KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’ın Avrupa Birliği (AB) ile yaptığı anlaşmalara ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Türk devletleri, Rum tarafıyla ilişkilerine biraz daha dikkat etmeli” dedi. Tatar, KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki konumuna vurgu yaparken, AB'nin son dönemdeki hamlelerinin Kıbrıs Türklerinin varlığını gölgelemeyi amaçladığını belirtti.
RUKEN ÖZALP
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs’a ziyarette bulunan Türk gazetecileri kabulünde gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle bazı Türk Devletleri’nin Avrupa Birliği ile imzaladığı son anlaşmalara dikkat çeken Tatar, bu gelişmelerin “olağan ve doğal” olmakla birlikte dikkatli olunması gereken diplomatik süreçler barındırdığını ifade etti.
Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi olan Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan gibi ülkelerin AB ile iş birliğine gitmesinin kendi ekonomik ve siyasi çıkarları doğrultusunda anlaşılabilir olduğunu belirterek, “AB ile yapılan projelerde ticari fırsatlar, mali katkılar ve çeşitli kalkınma hedefleri söz konusu olabilir. Bu anlaşmalar ülkelerin kendi çıkarları doğrultusunda şekilleniyor” dedi.
Ancak KKTC Cumhurbaşkanı, anlaşmaların içerdiği bazı maddelere ilişkin endişelerini de dile getirdi. Anlaşmalarda yer aldığı belirtilen ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına atıfta bulunan ifadelerin, Kıbrıs meselesinde Rum tarafının tezlerini güçlendirecek şekilde kurgulanmış olabileceğini vurgulayan Tatar, “Bu tür maddeler, Türk tarafını dışlayıcı bir zemine çekebilir. Türk devletleri, bu maddelerin uzun vadede nasıl sonuçlar doğuracağını iyi değerlendirmeli” ifadelerini kullandı.
“AB’NİN ASIL HEDEFİ KKTC’NİN TDT'DEKİ VARLIĞINI SORGULATMAK”
Tatar, Avrupa Birliği'nin şimdiye kadar ilgi göstermediği Orta Asya coğrafyasına yönelmesini, KKTC’nin 2022 yılından bu yana Türk Devletleri Teşkilatı'na gözlemci üye olmasından sonra gelişen bir durum olarak yorumladı. Tatar’a göre, AB’nin bu hamlesi Kıbrıs Türk halkının uluslararası düzeyde görünürlüğünü azaltmaya ve teşkilattaki yerini gölgelemeye yönelik bir stratejinin parçası.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Türk devletlerinin, Kıbrıs Türk halkının hakkını ve hukuki statüsünü tanımaları büyük önem taşıyor. Rumlarla ilişki kurmaları doğaldır, ancak bu ilişkilerde KKTC’nin yok sayılmasına yol açacak her türlü adımdan kaçınılmalı. ‘Rum Kesimi ile ilişki kurarım ama Türk tarafını da göz ardı etmem’ denilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
“KIBRIS TÜRKÜ İLE DAYANIŞMA BEKLİYORUZ”
Tatar, Türk dünyasıyla aynı dili konuşan ve ortak kültürü paylaşan KKTC'nin, TDT çatısı altında doğal bir yere sahip olduğunu dile getirerek, “Bu birliktelik, tarihsel ve kültürel bağların bir gereğidir. Türk dünyasıyla ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Türk devletlerinin Avrupa Birliği ile ilişkiler geliştirmesi elbette doğaldır. Ancak nüfusu 800 bin olan bir toplumun egemenliğindeki Kıbrıs Rum Kesimi'nin tüm adayı temsilen hareket etmesi uluslararası adalete aykırıdır. Türk devletlerinden beklentimiz, Kıbrıs meselesinde daha dikkatli ve hakkaniyetli bir duruş sergilemeleridir. Barışçıl bir çözüm ve eşit egemenlik temelinde, Rum tarafıyla kurulacak her ilişkide Kıbrıs Türk halkının varlığına da aynı ölçüde saygı duyulması gerekir.”