İZBETON davasında savcı mütalaasını açıkladı

İZBETON davasında savcı mütalaasını açıkladı

İzmir’de İZBETON üzerinden yapıldığı iddia edilen yolsuzluk davasının üçüncü duruşmasında savcı, bilirkişi raporları ve eksik evrakların beklenmesini, gelmeyen tanıkların bir sonraki celsede dinlenmesini talep etti. Tutuklu sanıklar Karcı, Kaya ve Soyer suçlamaları reddederek tahliyelerini istedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş'de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine açılan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın da aralarında olduğu 3’ü tutuklu toplam 65 kişinin yargılandığı davanın 3. duruşması devam ediyor.

Duruşmada, mağdur ve tanıkların ifadelerinin alınmasının ardından savcı mütalaasını açıkladı.

Cumhuriyet savcısı mütalaasında; müştekilerin davaya katılma taleplerinin kabulü, bilirkişi raporlarının beklenmesi, gelmeyen evrakların durumunun sorulması, duruşmaya gelmeyen tanıkların bir sonraki celse dinlenmesi yönünde görüş bildirirken tutuklu sanıkların tutukluluk halleri ile adli kontrol şartı olanların adli kontrol tedbirlerinin devam etmesini talep etti.

KARCI: KİMSE KENDİSİNİ DOLANDIRDIĞIMI İDDİA ETMEDİ

Savcının mütalaasını sunmasının ardından sanıkların mütalaaya ilişkin savunmalarına geçildi.

İlk savunmayı yapan İZBB eski Genel Sekreteri ve İZBETON eski Yönetim Kurulu üyesi Barış Karcı, ‘suçun unsurlarının oluşmadığını’ belirterek, “Şu ana kadar verilen ifadelerde dolandırıcılık yaptığıma ilişkin delil ortaya konuşmamıştır. Şu an sadece bir daire başkanıyım ve delilleri karartma durumum yok. Şu ana kadar kimse kendisini dolandırdığımı iddia etmedi. Süreçleri devam ettirirken hep hukuk desteğiyle yaptık. İnşaatların kontrol, iş ve işleyişini Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı yapıyor. İZBB mal sahibi ve İZBETON da yüklenici. İnşaatların gecikmesi halinde yapılacak kira ödemelerinin nasıl olacağı belirlenmiş. İZBB, kiralar nedeniyle kamu zararı olmadığını raporladı. Hepsini bir arada değerlendirirsek olmamış, olması muhtemel bir zarar nedeniyle buradayız. Ocak 2025 tarihine kadar Genel Sekreterlik ve İZBETON Yönetim Kurulu üyeliğine devam ettim. Her iki taraftan da bürokrat olarak imzam var. Hileli davranış yok, zenginleşen taraf yok, menfaat sağlanmamış, kasıt yok, kamu zararı yok. Meclis kararına dayanan şeffaf bir süreç yürütülmüş. Türkiye’de ilk defa Sayıştay bulgusu ağır ceza davasına dönüştü. Ben artık tutukluluğumu aileme açıklayamıyorum. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum” dedi.

KAYA: BİZİ CEZAEVİNDE ÇÜRÜTMEK İSTİYORLAR

Dosyada, temsil ve ağırlama suçlamasıyla faturaların sahte olduğu söyleniyor. İşin gereği için yapılan harcamalardır. Nitelikli dolandırıcılık deniliyor. Biz kimi dolandırdık? İZBETON’un tek ortağı İZBB’dir. Tunç başkan ‘bu harcamalardan haberim ve bilgim var’ diyor. O zaman biz kimi dolandırmış olacağız? Bu dosyada suç istinatları iç denetim raporlarıyla başlıyor. Yönetim değiştikten sonra benim istifamdan 3 gün sonra 10 Nisan’da iç denetim başlıyor. Bizi cezaevinde çürütmek istiyorlar. İç denetime göre bir denetim yapılmadı. Bu iç denetim usulsüz. Bize bir şey sorulmadı. Raporu savcılığa götürdüler. Savcılık bunu delil olarak aldı” diye konuştu.

“ALİAĞA BELEDİYESİ’NİN BİR YILDAKİ TEMSİL VE AĞIRLAMA GİDERİ 56 MİLYON”

İddianamede eylem 3 olarak bahsedilen ‘temsil ve ağırlama’ konusu ile kamu zararı konularına da değinen Kaya, şunları söyledi:

“Sayıştay bizi 5 yıl denetlemiş. Bir yıl bile temsil ve ağırlamaya ilişkin eleştirisi yok. İZBETON2un o dönemki bütçesi 2 milyar lira. Beş yılda 5 milyon lira teşmil ve ağırlama gideri olmuş. İZBETON gibi bir kurum için bu çok olağan. Aliağa Belediyesi’nin bir yıldaki temsil ve ağırlama gideri 56 milyon. Eğer adalet işliyorsa ben yargılanıyorsam o da yargılansın. Ayrıca onda Sayıştay kararı da var bende yok.

“ZARAR OLMADAN NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK OLMAZ”

Kooperatif mevzusu. 11 villa deniliyor. Projede yok. İddia üzerine içeride yatıyoruz. Kamu zararı… Kiralara ilişkin bir kamu zararı yok. Dosyanın oluşmasına sebep olan tanık, ‘sözleşmeler geçerlidir’ dedi. Bilirkişi ‘Sözleşmeler iptal olacaktır’ diyor. Fantezi! Ortada feshedilen sözleşme yok. Velev ki zarar var. Teminatlar var, zaten onun için de sürecin tamamlanması gerekiyor. Tapular hala belediyede. Nasıl zarar oluşuyor? Zarar olmadan nitelikli dolandırıcılık olmaz. Zararın olmadığını Sayıştay da söylüyorsa biz nasıl 5,5 aydır yatıyoruz içeride? Bizim yeni yönetime zerre minnetimiz olsaydı burada sürünmezdik. Zarar ne zaman ve kimden doğuyor anlamadım. Biz sözleşmeyi yaptık diye mi inşaatlar durduruldu diye mi yoksa yeni sözleşmeler yapıldı diye mi? Savcı mütalaasında mevcut delil durumu dedi. Bunu demeyin. Kuvvetli kanaat oluşturacak bir şey lazım. Ben tahliyemi aksi fikirdeyseniz de adli kontrolle tahliyemi talep ediyorum.”

SOYER: KONTROL VE DENETİM YETKİSİ, KOOPERATİFLERİN İÇ İŞLERİNE KARIŞMASINA İZİN VERMEZ

Mütalaaya ilişkin savunma yapan İZBB eski Başkanı Soyer, süreci hatırlatarak şunları söyledi:

“Şikayetçi olanların ifadelerinde hakim olan duygu hayal kırıklığı. Bu hayal kırıklığı ortaya konulurken somut bir dolandırıcılık iddiası duymadık. Bir mağduriyet var ama sebebi biz değiliz. İzBB, İZBETON’la protokol yaparak kilitlenen kentsel dönüşüm süreçlerini açmıştır. Bu protokol Meclis kararıyla ve şeffaf olarak yapıldı. İZBETON bu yetkiyi aldıktan sonra kooperatiflerle sözleşmeler imzalamıştır. İZBETON kooperatifler yerine bir inşaat şirketiyle kat karşılığı yapım anlaşması yapsa her şey hukuka uygun mu olacaktı? Sayıştay kılı kırk yarmasına rağmen kamu zararı tespit etmedi. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 12 Temmuz 2023 tarihli yazısı geldiğinde, Belediyemiz Hukuk Müşavirliğinden yazılı görüş istedim. ‘İnşaatların devamında hukuki bir engel olmadığını’ bildirdiler. Bu nedenle inşaatlara devam edildi. Temmuz 2024’te İzBB mevcut yönetimi, kendi kurumsal hukuki mütalaasına değil, İl Müdürlüğü’nün yazısına itibar ederek inşaatları durdurdu. Eğer İzBB, kendi hukuki görüşüne uygun olarak geçen bir buçuk yıl içinde inşaatları devam ettirseydi muhtemelen 5 kooperatifle de ya sona çok yaklaşmıştık ya da bir bölümünde anahtar teslimlerine başlamıştık. İzBB’nin kontrol ve denetim görevini yeterince yapmadığı ifade edildi. Bu doğru değil. İzBB’nin kontrol ve denetim yetkisi, kooperatiflerin iç işlerine karışmasına, mali, idari denetim yapmasına izin vermez. Bizim yetkimiz inşaatların depreme dayanıklılığının kontrolü ile sınırlıdır.”

“YÜZLERCE MİLYONUN BELEDİYENİN CEBİNDE KALDIĞI NASIL GÖRÜLMEZ”

Kamu zararı konusuna da değinen Soyer, savunmasında şunları söyledi:

“Sürecin hukuksuz olduğuna dair söylemleri kimlerin, neden çıkardığını bilmiyorum, Sayıştay’da bu konuyla ilgili bir kamu zararı çıkmadığı gibi bu konu sorguya bile konu olmadı. Projenin hukuksuz olduğuna dair bir Bakanlık yazısı gelmedi. Bizim kontrolörlerimizin tespit ettiği, mühürlediğimiz, bizim yıktırdığımız imalatlar olmasına rağmen bu inşaatları yapan kooperatiflere haksız menfaat temin ederek dolandırıcılık yapmakla suçlanıyoruz. Türkiye’de bir belediyenin para harcamadan gerçekleştirdiği bir tane kentsel dönüşüm örneği yok. Biz belediyenin cebinden tek kuruş çıkmadan, binlerce vatandaşı evlerine kavuşturacak bir model kurduk.

Belediyenin gelecekte ödeyeceği kira bedellerinin kamu zararına yol açacağı tespitini yapan iddia makamı, belediyenin yüz milyonlarca lira harcayarak yapacağı kentsel dönüşüm için para harcamamasının yaratacağı büyük kamu menfaatini nasıl göremiyor? Asıl büyük kamu zararının inşaatların durdurulmasıyla ortaya çıktığı ne zaman görülecek? Nasıl görülmez! Yüzlerce milyonun belediyenin cebinde kaldığı nasıl görülmez!

Aylardır tek kişilik bir hücrede ceza çekmeyi, onuruma leke sürülmesini hakkedecek hiçbir şey yapmadım. Aksine dosyanın röntgenini çekin sadece iyi niyet ve iyilik göreceksiniz. Önünde sonunda tamamen aklanacağımı herkes biliyor. O nedenle beraatimi talep ediyorum. Ama şimdi önce özgürlüğümü istiyorum.”

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN