İYİ Parti'nin, Kanal İstanbul Projesi'nin iptali ve olası deprem risklerine karşı önlem alınmasına ilişkin araştırma önerisi TBMM Genel Kurulu’nda reddedildi. İYİ Parti, CHP ve DEM Parti milletvekilleri, projenin İstanbul’a çevresel, sosyal ve ekonomik zarar vereceği konusunda uyarılarda bulundu. Kavuncu, doğa ve deprem risklerine dikkat çekerek, "Doğa ve deprem uyarıları duyulmuyor" dedi.
İYİ Parti tarafından Kanal İstanbul Projesi’nin yapımının durdurulması, su kaynaklarının korunması ve deprem risklerine karşı önlemlerin araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan grup önerisi, AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Projeye karşı çıkan muhalefet milletvekilleri, çevresel tahribat, kamu kaynaklarının israfı ve İstanbul’un deprem riskinin göz ardı edilmesini sert sözlerle eleştirdi.
Önerinin gerekçesini açıklayan İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, projenin İstanbul’un doğal ve tarihi dokusuna zarar vereceğini belirtti. Kavuncu’nun yanı sıra DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan ve CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı da projeye dair değerlendirmelerde bulundu.
"BU PROJEDE YER ALMAK BU ÜLKEYE YAPILABİLECEK EN BÜYÜK İHANETTİR"
“Bu projeyle İstanbul’un önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı tamamen yok oluyor. Yapılması planlanan beton kanal, 25 metre derinlikte, 250 metre genişlikte ve 40-45 kilometre uzunlukta. Bu projeyle tam 136 milyon metrekare tarım alanı yok oluyor, 83 milyon metrekare yaşam alanı ortadan kalkıyor. Ben bu işin zararlarını daha fazla anlatmayı da gerekli bulmuyorum çünkü hiçbirinizin anlayacağı yok, öyle gözüküyor ama şunu bilin ki Türkiye’nin geleceğine ihanet ediyorsunuz.
İçinde insan, doğa, tarih, kültür, İstanbul’un dokusu yok. Kim memnun biliyor musunuz bu projelerden? Gidin Arap ülkelerine, açın televizyonları, günlerdir, saatlerdir nasıl reklamlar yapılıyor, bakın. Bir rant projesidir bu. Bu bir rezalettir. 2011 yılında da bunun ne kadar büyük bir ihanet olduğunu İstanbul’a Sayın Devlet Bahçeli söylemişti. Ama artık yeter, projede rant peşinde olan her kim olursa olsun Türk milleti bunu tarihte affetmeyecektir. Buradan, bu projede yer almayı düşünen özel şirket temsilcilerine, yetkililerine, firmalarına da sesleniyorum: Her şey para değildir. Bu millet sizi affetmez. Bu projede yer almak bu kente, bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir.”
"AĞACIN, SUYUN KURUMASI ZENGİN İÇİN BİR ALTIN FIRSAT"
“Daha iki yıl önce yaşadığımız 6 Şubat depreminin kötü anısı dün gibi aklımızda. Yapılmayan denetimler, yaşanan ihmaller, deprem zamanı bürokrasiye takılan müdahalelerin çok geç başlaması bir doğal afeti yıkıma dönüştürdü. On binlerce insan canını kaybetti. Dileriz ki bu felaketten dersler çıkarılsın, fakat görüyoruz ki deprem riskinin çok yüksek olduğu İstanbul’da aynı durum tekrardan devam ediyor. İlimden, hukuktan, ekolojiden uzak projelerle bu şehir göz göre göre yok ediliyor.
Kanal İstanbul’u şu günlerde hepimiz seyrediyoruz, Arap televizyonlarında boy boy reklamları yapılıyor. Kanal etrafında yapılacak lüks konutlar Suriyelilere, Ürdünlülere, Katarlılara satılıyor. Mesela, 2020’de İstanbul’da kurulan ‘Altın Fırsat Gayrimenkul’ bunun bir örneği. Zenginler Kanal İstanbul’u altın bir fırsat olarak görüyor.”
"450 BİN KONUT MU, KANAL İSTANBUL MU?"
“Kanal İstanbul’a ayırdığınız kaynağı depreme hazırlık için ayırmak zorundasınız. Proje, resmi rakamlara göre 20 milyar dolarlık bir bütçeyle planlanıyor. Oysa devletin depremde yıkılan bir eve ödeyeceği doğal afet sigortası 2025 yılında 1 milyon 700 bin lira. Bu parayla 450 bin konut yapılabilir. Peki, 450 bin konut mu, Kanal İstanbul mu?
Ayrıca iletişim altyapısı her depremde olduğu gibi yetersiz kaldı. Çin 10G test ederken, biz hâlâ 5G altyapısına geçemedik. Neden? Çünkü siz gerekli yatırımları bu tür rant projelerinde harcıyorsunuz. GSM operatörlerini CHP’li belediye başkanları mı yönetiyor? Bu yatırımların kaynağı yanlış kullanılıyor.”