Beşiktaş'taki otelde kameraların kapatılmasıyla ilgili soruşturmada, eski otel müdürü Sinan U.'nun savcılık ifadesi dikkat çekti.
Beşiktaş'taki bir otelde kameraların kapatılmasıyla ilgili yürütülen soruşturmada, o dönemde otel müdürü olarak görev yapan Sinan U.'nun savcılık ifadesine ulaşıldı. Sinan U., "Jammer kullanmanın da suç olduğunu bilmiyordum" diyerek, toplantılar sırasında kullanılan cihazların hukuka aykırılığına dair bilgi sahibi olmadığını savundu.
İBB yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında, Ekrem İmamoğlu'nun gittiği oteldeki kameraların kapatılmasına ilişkin gözaltına alınan o dönemki otel müdürü Sinan U, kameraların kapatıldığı anı görmediğini, görse buna izin vermeyeceğini söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, tutuklanıp İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından yürüttüğü yolsuzluk soruşturması devam ediyor.
İmamoğlu'nun gittiği ve kameraları kapatılan Beşiktaş'taki otelde o dönemde otel müdürü olarak görev yapan Sinan U'nun savcılık ifadesine ulaşıldı. Oteldeki müdürlük görevine Kasım 2023'te başladığını söyleyen şüpheli Sinan U, bu yılın mart ayı sonuna kadar görev yaptığını belirtti.
"JAMMER KULLANMANIN DA SUÇ OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"
Bu süre zarfında Ekrem İmamoğlu ve kalabalık bir grubun toplantı için otele geldiğini söyleyen Sinan U, "Ortalama 1-2 saat otelde dururlardı. Gelmeden evvel korumaları gelir, toplantı yapılacak salonları kontrol ederlerdi. Yanlarında da jammer getirirlerdi. Jammer kullanmanın da suç olduğunu bilmiyordum. İmamoğlu otele gidip geldiğinde genelde ben karşılar ve yolculardım. Yanında koruma müdürü Mustafa ile özel kalem müdürü Kadriye (Kasapoğlu-şüpheli) olurdu." ifadelerini kullandı.
Sinan U, soruşturmanın şüphelilerinden İBB Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu'nun otele genelde erken gelip erken çıktığını ve toplantılara çok katılmadığını belirtti.
Sorgusunda kendisine gösterilen fotoğraflara ilişkin de Sinan U, "Bana fotoğraflarını gösterdiğiniz kişilerden isimlerini Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz olduğunu öğrendiğim şahısları otelimizde gördüm. Murat Ongun'u da birkaç defa otelde hatırlıyorum. Hüseyin Köksal'ı hatırlamadım." dedi.
Sinan U, ifadesine şöyle devam etti:
Basına yansıyan kamera kapatılma görüntüleri, ikinci katta bulunan toplantı salonunu gösteren kameraya aittir. Kamera kapatıldığı anı ben görmedim. Otelin kamera sistemini izleyen personel vardır ancak otelde 400'e yakın kamera olduğundan her kamerayı takip etmek mümkün değildir. Kameraların hepsi kayıt yapar. Bir olay olduğunda bu kayıtlar açılıp izlenir. Ekrem İmamoğlu otele her geldiğinde, gelmeden önce jammerler otele getirilirdi. Ancak bu jammerlerin kullanılmasından dolayı otel sisteminde herhangi bir aksaklık yaşanmadı. Jammerlerin ayarı var mı bilmiyorum.
Gözaltına alınan güvenlik müdürü Osman Gündüz Bora O'nun işe alınmasını kendisinin tavsiye ettiğini söyleyen Sinan U, onun hala otelde çalıştığını ifade etti.
"KAMERALARIN KAPATILDIĞINI GÖRSEM BUNA İZİN VERMEZDİM"
Sinan U, otelden ayrılış gerekçelerinin güncel olaylarla ilgisi olmadığını belirterek, "Ekrem İmamoğlu'nun yaptığı toplantıların faturasını M** adına yazıyorduk. Operasyon Müdürü Cem A, faturanın M**'a yazılmasını söylemişti. 14 Mart'ta ayrılmak için dilekçe verdim. Firmayla anlaşamadım. Delilleri gizleme ya da karartma fiilini kabul etmiyorum. Kameraların kapatıldığını görsem buna izin vermezdim." savunmasını yaptı.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanıp İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun Beşiktaş'ta gittiği otelde güvenlik kameralarının kapatılmasına ilişkin, o dönemki otel müdürü Sinan U. ile güvenlik müdürü Osman Gündüz Bora O. hakkında "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan gözaltı kararı verilmişti.
Şüpheliler karar doğrultusunda gözaltına alınmıştı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen şüpheliler, "yurt dışına çıkış yasağı"nı içeren adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmıştı.
