İstanbul depreminin ardından uzmanlardan açıklamalar gelmeye devam ediyor. Endişe yaşayan vatandaşların merak ettiği, İstanbul depremi için korkutan 'fay atladı' iddiasına cevap geldi. Deprem kahini Prof. Şener Üşümezsoy cevapladı. İşte tüm detaylar...
BURAK ÖZTOPRAK
İstanbul'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından tartışmalar devam ediyor. 16 milyonu endişelendiren depreme dair iddialara Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'dan cevap geldi. İşte o cevaplar...
ŞENER ÜŞÜMEZSOY'DAN ÖNEMLİ DEĞERLENDİRMELER
Kamuoyunda açıklamaları merakla beklenen ve 2019 yılında Silivri açıklarında meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki (videoda 5.9 ve 6.2 olarak da bahsedilen depremlerle ilgili) depremi ve şiddetini yaklaşık bir yıl önceden öngördüğü belirtilen Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, YouTube kanalında yayınladığı son videosunda önemli değerlendirmelerde bulundu. Üşümezsoy, 2019 Silivri depremlerinin ardından ortaya atılan "fayın başka bir kola atladığı" yönündeki iddiaları eleştirerek, depremin kendi öngördüğü fay hattı üzerinde gerçekleştiğini savundu.
"DEPREM, BEKLENEN SEGMENTİ KIRDI"
Prof. Dr. Üşümezsoy, videoda 2019'daki depremlerin (özellikle 5.9 büyüklüğündeki ana şok ve ilişkili olaylar) meydana geldiği Silivri-Kumburgaz fay segmentini haritalar üzerinden detaylıca analiz etti. Bu depremin, kendi daha önceki çalışmalarında 6.0-6.5 aralığında potansiyel taşıdığını belirttiği yaklaşık 25-30 km uzunluğundaki fayı kırdığını ifade etti. Üşümezsoy, depremin merkez üssünü ve artçı sarsıntıların dağılımını gösteren haritalara işaret ederek, "Bu harita, artçıları gösteren harita. Kırmızı yuvarlak içinde 1 ile gösterilen kırılma merkezi oluşmuştur. Bu fayın, 6.2'lik fayın 20 km uzunlukta, 10 km derinlikte olduğu, 200 km²'lik bir yüzeyi yırttığı ortaya çıkmıştır" dedi. Üşümezsoy, bu depremin ardından yaşanan 5.9'luk ikinci bir depremle birlikte, bu segmentin "çift deprem" şeklinde kırılarak enerjisini büyük ölçüde boşalttığını vurguladı.
"FAY ATLADI İDDİALARI VE ARMİJO HARİTASI YANILGISI"
Üşümezsoy, deprem sonrası bazı uzmanların "kırılmanın yeni bir faya atladığı", özellikle Çekmece ve Yeşilköy'e doğru uzanan bir kola sıçradığı yönündeki yorumlarının paniğe neden olduğunu belirtti. Bu yorumların temelinde, Armijo'nun fay modelinin yanlış yorumlanmasının yattığını iddia etti. Kandilli Rasathanesi'nin de kullandığı, Armijo modelini temel alan haritalarda, Kumburgaz batısında fayın "nokta nokta" (şüpheli) gösterildiğini, bunun fayın orada bittiği veya belirsiz olduğu anlamına geldiğini söyledi. Ancak Üşümezsoy, bazı yorumcuların bu "nokta nokta" kısmı veya sonradan eklenen yapay "pull-apart" fay kollarını aktif fay gibi değerlendirerek, depremin bu kollara sıçradığı sonucuna vardığını, bunun hatalı olduğunu belirtti. "Bunların hatası, Armijo haritasında, orijinal haritasında Kumburgaz batısında fayın nokta nokta gittiği gerçeğine rağmen, onlar Pulapart'a, Çekmece, Büyükçekmece Pulapartı'na giden bir kola sıçradığı düşüncesine gelmişlerdir" ifadelerini kullandı.
MİKROSİSMİK VERİLER VE GERÇEK FAY HATTI
Prof. Dr. Üşümezsoy, Japon bilim insanı Ohmoto tarafından yapılan ve Marmara Denizi tabanındaki mikrosismik aktiviteyi gösteren haritayı da analizine dahil etti. Bu haritadaki deprem aktivitesinin yoğunlaştığı alanın, tam da 2019 depremlerinin meydana geldiği Silivri-Kumburgaz fayı olduğunu gösterdiğini belirtti. Üşümezsoy, bu verilerin, deprem aktivitesinin iddia edildiği gibi Çekmece'ye doğru uzanan yeni bir kola veya Orta Sırt'ı kesen yan atımlı faylara sıçramadığını, ana fay hattı üzerinde yoğunlaştığını kanıtladığını söyledi.
SONUÇ: "RİSKLİ BÖLGE KIRILDI, YENİ FAY YOK"
Sonuç olarak Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 2019 Silivri depremlerinin, önceden risk taşıdığını belirttiği Silivri-Kumburgaz segmentini kırdığını ve bu bölgedeki büyük deprem potansiyelinin bu depremlerle birlikte ortadan kalktığını savundu. Fayın başka bir kola atladığı veya Orta Sırt'ı kesen fayların aktif olduğu yönündeki yorumların, haritaların yanlış okunması ve mikrosismik verilerle desteklenmeyen iddialar olduğunu belirtti. Üşümezsoy, Marmara'daki ana deprem riskinin bu kırılan segmentte değil, diğer aktif segmentlerde aranması gerektiğini ima etti.
