azaltılması gerektiğini belirterek şu uyarılarda bulunuyor:
“Plastik kapları ve kesme tahtalarını tercih etmeyin, çamaşır kurutma makinesini daha az kullanın, sentetik yerine doğal lifleri seçin ve paketli gıdayı mümkün olduğunca azaltın.”
Bu yıl yayımlanan başka çalışmalar da mikroplastiklerin beyinde birikme olasılığının vücudun diğer bölgelerine göre daha yüksek olduğunu göstermişti. Nature Medicine’daki bir araştırmaya göre, beyin dokusundaki mikroplastik yoğunluğu, gram başına yaklaşık 4.800 mikrogram ile bir plastik kaşıktaki miktara eşdeğer.
