Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, T24'e verdiği röportajda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TBMM’nin yeni yasama yılı resepsiyonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile muhalefet liderlerinin aynı karede yer aldığı fotoğraf üzerinden başlayan tartışmalara değinen İmamoğlu, o görüntüyü “iktidarın meşruiyet arayışının sembolü” olarak nitelendirdi.
TBMM’de liderlerle mini zirve... Erdoğan: Samimi bir havada görüştük
İmamoğlu, “Bu fotoğraf, kendini yalnız ve güçsüz hisseden bir iktidarın mecburiyetidir. Yıllardır yok saydığı, hakaret ettiği muhalefetle bugün yan yana gelmek zorunda kalmıştır. Türkiye’yi demokrasi değil, demokrasi karşıtları yönetiyor” dedi.
'MUHALEFETLE FOTOĞRAF, YILLARDIR SÜRDÜRÜLEN NEFRET SİYASETİNİN ÇELİŞKİSİDİR'
Resepsiyonda çekilen fotoğraf karelerinin “kurgulanmış bir mizansen” olduğunu savunan İmamoğlu, iktidarın muhalefetle yan yana görünmeyi meşruiyet için araçsallaştırdığını söyledi:
“İktidarın, dün vatan haini dediği isimlerle bugün fotoğraf verebilmek için çaba göstermesi tam bir ikiyüzlülük örneğidir. Saray fotoğrafçılarının bu kareleri özel bir çabayla yakalamaya çalışması da bunun bir mizansen olduğunu açıkça gösteriyor.”
İmamoğlu’na göre, yıllardır muhalif siyasetçilere yönelik nefret dili kullanan, onları “terör destekçisi” ilan eden bir anlayışın bugün aynı masada oturması, toplumun hafızasında ciddi bir çelişki yaratıyor.
'TOPLUMUN TEPKİSİ, İKTİDARA YÖNELMİŞ BİR UYARIDIR'
Fotoğrafa gelen sert eleştirileri “doğal bir toplumsal refleks” olarak yorumlayan İmamoğlu, tepkinin adresinin muhalefet değil iktidar olduğunu vurguladı:
“Bu ülkede el sıkışmanın bile tepkiyle karşılandığı bir ortam oluştuysa bunun sorumlusu, siyasette nezaketi ve diyalogu ortadan kaldıran iktidardır. Halk, bu fotoğrafa gösterdiği tepkiyle kutuplaşmayı derinleştiren anlayışa itiraz ediyor. Ben bunu bir uyarı ve protesto olarak görüyorum.”
'DEM PARTİ'NİN TAVRI DEĞERLİDİR'
CHP içinden bazı isimlerin DEM Partililere yönelik eleştirilerine de değinen İmamoğlu, bu tavrın yanlış olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“DEM Parti, 19 Mart’tan beri süren hukuksuzluk sürecine karşı duruyor. Biz de yıllardır Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın hukuksuz tutukluluklarına itiraz ediyoruz. Çünkü mesele kişisel değil, hukukun üstünlüğü meselesidir. Biz hukuksuzluk kimden gelirse gelsin karşısında dururuz.”
İmamoğlu, bu tavrın sadece CHP’nin değil, Türkiye’deki tüm demokratların görevi olduğunu da sözlerine ekledi.
'BAZI DOSTLARIMIZ SOSYAL MEDYAYI FAZLA CİDDİYE ALIYOR'
Muhalefet içindeki tartışmalara değinen İmamoğlu, geçmişte ittifak yaptığı partilerden gelen eleştirileri “yersiz” buldu.
“Görüyorum ki bazı dostlarımız sosyal medyadaki münferit yorumları fazla ciddiye alıyor. CHP’nin Genel Başkanı, MYK’sı, Cumhurbaşkanı adayı bellidir. Biz mücadelemizi sosyal medyadaki tartışmalar üzerinden değil, halkın desteğiyle yürütüyoruz. Millet herkesin tercihlerini ve duruşunu görecektir.”
'KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA; BU MÜCADELE MİLLETİN MÜCADELESİ'
Parti içinde “CHP’nin tek başına iktidar olma hedefi” tartışmalarına da açıklık getiren İmamoğlu, yürüttükleri mücadelenin kişisel iktidar hırsıyla ilgisi olmadığını belirtti:
“Bizim derdimiz tek başına iktidar olmak değil. Bu, bir millet mücadelesidir. Türkiye ağır bir baskı döneminden geçiyor. Bu şartlarda demokrasiyi, hukuku ve adaleti yeniden tesis etmek için birlikte mücadele etmeliyiz. Bizim siyasetimiz şahsi değil, millet odaklıdır. ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’ derken samimiydik.”
'DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ İKTİDARIN PAZARLIK KOZLARI HALİNE GETİRİLDİ'
AİHM kararına rağmen Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tahliye edilmemesinin nedenine dair dikkat çekici sözler söyleyen İmamoğlu,
“İktidar, bu isimleri müzakere süreçlerinde koz olarak kullanmak istiyor. Samimi değiller, tutarlı değiller, en önemlisi ciddi değiller” değerlendirmesini yaptı.
İmamoğlu, yargının siyasallaşmasının sadece bireyleri değil, demokrasinin kendisini hedef aldığını vurguladı.
MACHADO TEPKİSİNE CEVAP: BİR KİŞİYİ DEĞİL, BİR İLKEYİ SELAMLADIM
Venezuelalı muhalif siyasetçi Maria Corina Machado’yu Nobel Barış Ödülü nedeniyle tebrik etmesinin ardından gelen eleştirilere de değinen İmamoğlu, paylaşımının yanlış yorumlandığını belirtti:
“Ben o paylaşımı yaparken, bir kişiyi değil, demokrasiye ve halk iradesine inancı selamlıyordum. Machado’nun Filistin’e dair görüşlerini ve ödülü ABD Başkanı’na ithaf ettiğini sonradan öğrendim. Bu beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Niyetim çok açıktı ama eğer bu paylaşım bir kardeşimi bile üzmüşse bundan derin bir üzüntü duyarım.”
'BİZİM MUHATABIMIZ MİLLETTİR, BAŞKA ADRESİMİZ YOK'
İmamoğlu, kendisine yöneltilen “dış müdahalelerden medet ummak” eleştirilerine ise sert yanıt verdi:
“Bizim meşruiyet kaynağımız yalnızca Türk milletidir. Biz dış müdahalelerden değil, halkın iradesinden güç alırız. Asıl dış müdahaleyi yapanlar, ülkenin doğal kaynaklarını pazarlık masalarında verenlerdir. Bugün meşruiyetini dışarıdan arayanların, verdikleri tavizleri açıklamaları gerekir.”
'BU FOTOĞRAF, İKTİDARIN ÇARESİZLİĞİNİN RESMİ'
Röportajının sonunda resepsiyon fotoğrafına yeniden değinen İmamoğlu, “Muhalefet liderlerine kızmak yanlış” diyerek şu ifadeleri kullandı:
“Bu kare, muhalefetin değil, iktidarın çaresizliğinin fotoğrafıdır. Dün hain ilan ettikleri liderlerle bugün aynı kareye girmek zorunda kalmışlarsa, bu ancak güç kaybının bir göstergesidir. Millet bu tabloyu net şekilde görüyor.”
İmamoğlu, Türkiye’nin yeniden demokrasiye, hukuka ve vicdana kavuşması için mücadelesini sürdüreceğini vurguladı:
“Bizim davamız ne şahsi bir hırs ne de makam meselesi. Bu mücadele, milletimizin özgürlüğü, adaleti ve onuru içindir.”
